Haber: TBMM Bürosu
Genel seçimlerde TİP’ten seçilerek milletvekili olan Gezi davası tutuklusu ve sonrasında hükümlüsü Can Atalay’ın AYM’ye yaptığı bireysel başvuru hakkı sonrası AYM’nin “hak ihlali” kararının devamında Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. En üst yargı mercii olan Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına karşı Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin aldığı dünkü karar hukuk çevrelerinde adeta deprem olarak nitelendi. Ceza Dairesi hem AYM’nin kararını yok saydı hem de karara imza atan üyeler hakkında da suç duyurusunda bulundu. Akşam saatlerinde alınan karar Cumhuriyet tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karar sonrası Yargıtay 3’üncü dairesinin karşı kararı ile adeta bir hukuk savaşına dönüşen konu ile ilgili Saadet Partisi TBMM Grubu topluca medya mensuplarının karşısına geçerek açıklama yaptı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Yargıtay’ın ilgili dairesinin aldığı karara tepki göstererek, “Sistemin kendisiyle bizatihi adeta oynanıyor, taşlar yerinden koparılıyor. Eğer hukukta bir gayri hukukilik hüküm sürmeye başlarsa bu işin sonunun nereye gideceği belli olmaz. Çünkü hukuk devletin temelidir. Hukuk olmadan devlet olmaz. Usuller bellidir, prosedürler bellidir. Son zamanlarda atılan adımların ülkemizde kurulmuş olan hukukun temelini ilk defa sarstığına şahit oluyoruz. AYM hakkında verdiği kararlara uymanın ötesinde AYM üyeleri hakkında itham edilmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Hele de bunun müesses nizam tarafından gündeme getirmesi kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bundan dolayı duyduğumuz üzüntüyü, bundan sonra atılması gereken adımların ciddi şekilde atılması gerektiğine inanıyoruz. Hem cumhurbaşkanlığı hem de Meclis’in bu konuya müdahale etmesine bu yanlışlıkları düzeltmesine ihtiyaç var. Biz grubumuz olarak bu konuda birtakım adımları atmayı gerekli görüyoruz. Bu aynı zamanda hukuki müesseselere hem de hükümete verilen bir ihtar mahiyetindedir diye düşünüyorum. Bu iş çok ileri noktalara kadar götürülebilir ama ne olursa olsun çözüm hukuk sistemi içinde devlet yapısını içinde aranma mecburiyetindedir” çağrısında bulundu.

Gelecek Partili Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise konuşmasında söz konusu yaşananların Atalay konusunun ötesinde bir önem taşıdığının altını çizerek, “Cumhuriyet tarihimizde, son iki yüz yıllık tarihimizde ilk kez yüksek mahkeme düzeyinde bir karşı karşıya geliş var. Devlet düzenimiz açımızdan bir tehlike var, devlet düzenimize bir darbe var, hukuk düzenimize yapılan bir darbe var. Devlet düzeni kurallara ve teamüllere dayanır. Anayasanın 153’üncü maddesi çok açık bir şekilde ‘AYM kararlarının bütün yetkili, ilgili organlarca bağlayıcı’ olduğuna dair kesin hükmü var. Bireysel başvuru hakkı insan haklarının bir parçası ve AYM’ye yapılır. Yargıtay’ın ilgi alanına giren konularda Yargıtay sorumludur ama anayasa ve bireysel başvuru konusunda nihai merci AYM’dir. Cumhuriyet tarihi boyunca Yargıtay’ın herhangi bir konuda AYM kararlarını tartışan bir tutumunu görüyor musunuz? Bu ülkede partiler kapatıldı, Yargıtay’dan bir ses mi çıktı. AYM’nin hangi kararlarında teamül yok ortada. Peki niçin yapılıyor bu. Yargı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırmak, vatandaşlar için bir teminat olan bireysel başvuru hakkını anlamsız hale getirmek. AYM’ye başvurursunuz karar da alırsınız ama Yargıtay’da bir daire bütün hukuk sistemini by-pass ederek o kararı yok sayar. Bu vatandaşların temel haklarına yönelik bir müdahaledir. Hukuk düzenimiz açısından bir darbedir. Çünkü hukuk düzeninde bütün mahkemelerin alanları belli” dedi.

Davutoğlu, “Saadet-Gelecek Grubu olarak bu müdahale karşısında meşru her yolu deneyerek demokratik hukuk devleti kurallarını korumaya kararlıyız. Meclis’teki mevcudiyetimizle alandaki mevcudiyetimizle kararlı bir tutum sergileyeceğiz, çünkü demokrasimizin geleceği buna bağlı. Aksi takdirde, her mahkeme kendi alanı dışında hükümler verir, bu ülke mahkemelere güvenemez bir duruma düşer. AYM üyelerinin yanındayız, hukuki kararları tartışabiliriz ama Anayasa’nın 153’üncü maddesi orda durdukça rahmetli Erbakan Hocamızın parti kapatma davasında bile ‘evet bu karar katılmıyoruz ama bu kurala riayet ediyoruz’ toplumu teskin etmesi gibi bugünde AYM kararlarına herkes saygı göstermekle yükümlüdür” çağrısında bulundu.

AK Partili yetkililerin sağduyulu açıklamalarını önemsediklerini de söyleyen Davutoğlu, “Ama bir de üçüncü ayak olan devlet memuriyeti vasfı olan kişilerden gelen sesler var. AK Parti kitlelerinin getirdiği iktidar üzerinden birileri devlete sızarak, otoriter bir yönetimi kalıcı kılmaya çalışıyor. Bütün partilere görev düşüyor ama en çok da AK Parti içindeki sağduyulu hukukçulara AK Parti tabanında kendi geleceği ile ilgili kaygı duyan vatandaşlara düşüyor. Onların bu noktada atacakları her adım uyarıcı bir mahiyet taşıyacağına inanıyorum” uyarısını yaptı.

Sokak da eylem için bazı partilerin girişimleri olacağına ilişkin sorulan bir soruya ise Karamollaoğlu, “Sokak da eylem demek, toplum olarak iktidara bir ihtarda bulunmak demektir. Onu daha da ileriye götürmek, ortalığı karıştıracak bir maksat olmaması gerekir. Bu konuda sadece parti yöneticileri olarak bizler değil, toplum da bu konuda bizim kadar hassas manasına gelir. Böyle bir girişimde bulunabilir. Ama ille de ajandamızın başında gelir demek isabetli olmaz” dedi. Aynı soruya Davutoğlu ise Yargıtay başkanı ile AYM başkanına seslenerek, beraber bu sorunu oturup çözmeleri gerektiği çağrısını yaptı.