ABD'den kötü haber... Zelyut'tan altın ve dolar kuru hakkında uyarılar

Avrasya Yatırım kurucusu, ekonomist Evren Devrim Zelyut, Dolar ve altın yatırımcısına uyarılarda bulundu. Zelyut, dış politik risklerin arttığını belirterek dolar kuru ve altın fiyatları için değerlendirmelerde bulundu. Dolar ve altın yatırımcısı için ABD ve Rusya’dan gelen haberlere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Zelyut, Rusya’dan gelen s-400 açıklaması sonrası ABD’nin açıklamalarını yorumlayan Evren Devrim Zelyut, “Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yine dış politikada önümüzdeki risklerin artacağı bir döneme giriyoruz. Burada sadece olay bu s-400 konusunda değil ne yazık ki dış politikada kendi yaptığımız hatalar da var.” dedi. Turizm gelirlerindeki 20 milyar dolarlık beklentinin, beklentinin yarısında gerçekleşeceğini söyleyen Zelyut, “Bu da dönüp bizim Dolar/TL’yi sıkıştıracak.” değerlendirmesinde bulundu.   Zelyut, Dolar/TL’de böyle jeopolitik risk var. Sadece jeopolitik risk değil 8’in üzerindeki dolar kurunun bir şekilde enflasyon yaratma olayı da var.” dedi.
Evren Devrim Zelyut’un yorumu şöyle: Hem ABD hem rusya'dan önümüzdeki dönemde, ağustos sonrasında kuvvetle muhtemelen sonbaharda Türk piyasalarındaki fiyatlamaları etkileyecek önemli yeni haberler vereceğim. Hem Amerika'dan hem Rusya'dan şu an Türk kamuoyunun çok fazla tartışmadığı ama az önce de dediğim gibi fiyatlamaları etkileyecek önemli gelişmeler var. Bu gelişmelere geçmeden önce an itibariyle Dolar/TL’yi kendi içimizden etkileyecek en önemli faktörlerden birisi de haliyle dolar kurunun 8’in üzerinde devam eden o ısrarlı yolculuğu. Bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Neden diyeceksiniz? Çünkü şöyle bir durum var, sanayimizin şuan kullandığı yarı mamul ve hammadde stoku tükenmek üzere. Yani dolarda 8 öncesinde alınan bu yarı mamüller hammaddelerin yavaş yavaş üretime katıldığı ve bittiğini görüyoruz. Dolayısıyla ne olacak. Türkiye'de açılmayla beraber üretimin çarkı döndükçe daha çok yarı mamul ihtiyacımız olacak ve 8 lira üzerinden ithalatlar başlayacak. Hâlihazırda Üretici Fiyat Endeksi’nin TÜİK verilerine göre yüzde 42. Tüketici Fiyat Endeksi’nin de yüzde 17 olduğunu düşünürsek, 8 üzerinden yapılacak yarı mamul ithalatlarını bir şekilde hem kuru yukarı çekeceğini hem de yüksek kur maliyeti nedeniyle üretim süreçlerimizi daha pahalı hale getireceğini ve ÜFE'de üretici fiyatlarında da daha mallar şirketten çıkmadan yüzde 42’lik artışlar görüyorduk. 8’in üzerindeki ithalatla bu yüzde 42’lik artışın daha da yukarıya gitmesini bekleyeceğiz.
Elbette ki size Rusya’dan Amerika’dan haberler var dedim. Bu haberler fiyatlamayı etkileyecek ama ondan önce kısaca bir de şunu söylemek istiyorum, önceki yayınlarda dedik turizm gelirleri sanıldığı gibi iyi olmayacak. Piyasada 20 milyar dolarlık bir beklenti vardı ama bu beklentinin yarısında gerçekleşecek gibi gözüküyor. Bu da dönüp bizim Dolar/TL’yi sıkıştıracak.
Delta virüsünün bir şekilde bütün sistemi kilitleme riskin ise hiç ele almıyorum. Bakın vaka sayıları deli gibi artıyor. Esas şu Amerika'dan ve Rusya'dan gelen haberler kurun üstünde bir jeopolitik risk yoktu. Birleşik Devletlerle bir yumuşama Avrupa Birliği ile bir yumuşama falan vardı ama işte yavaş yavaş bu tablonun bozulacağına dair sinyaller geliyor. Dolayısıyla kuru değerlendirirken bizim vereceğimiz bu haberleri de mutlaka göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Şimdi birinci konu şu. Remzi Özdemir Bey ile yaptığımız yayında söylemiştik. İkinci paket s-400 haberleri çıktı. Burada s-400’ün hem finansman modelinde hem silah sistemleri modelinde Türkiye'ye teslim edilmesine dair Türk ve Rus yetkililer arasında bir görüşmenin sürdüğünü biliyoruz. İkinci nokta da; olay sadece s-400 konusu da değil. Türk kamuoyu buna çok fazla yer vermedi ama Rusya'nın federal askeri ve teknik işbirliği servisi var. Bu servisin yetkilileri Türkiye ile donanma alanında işbirliği yapmayı devam ettirdiklerini söyledi ve sözcü Nova, Türkiye'nin Rus yapımı donanma, teçhizat ve silahlarına ilgi gösterip göstermediği sorusu karşısında, Rusya ile Türkiye askeri işbirliği yapabilecekleri muhtelif alanlarda görüşmeler yürütüyor. Bunlara donanma alanında işbirliği de dâhildir diyor. Bakın bu çok önemli bir açıklama. Bu açıklama neden değerli? Çünkü sadece mevzuat s-400 değil, donanma alanında ve diğer alanlarda da Rusya ve Türkiye arasında görüşmelerin sürdüğünü söylüyor. Burada ki bu Amerikalıları ve batılıları deli edecek bir haber. Biz bunu biliyorsak onlarda hayda hayda biliyordur ve geçtiğimiz gün Amerikan Kongresi'nde Türkiye konulu bir oturum yapıldı. Burada gerçekten önümüzdeki dönemde Dolar/TL’nin Euro/TL’nin üzerindeki bu jeopolitik siyasi, dış siyasi risklerin artacağına dair sinyaller geldi. İşte bu yüzden Amerika’dan çok da iyi haberler geliyor diyemeyiz. Bakın burada bir komisyon toplandı. Senato Dış İlişkiler Komisyonu ve dediğimiz gibi Türkiye tartışıldı. Komisyon Başkanı Robert Menendez bir açılış konuşması yaptı ve bu konuşmada diyor ki, NATO Üyesi Türkiye'nin Rusya'dan s-400 hava savunma sistemi satın almasının NATO’ya ve Amerikalı pilotlara ve Amerika'nın ortaklarına bir tehdit oluşturduğunu söylüyor ve hem geçmiş ABD yönetiminin hem de uluslararası toplumun, Türkiye'nin eylemlerine karşı yeterli yanıtı vermediğinin altını çiziyor ve şunu talep ediyor. Bu. cevabı Türkiye'ye karşı olan dozumuzu daha da artıralım diyorlar ve burada yine aynı toplantıda Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı müsteşarı bir hanımefendi de çıkıyor, konuşuyor. Diyor ki, Türkiye'nin Rus s-400 hava savunma sistemlerini almasına ve konuşlandırılmasına karşı çıkmaya devam ediyoruz. Rusya’dan başka BİR büyük silah alışverişi yapılmasının Yeni katsayı yaptırımlarını tetikleyeceğini de açıkça söyledik diyor.
Dikkatinize sunmak istediğim nokta şu, bir tarafta Rus sözcünün söylediği, bir tarafta Amerikalı müsteşarın söylediğini karşı karşıya getirdiğinizde öbür tarafta biz Türklerle deli gibi işbirliği yapıyoruz diyor. Öbür tarafta eğer siz bu işi daha devam ettirirseniz katsayıya yenileri eklenir diye bir durum. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yine dış politikada önümüzdeki risklerin artacağı bir döneme giriyoruz. Burada sadece olay bu s-400 konusunda değil ne yazık ki dış politikada kendi yaptığımız hatalar da var. Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs'a gitmeden önce bir müjde, müjde, müjde dedi. Sonra o müjde bir külliye olduğu ortaya çıktı. Sonra Remzi Bey önceki yayında dedi ki aslında o külliye falan değildi Azerbaycan Kıbrıs ı tanıyacaktı ama Amerika’dan baskı yedi ve tanıyamadı ondan sonra döndü cumhurbaşkanı Maraş'ın belli bir kısmını açacağız şeklinde konuştu. Tabii ki böyle bir karar söylendiği zaman da hem Avrupa Birliği hem Amerika Birleşik Devletleri’nden çok sert açıklamalar geldi. Bunu BM Güvenlik Konseyi'ne dahi götüreceğiz dediler. Fransa biz bunu Birleşmiş Milletler'e götüreceğiz dedi. Varmak istediğim nokta şu, geçtiğimiz dönem itibarıyla ekonomimiz, siyasetimiz oldukça hassas bir dönemden geçiyor. Böylesine hassas bir dönemden geçerken biz bir Türk olarak burada Maraş'ın açılmasına tabiki karşı değiliz. Keşke Maraş'ın tamamı açılsa tamamı bir Türkiye'nin vilayeti olsa ama hayat birtakım dileklerle gerçekler farklıdır. Planlarınızı yaparsınız ama bu planları yurtdışına da yüzlerce ülkeye kabul ettirmeniz gerekir. Bunu kabul ettirmek için çok rasyonel, akılcı, uyanık, tilki gibi hareket etmeniz gerekir ve bu hareketi sağlarken de rezervlerimiz boşken içinizde, iç siyasette kutuplaşma doruğa ulaşmışken, dışarıda, içeride problemleriniz varken enflasyon yüzde 40, işsiz sayımız 10 milyonken, gidip hem Avrupa Birliği’ne hem Amerika'ya hem Rusya'ya aynı anda kafa tutamazsınız. Bakın Rusya bile Maraş'ın açılma planına takozu koydu.
Dolayısıyla bunun dolarla ne alakası var dediğimizde birinci etki. Amerikalıların s-400 yaptırımları genişletme olasılığı var diyoruz. İkincisi ekonomimizin bir stabilizasyona, dengeye ihtiyacı varken dış politikada tekrar çalkantılı bir atmosfere Türkiye'yi sokmak özellikle Dolar/TL ve Euro/TL’de, sonbaharda o hareketlerin, dalgaların boyunun artmasını önümüze çıkartır. O yüzden bundan bizim imtina etmemiz lazım. Şu hassas dönemi geçirdikten sonra gerekeni yapmamız daha iyidir diye düşünüyorum. Toparlayacak olursak şöyle bir durum var, rezervler boşken, liranın bir dengeye ihtiyacı varken şirketlerimiz önünü bir türlü göremiyor. Müşterilerine fiyat verecekler ama deli gibi artan kurlardan dolayı yarı mamül hammadde maliyetlerinden dolayı bir şekilde planlama yapamıyorlar. Ürünlerini satamıyorlar. Bizim burada acil olarak sükûnete, durgunluğa, barışa, huzura ihtiyacımız var. Hem içimizde kutuplaştırmadan vazgeçmemiz lazım. Hem de dışarıda, Avrupa'yla, Amerika'yla yeni ihtilaflar açmamız lazım. Ama burada Amerika ile uzlaşalım derken gidip, bütün milletin kaçtığı Kabil’e gidip Taliban'la da çarpışalım demiyorum. Hem Türk çıkarlarını koruyacak hem de bir şekilde uzlaşmayı doğuracak akılcı politikalarla yürümemiz gereklidir diye düşünüyorum. Dolar/TL’de böyle bir jeopolitik risk var. Sadece jeopolitik risk değil 8’in üzerindeki kurun bir şekilde enflasyon yaratma olayı da var. Teknik olarak hem doları, hem borsayı, hem altını ele alacağız ve teknik olarak da çok sıkıntılı noktalara geldik. Önümüzdeki videoda daha detaylı bir analiz yapmış olacağız. Yani bu analizimizi ilki olsun. Yani dış politikayı ve kuru incelemiş olalım, ikincisinde de teknik olarak ve ekonomik yapısal olarak ne durumdayız. Özellikle teknik analizini yapacağız ve sizlere bir fikir vereceğiz.”