Erdoğan darbe karşıtlığından ziyade, darbe tacirliği yapı

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Mayıs üzerinden Türkiye’yi kutuplaştırmaya çalıştığını belirterek, “Erdoğan darbe karşıtlığından ziyade, darbe tacirliği yapıyor.” dedi.

SİYASET 27.05.2021, 16:45
2
Erdoğan darbe karşıtlığından ziyade, darbe tacirliği yapı
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın 27 Mayıs’ın yıldönümünde Yassıada’da il başkanları toplantısı düzenlemesini eleştirdi. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Mayıs üzerinden Türkiye’yi kutuplaştırmaya çalıştığını belirterek, “Adnan Menderes'i istismar etmek için AK Parti logolarını Yassıada'ya taşımak ayıptır. Hadi onu yaptın, Cindoruk'u çağır, Gültekin Uysal'ı çağır... Yok. Varsa yoksa tek başına one man show. Erdoğan darbe karşıtlığından ziyade, darbe tacirliği yapıyor.” dedi.
Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:
“27 Mayıs 1960 tarihi, demokrasi tarihimizin en kara günüdür, en ayıplı gündür. Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası bakımından da kötülüklerin miladıdır. Adnan Menderes Başbakan, Fatin Rüştü Zorlu Dışişleri Bakanı, Hasan Polatkan Maliye Bakanı. Bu insanlar idam edildiler asıldılar. Ne uğruna? Bunun siyasi penceresi, görüşü ne olursa olsun, hiçbir insan tarafından, demokrasiyi benimsemiş hiçbir insan tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. 27 Mayıs 1960, büyüyen, gelişen, güçlü Türkiye'nin önünde kurulmuş ilk ve en büyük tuzaktır. Böyle bakıyoruz ve 27 Mayıs 1960, bir emperyal projedir, emperyalizm projesidir. Bu coğrafyanın, bu toprakların, bu toprakların asli sahiplerinin bu topraklarda, bu bölgede ve dünyada söz sahibi, güç sahibi olmasını istemeyenlerin projesidir. Ders çıkarabildik mi? Hayır. Keşke 27 Mayıs 1960'tan hep birlikte ama hep birlikte biraz ders çıkarabileydik. Çıkaramadığımız için  27 Mayıs'tan sonra işkenceli, elektronik postallı, postmodern kravatlı, idamlı sayısız darbe ve muhtıra yaşadık. 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 15 Temmuz 2016, 27 Mayıs'ın ürünü ve eserleridir. Biz böyle bakıyoruz. 27 Mayıs olmasaydı, o süreçte Türkiye böyle bir hadise yaşanmasaydı, ne 12 Mart, 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne 27 Nisan, ne de 15 Temmuz'u yaşamazdık. Hepsini lanetliyoruz ayırmadan.

Şuna artık hepimiz eminiz. Artık darbe olmayacak. Türkiye'de artık darbe olmayacak, olamayacak ve artık kimse darbeyi aklından da geçirmeyecek, geçiremeyecek. 84 milyon vatandaşımız siyasi anlayışına, yaklaşımına bakmadan darbelere tek vücut olarak karşı olduğunu 15 Temmuz 2016'da gösterdi ve darbeyi püskürttü. Erdoğan'ın darbeyi püskürten tek adam gibi pazarlanmasına, sunulmasına itirazımız var. 15 Temmuz püskürtüldüğüyse, bu başta Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin o geceki tavrının, ki AK Partililerden önce CHP'li milletvekilleri bu Meclis'e geldiler, direnmek için geldiler. Bütün siyasi partilerin ve 84 milyonun ortak eseridir. Bunun da unutulmasını istemiyoruz ama milletin demokrasiyi bir tramvaya benzetenleri de unuttuğunu zannetmiyorum.

 Bugün beyefendi, Demokrasi ve Özgürlükler adasında demokrasi hamaseti yaptı. 27 Mayıs üzerinden Türkiye'yi kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya devam etti. 27 Mayıs'ta idam edilen merhum Adnan Menderes'in ideallerinin, ilkelerinin, anlayışlarının günümüzde takipçileri var. O Tayyip Erdoğan değil. Mesela hadi CHP'yi çağırmıyorsun, çağırma. Biz gideriz, Adnan Menderes'i anarız; konuşuruz burada genel kurulda, sokakta, meydanda... Yahu bari Demokrat Parti Genel Başkanı Sayın Gültekin Uysal'ı buraya bir çağırın ya; bir davet edin gelir, gelmez. Sen 27 Mayıs'ın yıldönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adasında AK Parti kongresi yapar gibi demokrasi mağdurluğuna yatamazsın. Sen bugün darbe tacirliği yaptın, darbe mağdurluğuna yatıyorsun halen daha. Korkma ya korkma, kimse sana darbe yapmayacak. Sana darbe yaparsa millet sandıkta yapacak, yüz kere söyledik dilimizde tüy bitti. Bir Hüsamettin Cindoruk var. O davanın adamı, yaşayan belki de son siyasetçilerinden birisi. Adnan Menderes'i istismar etmek için AK Parti logolarını Yassıada'ya taşımak ayıptır. Hadi onu yaptın, Cindoruk'u çağır, Gültekin Uysal'ı çağır... Yok. Varsa yoksa tek başına one man show. One man show, one man show; başka bir derdi yok ve burada demokrasi hamaseti yapıyor.

İstanbul seçimlerini kaybettikten sonra, seçimi iptal eden adamdan demokrat hiç olmaz. Hiçbir İstanbullunun da ondan alacağı demokrasi dersi olmaz. Kendisini eleştirdiği için 60 bine yakın insanı yargılatandan Türkiye'nin alacağı demokrasi dersi yok Sayın Erdoğan. Terör örgütü liderlerinin mektubundan seçim kazanmak için medet umandan alınacak demokrasi dersimiz de maalesef yok.

27 Nisan 2007'yi de biz darbe sayıyoruz, bu muhtıranın mimarı ile 4,5 saat görüştün ve sonra dendi ki. Bu sır mezara gidecek. Bu ne muhabbet, bu ne aşk, bu ne sohbet. Bu neyin sohbeti Erdoğan. O biri 12 Eylül darbesinin başı, biri 27 Nisan 2007 muhtırasının başı. Bu ne muhabbet Erdoğan? FETÖ terör örgütü lideri Fethullah Gülen ile Erdoğan'ın sayısız resmi var, bir tane denk gelmiş değil. İşte hoca efendinin her istediğini verdiğin için, senin verdiğin uçakla bu Meclis bombalandı Erdoğan, bu Meclis bombalandı. Bize darbe numarası yapma. Millet yemiyor.

Hırsızlık demiş. Allah'tan kork, kuldan utan. Kendi bakanlığına fahiş fiyattan dezenfektan satan bakan için araştırma istedik. AK Parti ve MHP reddetti, Bakan da sattığını inkar etmedi. Bakanlığına dezenfektan sattığını inkar etmedi. Hırsız arıyorsan, eski Ticaret Bakanı başta olmak üzere etrafına bakacaksın. Aynaya bak demiyorum, etrafına bir bakacaksın. Biz şöyle bir Türkiye'ye engel olmak istiyoruz. Bu toprakların ve bu ülkenin, Moğolların, Haçlıların, Timur'un yaptığı gibi yağmalanmasına ve yağmalanmasına engel olmak istiyoruz. Bizim tek işimiz bu toprakların yağmalanmasına engel olmak, bir işimiz daha var. 128 milyar doların hesabını sormak. Tek işimiz bu doğru, bir tek işimiz daha oldu evvelsi günlerde mafyadan ayda 10 bin dolar harçlık, harcırah alan siyasetçiyi bulmak. Bunu da bulacağız.

Dün 4 bin 348 savcıya çağrı yapmıştım. Arkadaş elimize fener alıp savcı mı arayacağız ya Diyojen gibi, Sinoplu Diyojen gibi? Ben anlamadım. Elimize feneri alıp savcı mı arayalım? 4 bin 348 tane savcı var. Ama hiç biri 10 bin dolar alan siyasetçi kim diye sormuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin saygıdeğer Başkanına 4 gün önce bir dilekçe verdik, birinci imzası Kemal Kılıçdaroğlu'na ait olan bir dilekçe verdik. Hepimiz töhmet altındayız. Bu isim İçişleri Bakanına da var. Eski İçişleri Bakanı değil, halihazırdaki İçişleri Bakanında var ve senden bir şey istiyorum ya, bir şey istiyorum. İçişleri Bakanı'na bir yazı yaz ya. De ki arkadaş sen böyle bir laf ettin. Bu ismi açıkla. Açıklar açıklamaz, ben onu bilmem ama bunu yap. Tabii dün Erdoğan'ın gecikmeli ve kerhen verdiği destek, İçişleri Bakanı’nın mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetçiyi açıklayamayacağını bize gösterdi. Zaten İçişleri Bakanı da onun için böyle bir laf etti. Erdoğan'ın desteğini garantiye almak için, ben öyle düşünüyorum. Meclis Başkanlığından tık yok, Cumhurbaşkanı suspus, iddia sahibi İçişleri Bakanı da suçluyu, suçu örtbas; tablo bu. Ömer Çelik de ‘belgesi olan savcıya gitsin’ demiş. Ya İçişleri Bakanı bunu yeni öğrenmedi, uzun zamandır var olan bir şey. İçişleri Bakanı bir suç işlemiş zaten. Suçu ve suçluyu saklamış, gizlemiş. Yardım ve yataklıktır bunun adı.  

Erdoğan masalları dinlemeyince, yeni bir moda girdi. Muhalefeti tehdit etmeye başladı. Önce mafya girdi. Alaattin Çakıcı'nın Sayın Genel Başkanımıza tehdidini savcı rutin bir tepki olarak değerlendirdi. Sayın Kılıçdaroğlu'na Çubuk'ta, Sayın Akşener'e Rize'de.’ Çubuk'taki linç girişiminden sonra Erdoğan tek kelam etmedi. Hatta kurmayları, niye gitti oraya dedi. Erdoğan sayın Akşener'e yapılan saldırı için 4 cümle etti. Bu daha bir, daha neler olacak, bunlar iyi günleriniz. Yani ufak saldırıları iyi gün sayıyor. İstiyor ki Kemal Kılıçdaroğlu'na Artvin'de yapılan gibi kurşun sıkılsın. Bir cumhurbaşkanı, bir siyasi parti genel başkanına yapılan için az bile yapmışlardır diyorsa, yandı gülüm keten helvadır, felakettir, vahim üstüdür. Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve diğer muhalefet liderleri 81 ile de gidecekler. Ne yaparsan yap, ister önlerine trol koy, ister mafya koy, ister fanatik partililerini koy, ister provokatörlerini koy, ister biraz önce resmini gösterdiğim bu uzun menzilli hedef atışı yapabilen adamı koy, neyi koyarsan koy Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener ve diğer muhalefet liderleri 81 ile gidecekler Erdoğan ve onların güvenliğini sağlamak senin görevin. Benim, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Meral Akşener'in, velhasıl 84 milyonun can ve mal güvenliği devletin üstünde bir emanettir. Maalesef devleti de sen yönetiyorsun.Liderlerimizin ve bizlerin can ve mal güvenliği sana emanet. Yani aslında kuzu, kurda emanet. Bakalım ne olacak. Yaşayıp hep birlikte göreceğiz.”
 

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:16
Güneş 05:44
Öğle 12:42
İkindi 16:26
Akşam 19:29
Yatsı 20:51
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı