Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Ankara Şubesi tarafından gerçekleştirilen “2’nci İl Eğitim Şûrası” Ankara, Sincan’da gerçekleştirildi. Şûrada, Öğretmenlik Meslek Kanunu başta olmak üzere eğitim alanındaki sorunlar uzmanları tarafından ele alınırken, sorunlara ilişkin de çözüm önerileri tartışıldı. Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Ankara Şubesi tarafından gerçekleştirilen ‘2’nci İl Eğitim Şûrası’ Ankara, Sincan’da gerçekleştirildi. Şûrada, ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü, ÖĞ-DER Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın, MEB Talim Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk ve Eğitimde Psikolojik Dersler Uzmanı Mahir Kılıçoğlu birer konuşma gerçekleştirirken öğretmenlerin sorunları ve çözüm önerileri sunuldu.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili konuşma gerçekleştiren ÖĞ-DER Genel Başkanı Hamdi Sürücü, öğretmenlik mesleğinin önemli bir meslek olmasına rağmen uygulamada var olan Öğretmenlik Meslek Kanununun içerik olarak yetersiz olduğunu ifade ederek, “Bütün mesleklerin birer kanunu var fakat öğretmenlerin yok. Öğretmenlik ile ilgili kurallar her yerde var fakat hiçbir şey yok. Öğretmenler 60 yıldır bekliyor. 2021 yılında alelacele bir kanun teklifi verildi. Bugün 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu diye 2022 Ocak ayında kanunlaşmış olan bu kanunda öğretmenlik bulunmuyor. Birçok yapı yönetmeliklerde var fakat biz yönetmeliklerden kurtulup sağlam bir yapı olsun istiyoruz. Bu kadar yoku barındıran bir kanun nasıl olurda Öğretmenlik Meslek Kanunu olabilir?” diye sordu.
Yürürlükte bulunan Öğretmenlik Meslek Kanununun, insanlar ve meslek ile alay etmek olduğunu ifade eden ÖĞ-DER Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın, zamanla düzeltilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekerek, “Bu kanunda aday öğretmenlik, uzman ve başöğretmenlik ve 3600 ek gösterge var ancak öğretmen yetiştirmeden, öğretmen atamaya kadar her alanı kapsayan bir kanun olması gerekirdi” dedi.
Pandemi ile birlikte hayatta yaşanan değişimlere değinen MEB Talim Terbiye Kurulu Üyesi Mehmet Baki Öztürk, bilişim teknolojilerinin kontrolsüz kullanımında insanlarda zaman ve mekan kaybına neden olduğuna dikkat çekerek, “İnsanlık aslında 200-300 yılda bir makas değiştiriyor, viraj alıyor. Bu noktalarda o esnada yaşayan insanlar yaşananların tam olarak ne olduğunun farkında değil. Bu bilişim teknolojileri insanda iki duyguyu tahrip ediyor, biri zaman algısı ve duygusu, diğeri de mekan algısı ve duygusu. Yani insanın koordinatlarını yok ediyor. Çaresi bizim kendi köklerimizde” ifadelerini kullandı. Eğitimde uygulanan 12 yıllık zorunlu eğitim ile birlikte gençlerin yönlendirilmesi ve mesleki eğitimin geriye gittiğine dikkat çeken Eğitimde Psikolojik Dersler Uzmanı Mahir Kılıçoğlu, 4+4+4 sistemi ile birlikte planlananların çoğunluğunun uygulanmadığını ifade etti.
