Enerji Bir-Sen, TEKDER, OSTİM ve OSTİM Teknik Üniversitesi tarafından Elektrik Enerjisi Krizinin Türkiye’ye Yansımaları ve Çözüm Yolları panelinde, alanında uzman isimler enerji krizine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. dünyada yaşanan enerji krizine ilişkin sorunlar ve çözüm yolları uzmanlar tarafından tartışılırken, yaşanan krize karşı Türkiye’nin durumu da ele alındı.
Panele, eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Dr. İzzet Alagöz, OSTİM Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Dağtaş, OSTİM Enerji Kümelenmesi ERL Solar Montaj Sistemleri Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Balcı konuşmacı olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Enerji Bir-Sen Genel Başkanı Hacı Bayram Tonbul, dünyada yaşanan enerji krizine karşı farkındalık oluşturmak için böyle bir panel düzenlediklerini ifade ederek, “Ülkemizin içinde bulunduğu sorunlara ve çözüm yollarına dikkat çekmek amacıyla bu paneli düzenlemiş bulunuyoruz. Enerji, su gibi yemek gibi bir ihtiyacımız, vazgeçemiyoruz. Enerji krizi de bütün dünyayı sarmış bulunuyor” dedi. Programın diğer ortaklarından olan Teknik Elemanlar Derneği (TEKDER) Genel Başkanı Durdoğan Öztürk, dernek olarak 50 yıla yakın bir süredir teknik elemanlar ile birlikte çalıştıklarını ifade ederek, gerçekleştirilen program ile Türkiye’nin enerji anlamında kalkınmasına fayda sağlamayı istediklerini belirtti.
Dünyadaki enerji krizinden Türkiye’nin belki hiç etkilenmeden çıkabileceğini ifade eden eski Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye’nin coğrafi yapısı gereği elinde bir güç olduğuna dikkat çekerek, “Bizim hepimiz için 8 bin 765 saat enerjiye ihtiyacımız var. Enerjinin çok çeşitli kaynakları var. Yeni yeni yenilenebilir enerji kaynaklarının ortaya çıkması, özellikle enerji depolama sistemlerinde yeni uygulamaların çıkması çok önemli. Türkiye özellikle coğrafi yapı gereği rüzgâra, güneşe önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Özellikle rüzgâr konusunda çok farklı topografyaya sahip olmamız önemini bizlere gösteriyor. Akkuyu’da uzun süredir devam eden nükleer santral inşaatı devam ediyor. Biz İGA dediğimiz bir yapıyı parlamentodan geçirerek Meclis’e sorumluluk verdik. Artık nükleer santraller SMR denen küçük 300 megavatı geçmeyen ve yüzde 100 güvenli enerji üretim merkezleri olarak devreye girecekler. Orta vadede dünyada ihtiyaç üretimi hidrojene gidiyor. dedi.
Enerji ile ilgili krizle ilgili sorunlara değinen Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Dr. İzzet Alagöz, dünyanın ispatlanmamış olan bir iklimlendirme krizi ile mücadele ettiğine dikkat çekerek, “İklimlendirme adı altındaki süreçte yeşil mutabakat ile 4 yıldır dirsek çürütüyoruz. Son yıllarda termik santrallerin kapatılması için çabalayanlar şimdi ise termik santralleri tekrar açmaya başladı. Dünyanın kurulu gücünün yüzde 44’ü kömüre dayalı elektrik üretimidir. Şimdi ise kömürün kötülendiği bir dünyada kömür santralleri açılıyor. Şu an bu rakam yüzde 35. Varsayalım ki dünya kirlendi Türkiye olarak biz bunun yüzde 1’ini ancak üretiyoruz. Bunun cezasını Amerika ödesin, Almanya ödesin karbon birikiminin yüzde 70’i bu ülkelerden. Elbette dünyayı yönetmek için ellerinden geleni yapacaklar” diye konuştu.
Türkiye’nin öncelikli hedefinin kendi ihtiyacına yetecek enerji üretmek olduğuna dikkat çeken Alagöz, enerji krizini çözemeyen ülkelerin üretim bantlarını durdurma riski ile karşı karşıya kaldığını ifade ederek, “Almanya nükleer santrali kapatmaya kesin kararlıydı fakat vazgeçtiler çünkü yerlerini dolduramadılar. Kapatma durumunda yeterli enerji üretimleri yok. Her ülkenin kendi varlıkları ile sorunlarını masaya yatırdığımızda benzer durumda olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye bu krize karşı ne durumda? Dünyanın krizinden hiçbir şekilde etkilenmiyoruz. Türkiye’de enerji var ve kriz yok. Bu durumu sanayicilerimizin değerlendirmesi gerekir. Ülke olarak bizim bu durumdan ciddi anlamda faydalanmamız gerekir. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımız yüzde 40 ile 50 arasında. Geri kalanı ise dışardan ithal edilmekte. Türkiye’nin elektrik üretim hızında yüzde 5’lik bir artış var. Şu anda Türkiye’de rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin kurulumu hızla deva ediyor.” dedi.
Dünyada bir enerji krizinin kesinlikle olduğuna dikkat çeken OSTİM Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Dağtaş, enerji konusunda ciddi oranda yatırımların yapılması gerektiğini ifade ederek, enerji konusunun öngörülebilir seviyede olması gerektiğinin altını çizerek, “Akademik gözle baktığımızda enerji sektörünün öngörülebilir olması veya enerji tedarik problemlerinde son zamanlarda yaşadığımız gibi veya enerji kaynaklarında değişikliklerin yaşanması gibi durumlara karşı sektör aktif davranamıyor. Son zamanlarda yaşanan kriz noktasında Türkiye avantaja sahip. Dünya üzerinde bu krizden en az etkilenen ülkelerden birisi. Enerjinin hem ham madde hem de mühendislik ve birikim konularında enerji üretim konusundaki portföyümüzde önemli bir durumda olmamız etkili oldu.” ifadelerini kullandı.
Elektrik enerjisinde yaşanan sorunlara bir de artan maliyetlerin eklenmesi gerektiğini belirten OSTİM Enerji Kümelenmesi ERL Solar Montaj Sistemleri Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Balcı, Türkiye’nin bütün enerji sistemleri konusunda avantajlı bir yapıda olduğunu ifade ederek, “Tüm Avrupa’da olduğu gibi bizde de elektrik üretim maliyetinde artış yaşanmakta. Bizde bütün enerji kaynaklarını verimli kullanabilecek bir lokasyondayız. Şu an petrol üretimine sahip Ortadoğu ülkeleri bile yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaktadır. Bizler enerjimizi çeşitlendirmek zorundayız. Bütün alanlarda kömür, hidroelektrik, güneş ve rüzgâr gibi yapıları kullanarak elektriğin tüketildiği yerde üretimi de sağlanmalı. Ülkemiz coğrafya olarak birçok ülkenin sahip olmadığı kaynaklara sahip. Var olan madenlerimiz ve hazinelerimiz gereği dünyada en zor kriz yaşayacak ülkelerden biriyiz.” diye konuştu.