23.03.2021, 18:01 103

Dini öğretilerin psikolojimize katkısı 

İnsan, mutlu ve iyi olmak arzu eder. Mutluluk, düşünce tarihinin en temel felsefi ve ahlâki konusu olduğu gibi,insanoğlunun hep peşinden gittiği en temel gayesinden biri olmuştur. Öyleyse din, insanı hem bu alemde hem de ötelerde huzurlu kılmak içindir. Din’in psikolojimize pozitif katkısını ve iman-davranış ilişkisini yeniden düşünmek zorundayız. 

Dini öğretilerin psikolojimize olumlu katkısı onları doğru ve onların bizim iyiliğimiz ve huzurumuz için olduğunun idrakiyle okumamıza bağlıdır. 

Evet, Kur’an, insan için nazil olan bir kitab-ı İlahi olduğundan, her hakikatin insan psikolojisine yansıyan pratik bir karşılığı olmalıdır. Mahkumlara ara sıra sorarım: Rabbin isimleri sizin için ne ifade ediyor?  

Mesela Kur’an’da, mutlak kudret sahibinin Rabbimiz olduğu hatırlamasının bize bakan yönü nedir? Öyle ya sonsuz güç sahibi olan bir Kudret aciz ve muhtaç bir varlık olan insana gücündeki nihayetsizliği niye hatırlatır? Bu hatırlatma Allah’ın bizzat kendisinin ihtiyacı olan bir şey değilse Kur’an da sadece el Kadir ismi Allah’a nispetle niçin yedi defa zikredilir? 

Bir hatırlatma olan vahyin burdaki hedefi elbette kullarına özgüven vermesi içindir. Zengin ve kudretli bir adam düşünün. Kendisini seven ve kendisinin de sevdiği ve kendisini yalnız, güçsüz ve kimsesiz hisseden bir dostuna kendi imkanlarını hatırlatıyor. Hatırlatıyor ki o dostu kendisini yalnız, çaresiz ve güçsüz hissetmesin. İşte onun gibi alemlerin Rabbi dahi kitabında kudretini anlatıyor ki şu dünya gurbetinde kulu ümitsizliğe düşüp kendisini yalnız ve imkansız hissetmesin. 

Rabbin kudretini hatırlamak biz de özgüvenimizi ziyadeleştirmelidir. Allah isterse imkansız yoktur. İstemeyi verdiğine göre vermeyi de istiyor ki bana irade vermiş, akıl vermiş, kayıtlı güç ve ömür vermiş. Demek ki yalnız değilim. Madem her şey O’nun kudretiyle vücud buluyor öyleyse kula düşen, O’nun ilmine ve kudretine teslim olmaktır. İşte bu teslimiyette, hem cehdetmek, hem huzur içinde olmak, hem de umut vardır. 

Bir mahkum psikolojisi için Allah’ın kudretini hatırlamak, kendisini yalnız ve çaresiz hisseden kimseler için en büyük imkandır. Madem ki Allah mutlak kudret sahibi, öyleyse ben bu daracık hücremde dahi yalnız ve kimsesiz değilim. Rabbim, kudretiyle her daim benimle beraber. O’nun kudretinin neticesi olarak ayağa kalkabiliyorum. Gözlerimi açıp kapayabiliyorum. Nefes alabiliyorum. Yemek ve içmek gibi ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. Düşünebilmem ve konuşabilmem hep O’nun kudretiyle oluyor. Her davranış, O’nun kudretiyle vücud buluyor.  Bunları yapabildiğime göre yalnız da kalsam yalnız değilim. 

Rabbin kudretini hatırlayan bir mahkum aynı zamanda bu dünya hayatında yaşadığı haksızlıkların da, bir gün hesabının sorulacağı ümidiyle hayatını anlamlı bir şekilde yaşamaya devam eder. Hiç bir suç işlemediği halde içerde mahkum olan insanların da sayısı az değildir. Bu şekilde müebbed mahkumlar var. Bir iftiranın sonucu olarak hayat boyu içerde olmanın verdiği acıyı dindirecek tek iksir, Rabbin kudretini düşünerek mahşer gününü hatırlamasıdır. Bu kainatı bir defa yaratan Allah bir defa daha yaratmaya gücü yeter. Mahşer olacak ve hesap sorulacak diyerek içindeki öfkeyi yönetebilme şansı elde eder. 

Kudret-i mutlak olan Rabbini hatırlayan bir mahkum, Allah için imkansız olmadığının bilincinde olur. Şartlar her an değişebilir ve beklenmedik gelişmeler hayatında mümkün olabilir. Nitekim bazen yasalar değişir ve müebbed mahkumlar genel af ile özgürlüklerine kavuşabilirler. Mesela Türkiye’de nice mahkum idamını beklerken özgürlüğüne kavuşmuştur. 

Bizler de içimizi acıtan ve bize elem ve keder veren olayları tek tek düşünmeliyiz. Bizi yeise sevkeden olayları düşünmeliyiz. Sonra Rabbin kudretini hatırlamalıyız. Evet, Kur’an “O her şeye Kadirdir” diyor. Öyleyse bize düşen, O kudret-i Sonsuzdan bize güç vermesini istemek ve cehdetmektir. Akif’in dediği gibi “Yeis öyle bir bataktır batarsan boğulursun, Azmine sımsıkı sarıl bak o zaman ne olursun” 

Bir geceyi bin gece yapmaya muktedir olan, evreni taht-ı idaresinde bulunduran ve bizim nefes almamızı ve vermemizi sağlayan, göz kapaklarımızı indiren ve kaldıran Rabbin neye gücü yetmez ki? 

Zira Kur’an şöyle der “ ..Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” (YUSUF Suresi 87. Ayet) 

O halde Rabbin kudretini hatırlamak içimize umut vermeli. Bizi psikolojik olarak yeniden dirilterek hayata ve olaylara daha ümitvar bir pencereden bakmamıza vesile olmalı. Zaten anı ve şartları mutlaklaştırmak insanoğlu'nun en büyük yanılgısıdır. 

Selam ve dua ile 

Yorumlar (1)
Salahaddin lekesizer Allah sevsun sevindirsin sevdiklerinin icine dahil etsin işallah 3 yıl önce
Salahaddin lekesizer Allah sevsin sevindirsin sevdiklerinin içine dahil etsinetsin işAllah
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 20 Nisan 2024
İmsak 04:26
Güneş 05:52
Öğle 12:43
İkindi 16:25
Akşam 19:24
Yatsı 20:44
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı