Fransa Ligue 1 ekibi Lille ile yollarını ayırdıktan sonra henüz bir kulüple anlaşmayan Burak Yılmaz, kariyeri ve gelecek planlamasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Portekiz maçında kaçırdığı penaltı sonrası ani bir karar alarak Milli Takım'a veda eden ve 2 senedir formasını giydiği Lille ile yollarını ayıran 36 yaşındaki tecrübeli golcü, kariyeri ve gelecek planlamasına ilişkin konuştu.
Henüz bir kulüpte anlaşmamasına karşın, Türkiye'den birçok takımla adı anılan Burak Yılmaz, TV 100'de yayımlanan Az Önce Konuştum programında kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

"Bir gün Beşiktaş’ı arıyorum, bir gün olası Galatasaray sportif direktörünü arıyorum… Beşiktaş ve Galatasaray’la hiçbir görüşmem olmadı. Türkiye'den hiçbir takımla görüşmedim. Avrupa'dan teklifler alıyorum. Acun Ağabey ile görüşmem oldu. Ancak orası çok sert bir lig. Senede 60 maç oynanan bir lig. Ben bunu kaldıramayacağımı söyledim. Acun Ağabey de 'Tamam bir tane daha santrfor alacağım dedi. Avrupa'da kalmak istiyorum."
Beşiktaş iddiaları hakkında da konuşan Burak, "Çok net söyleyeceğim, Beşiktaş'a transfer olmayacağım. Beşiktaş da beni istemiyor. Bana karşı bir tasarrufları yok" dedi.

Milli Takım ile ilgili açıklamalar yapan Burak Yılmaz, "Keşke ülkemizi Dünya Kupası’na götürüp bıraksaydım ama en azından bıraktırılmadım, itibarsızlaştırılmadım. Yaşım geçtikçe eleştirilmek bana daha fazla koymaya başladı. Bu kadar şey kazanmışım, kendimi yere atmayı ve ofsaytı mı konuşacağız? Bunu Arda ve Emre Ağabey de görebilirsiniz. Yaş aldıkça daha agresif açıklamalar olabiliyor” ifadelerini kullandı.

Türkiye Futbol Federasyonu başkanlık seçimiyle ilgili bir soruya Yılmaz "Oy kullanacak olsam oyumu Ahmet Nur Çebi’ye verirdim" yanıtını verdi.
"Sürekli ofsayta düşmen ve kendini yere atmanla ilgili eleştirileri nasıl buluyorsun?" sorusuna Yılmaz, "Bunun sorulmasını biraz haksızlık, vicdansızlık olarak düşünüyorum. Ofsayta girdiğim, kendimi yere attığım dönemler var. Bunları gördüm, değiştirdim." yanıtını verdi.

"Yaptığı yardımları kendisi söylemese bile menajeri, avukatları aracılığıyla yakın oldukları yaptıkları yardımları çıkarıyorlar. Şunu söylemeye çalışıyorum. Biz yaptığımız yardımı, aldığımız parayı, arkadaşlığı, dostluğu hiçbir zaman konuşmadık. Bu bizim fıtratımızda yok. Primle alakalı çok net söylemiyorum. Ben prim almadım. O zamanki primle alakalı. Çok çirkin bir olay zaten. Ben prim almadım. Bir günden bir gününe bunun lafını yapmadım. Futbolu bırakınca bunu harfi harfine anlatacağım."

"Şenol Güneş tabii öncelikli olarak. Sonrasında Rıza Çalımbay. Çok değerli. Rıza Hoca'nın yeri çok ayrıdır. Çok değerli bir futbol takımı, teknik direktör. Coşkun Demirbakan, Yılmaz Vural. Coşkun Hoca beni ilk oynatandır aynı zamanda."