Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, konuyla ilgili TBMM Başkanlığı’na verilen soru önergesine cevap veremezken, Hakan Bilal Kutlualp Milli Gazete’nin haberlerine yönelik açtığı tekzip davasını kaybetti. Milli Gazete’nin belgesiz haber yaptığını iddia eden eski bakanlardan Mehdi Eker ise Milli Gazete’nin belgeleri ortaya koymasından sonra derin bir sessizliğe büründü.
Gıdada taklit ve tağşişi önlemek için 2013 yılında adrese teslim bir ihale ile dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker’in yakın arkadaşı Hakan Bilal Kutlualp’e verilen Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi’nin ihalesinde patlak veren sahte imza skandalı Tarım Bakanlığı’nda tam bir krize neden oldu. Aradan geçen 9 yıla rağmen Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi hayata geçirilemezken, mahkeme bakanlığın fesih kararından dolayı yüklenici firmanın sahibi Hakan Bilal Kutlualp’e tam 60 milyon lira para ödenmesine karar verdi. Ancak mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyetinin tespit ettiği sahte imza skandalına karşılık bakanlığın ihalenin iptali ile ilgili karşı bir dava açmaması, Hakan Bilal Kutlualp’e yapılacak 60 milyon liralık ödemeyi de şaibeli hale getirdi.
Milli Gazete’nin bilirkişi heyetinin raporuna dayanak yaptığı haberlere karşı bakanlık hiçbir şekilde açıklama yapamazken, haberlerimizin doğrudan muhatabı olmadığı halde Hakan Bilal Kutlualp’ten arka arkaya açıklamalar gelmesi dikkat çekmişti. Kutlualp’in açıklamalarda bakanlığa karşı açtığı alacak davasını kazanmasını gerekçe göstererek, bilirkişi heyetinin tespit ettiği sahte imza skandalının üstünü örtmeye çalışması manidar bulunmuştu.
Milli Gazete’nin haberleri ile ilgili olarak Gaziosmanpaşa 1. Sulh Ceza Hâkimliği’ne tekzip başvurusunda bulunan Hakan Bilal Kutlualp, mahkemeden eli boş döndü. Kutlualp’in tekzip başvurusuna tokat gibi bir karar veren Gaziosmanpaşa 1. Sulh Ceza Hâkimliği, Milli Gazete’nin haberlerinin gerçeğe aykırı olduğuna dair hiçbir tespit ve mahkeme kararının bulunmadığı ve Kutlualp’in de iddialarıyla ilgili hiçbir bilgi ve belgeyi hâkimliğe sunmadığını gerekçe göstererek tekzip talebini reddetti.
Gaziosmanpaşa 1. Sulh Ceza Hâkimliği, Kutlualp’in Milli Gazete’nin haberlerine yönelik tekzip başvurusuna verdiği karar şöyle:
Gaziosmanpaşa 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin, Milli Gazete’nin ÜDTS’de yaşanan kamu zararı ile ilgili gündeme getirdiği haberlerle ilgili tekzip kararı vermemesi, haberlerin doğruluğunun mahkeme tarafından teyidi anlamına gelirken, sahte imza skandalının üstünü örtmeye çalışan Hakan Bilal Kutlualp’in de elini kolunu bağladı. Bu karar sahte imza skandalına rağmen ihalenin iptali için karşı dava açmayarak 60 milyon liralık kamu zararına zemin hazırlayan Tarım Bakanlığı’nı da köşeye sıkıştırmış oldu.
Hakan Bilal Kutlualp, Gaziosmanpaşa 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin verdiği karara itiraz ederken, mahkeme yapılan itirazı da reddederek, kararı kesinleştirdi.
Diğer yandan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin, ÜDTS ihalesinde ortaya çıkan sahte imza skandalı ile ilgili olarak TBMM Başkanlığı’na verilen soru önergesini de aylardır cevaplandırmaması dikkat çekiyor. Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, ÜDTS’de patlak veren ve 60 milyon lira kamu zararına zemin hazırlanan süreçle ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi tarafından cevaplandırılmak üzere TBMM Başkanlığı’na soru önergesi verirken, Kirişçi, 2 ay geçmesine rağmen TBMM Başkanlığı’na soru önergesi ile ilgili cevap vermedi.
Eski bakanlardan Mehdi Eker, bakanlığı döneminde patlak veren ÜDTS’deki yolsuzlukla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Milli Gazete’yi belgesiz haber yapmakla itham ederek, kamuoyunu yanıltmaya çalışmıştı. Ancak Milli Gazete, Mehdi Eker’e belgeleri ile cevap verince Eker’in adeta ortalıktan kaybolarak derin bir sessizliğe bürünmesi manidar bulundu.
“Talep eden vekili dilekçesinde tekzip metninin yayımlanmasını talep etmiş ise de, bahse konu haberlerin gerçeğe aykırı olduğuna dair herhangi bir tespit veya mahkeme kararının olmadığı gibi talep edenin iddia ettiği bilgi ve belgeleri hâkimliğimize sunmadığı, haberin bir iddia niteliğinde olduğu, haber içeriğinin doğru olup olmadığı hususunun ise yargılamayı gerektirdiği, bu şekilde evrak üzerinden inceleme yapılarak haberin gerçek olup olmadığını değerlendirme imkânının bulunmadığı anlaşılmakla bu yöndeki talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.”
