Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Trabzon’da basın mensuplarıyla bir araya geldi:
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Trabzon’da basınla kahvaltıda bir araya geldi. Gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, basın mensuplarının sorularını da cevaplandırdı. Açıklamalarına Süper lig şampiyonu olan Trabzonspor’u tebrik ederek başlayan Karamollaoğlu, “Trabzonspor’un şampiyonluğunu tebrik ediyoruz. 3 büyükler, dört büyükler haline geldi. Trabzonspor’u gönülden tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. Partisinin il teşkilatını da tebrik eden Karamollaoğlu, “Trabzon teşkilatımız, Türkiye’de en iyi çalışan teşkilatların başında geliyor. Trabzon, 50 bin üye kaydeden illerden biri haline geldi” dedi.

Türkiye’deki mevcut tabloyu gözler önüne seren Karamollaoğlu, “Esas meselemiz ülkemizin içinde bulunduğu şartlar. Bu seçimlerde dikkat çeken hususu Tayyip Bey gündemine aldı. Seçim Kanununu değiştirdi. Dünyanın hiçbir yerinde seçim kanunu ile oynanmaz. Çorbaya döndü bu iş. Bir kör dövüşü var. Acaba ben seçimlere müdahale ederek bir şeyler yapabilir miyim düşüncesi var. Eskiden seçime müdahale etme olanağı olan bakanlar değişirdi. Bunlar İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığıydı. Bu gelenekten vazgeçildi. Biz üçüncü sınıf bir ülke değiliz, olmamalıyız. Türkiye maalesef kendi problemlerini çözemeyen bir ülke konumuna geriledi, düştü. Biz Tayyip Bey’le uzun süre birlikte çalıştık. Sonunda bir karar verdi. Ben Millî Görüşçü değilim dedi. Kendine Amerika’da farklı bir gömlek giydirildi” diye konuştu.

“Yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar kalkmalı” diyen Karamollaoğlu, “Siyasiler birbirinin düşüneni ya da hasmı değildir. Sadece rakiptir. Bir rakip gibi tebrik eder. Tepede yaşanan husumet tabana da yansımaya başladı. İçinden geçtiğimiz bu dönemi çok üzücü buluyorum. Geçmiş dönemde yapılan hatalar insanın zihninde kaldı. Hatayı yapanlar hayırla yâd edilmez hale geldi. 60 ihtilali buna bir örnektir” diye konuştu.

Yolsuzluğun olduğu yerde paranın kaybolduğunun altını çizen Karamollaoğlu, şöyle devam etti: “İsraf varsa israfa para yetişmez. Maalesef adalet mekanizmasına etki edildiği için adalete olan güven sarsıldı. Türkiye hiç kimsenin yatırım yapmak istemediği bir ülke haline geldi. Akıl almaz bir kanun çıkarılıyor şimdi. Devletin neşrettiği rakamlar dışında rakam açıklayanlar cezalandırılacak şimdi. Bugün rakamları ikiye ayırıyoruz. Sayın Erdoğan’ı memnun etmek için ortaya çıkan rakamlar. TÜİK rakamları gibi. Bir de bağımsız kurumlar tarafından ortaya konulan rakamlar…”

Basın mensuplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeme getirdiği ‘idam’ konusunu yönelttiği Karamollaoğlu, “Terör suçları, kadın cinayetleri, orman yangınları da denildi, ne olursa olsun cinayetlerde idam cezası muhafaza edilmeliydi. Kasten işlenmiş bir cinayet, hele de kadınlara karşı olan, hepimizi en çok derinden yaralayan; planlıyor, eski eşini vahşice katlediyor. Bunlar ‘Tamam sana 25 yıl verdik, aradan bir 15 yıl geçtikten sonra iyi halden de indirdik, hadi serbestsin’, adama ‘Git bir cinayet daha işle’ deniyor. Bu konuda her zaman bu tarz vahşi cinayetlere idam verilmesi icap eder kanaatindeyiz” dedi.

“Fındıkla ilgili nasıl bir fiyat beklentiniz var?” şeklindeki soruya ise Karamollaoğlu, “Bütün dünyada çikolata üreticileri fındığa muhtaç. Mübalağa etmiyorum. Bildiğin 5 dolar deseler yüz lira etse emin olun bunu alırlar. Bizim fındık ihracatımızda gerileme olmaz. Niye 2,5 milyon dolar 12 milyon dolar olmasın? Fiskobirlik devre dışı bırakıldı. Boşuna devre dışı bırakıldı. Fındık, 5 doların altında gitmemeli” ifadelerini kullandı.

“ Cumhurbaşkanlığı adaylığı için nasıl bir isim istiyorsunuz?” sorusuna ise Karamollaoğlu şu cevabı verdi: “6’lı masanın gündeminde cumhurbaşkanı adayı bugüne kadar hiç bulunmadı, hiç konuşmadık bu konuyu. Konuşulan şu oldu; yeri geldiğinde adaylık konusu ittifakla karara bağlanmalı, mümkünse tek bir adayla seçime gidilmeli. Onun ötesinde hiçbir görüşme yok. Ben aday olmayı pek düşünmüyorum. Meral hanım, ‘Başbakanlığa talibim’ dedi. Bir isim üzerinde hiçbir müzakere yapılmadı. Bekleyip göreceğiz. Şimdiden bir spekülasyona sebep olacak ifadede bulunmak doğru olmaz.”