Ailemiz Şirk Zindanı

Tarih boyunca Yaratıcı’yı tamamen inkâr eden, yok sayan bir toplum görülmemiştir. Günümüzde Yaratıcı’yı kökten reddettiğini söyleyenler olsa da ruhlar...

AİLE 06.01.2023, 21:20
2
Ailemiz Şirk Zindanı
Tarih boyunca Yaratıcı’yı tamamen inkâr eden, yok sayan bir toplum görülmemiştir. Günümüzde Yaratıcı’yı kökten reddettiğini söyleyenler olsa da ruhlarının derinliklerinde, inkârlarını inkâr eden hisler yaşamaktadır. Günlük hayatta çevresindeki fiillerin sahibi olan failler ve eserlerin sahibi müessirler olduğunu kabul ettiği halde, kâinatın ve kendi öz varlığının failsiz ve sahipsiz olduğunu iddia etmesi oldukça gülünç bir çelişkidir. Bu ifadelerden hareketle diyebiliriz ki ateist toplumlar ve bireyler yoktur yahut azın azıdır.
Peki, ilk insandan sonra insanların çoğunu küfre saptıran temel mesele nedir? Elbette “şirk”. Kur’an şirk üzerinde ısrarla durmaktadır. Çünkü tarih boyunca dinsiz toplumlardan çok, şirk koşan toplumlarla, ateist (mülhit) insanlardan çok müşrik olan insanlarla karşılaşılmaktadır.
Müşrik Allah’ı kabul etmektedir. Ancak müşrikler, Allah’ı kabul etmekle birlikte O’na zatında, sıfatlarında, fiillerinde yahut hükmetme yetkisinde başkalarını şerik, yani ortak kabul etmektedirler.
İnsanlar kişileri, düzenleri, ideolojileri, parayı, canlı yahut cansız varlıkları, tabiatı, sebepleri Allah’ın yerine koymak suretiyle şirk içine düşmektedir. Ancak temelde müşrik ile müminin yol ayrımı şurada; “Birey olarak ben hayatımı yaratan, yokluktan varlığa çıkaran Allah’a göre mi yaşayacağım yoksa kendi istek, heves ve arzularıma göre mi yaşayacağım?” ikilemidir. Bu soruya cevabı Allah’ı hayatıma karıştırmayacağım olanlar, arzu ve hevesleri başta olmak üzere konjonktüre, kalabalıkların gidişatına ve toplumuna uygun şirk unsurları edinmektedir. Sapmadaki esas dürtüsü Allah’ı ekarte edip kendi hevalarına tabi olmak olan müşriklerin farklı zaman ve zeminlerde edinmiş oldukları rabler değişse de ortak olan zihniyet, hayatlarını kendi haz ve hevesleri doğrultusunda tanzim etmiş olmalarıdır.

Allah’a kul olamayanlar, nefislerinin heva ve hevesine kul/köle olmaktan kurtulamazlar. Ayet-i kerimede, “(Ey Peygamber!) Heva ve hevesini (kötü duygularını ve nefsanî ihtiraslarını) kendisine ilah edineni gördün mü?” (Furkan, 43) buyrulmaktadır. Tüm şirk yöntemleri ve yollarının, insan nefsinin ihtiraslarından kaynaklandığını söyledik. Kitabımız en büyük zulmün şirk olduğunu ve müşriklerin koyu karanlık içinde olduğunu söyler. Zulüm ve karanlık en başta şirk içinde olan insanı boğar. Nitekim, “Allah ile birlikte bir ilah daha tanıma! Sonra kınanmış ve kendi başına terkedilmiş olarak kalırsın.” (İsra, 22) denilmiş ve diğer ayette ise; “İşte bunlar, Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir. Allah ile birlikte başka ilah edinme; sonra kınanmış ve (Allah’ın rahmetinden) uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın” (İsra, 39) buyruğu ile bize hatırlatır ki şirk, dipsiz kuyu ve sonu gelmeyen ebedi hüsrandır. İnsanın değer görmeyi ve kurtulmayı en çok isteyeceği günde kendisini var eden tarafından terk edilip, kınanması ne kötü bir sondur.
Müşrik yalnızca ahirette mi kaybetmiştir? Hayır. Hazlarını yaşarken, ihtiraslarının peşinden koşarken, kısa ömründe isteklerine dört elle sarılırken yahut rab bellediklerine kulluk ederken, doyumsuzluk ve tatminsizlik girdabına girmekle baştan kaybetmiştir. Çünkü Allah’tan başka sarıldığı her şey yok hükmündedir. O’nun sahibi olmadığı bir şey mi vardır?Her şeyin sahibi Allah olduğuna göre insan O’nu bulduğunda, yani O’na bütün gönlüyle inandığında her şey emrine amade ve onun olur, başta ruhunun ihtiyaçlarına cevap bulur. O’nu bulamadığında -O’nun olmayan hiçbir şey olmadığı için- hiçbir şeyi bulamaz.
O isteyince olmazların olduğunu, istemeyince hiçbir şeyin olmayacağını, verdiğini kimsenin alamayacağını, vermediğini de kimsenin veremeyeceğini bilen, inanan insan Allah’a tevekkül edip, O’na güvenip dayanmadan başka hangi yolları arar? O’nun yolundan başka bütün yollar, O’nun kapısından başka bütün kapılar kapalıdır. Öyleyse ey insan başka şeylere müracaat edip yorulma, O’ndan gayrı ilah edinip zillet içinde kalma, yaratanın hayat programı İslam’dan farklı bir düzen, sistem arayıp köleleşip boyun eğme ve korkup, titreme. Bil ki başta kendin olmak üzere ilah edindiğin her ne varsa seni bıraktığında kınanmış ve yapayalnız kalmış olacaksın.
(Enes Kılıçoğlu, İlkadım dergisi)

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:26
Güneş 05:52
Öğle 12:43
İkindi 16:25
Akşam 19:24
Yatsı 20:44
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı