Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, cumartesi günü Bloomberg'e verdiği mülakatta ABD ile S-400 gerilimini Avrupa Birliği ve Arap dünyasıyla ilişkileri değerlendirdi. Kalın, ABD yönetimi ile temas kurulduğunu iki başkanın görüşebileceğini belirtti.Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Türkiye ile ABD arasındaki temel konular YPG'ye destek, S-400'ler, yaptırımlar ve FETÖ. Ne yazık ki şu ana kadar ilerleme yok. S-400'ler kararı Türkiye'de bir gecede alınmadı, uzun bir sürecin sonucuydu. NATO Savunma Sistemi için tehdit olmayacaktır. Seçenekler için kapımızı kapatmıyoruz" dedi
ABD’nin yeni yönetimiyle temasların kurulduğunu açıklayan Kalın, “Biden’ın birçok iç politika konularıyla meşgul olduğunu iyi biliyorum. Biz meslektaşlarımızla temaslarımızı kurduk ve iyi bir başlangıç yaptık, muhakkak iki başkan da görüşeceklerdir” dedi.
Kalın, Türkiye’nin Rusya ile yaşadığı bazı sorunları yapıcı diyalog sayesinde yönetebildiğini, aynı şeyi ABD ile de yapabileceğine vurgu yaptı: “Fakat size başka bir ülke gelir de maksimalist bir pozisyonla isteklerini ‘ya benim dediğim şekilde yaparsınız, ya da kendi yolunuza gidersiniz’ tavrıyla dayatırsa, bu sizi başka yönlere iter.”
Türkiye ve ABD’yi bölen en temel 3 konunun ‘ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destek, S-400’ler ve CAATSA yaptırımları ve FETÖ elebaşının ABD’de kalmasına izin verilmesi' olduğunu yineleyen Kalın şöyle devam etti:
S-400 kararını Türkiye’nin bir gecede almadığına dikkat çeken Kalın şöyle konuştu:
Kalın ikinci S-400 paketiyle ilgili soruya ise şu yanıtı verdi: “İlk anlaşmayla ilgili süreç devam ediyor ve hepsi aynı sürecin parçası. Aynı anlaşmanın değişik aşamalarda uygulanmasıyla ilgili süreç işliyor.”
Türkiye’nin, Patriotların yanı sıra Fransız-İtalyan ortaklığı ile üretilen SAMP/T füzeleri de almak istediğini ifade eden Kalın, “Ancak Fransa Suriye’yi bahane ederek bu süreci engelleme kararı aldı. Fransa ile bu süreci hızlandırabilmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bizler seçeneklere kapıları kapatmıyoruz” dedi.
“Ne yazık ki şu ana kadar bu konularda herhangi bir ilerleme olduğunu ve adım atıldığını görmedik. Bu sorunlar, bizim milli güvenlik endişelerimizin kalbini oluşturuyor. Başka alanlarda, mesela Libya’da, Irak’ta terörizme karşı bir noktaya kadar beraber çalışabiliyoruz. Yani, çok karamsar bir resim var diyemeyiz. Fakat bu konuları yapıcı bir diyalog yoluyla çok şeffaf ve samimi olarak konuşarak çözebileceğimize inanıyoruz. ABD politika yapıcılarının anlaması gereken şey, bu konuların bizim için ne kadar hayati bir öneme haiz olduğu…”
“Uzun bir sürecin sonucuydu. Suriye savaşının ortasında ABD’nin birden bire Patriot bataryalarını çekmesi bizim için çok büyük bir sürpriz oldu. Arkasından Almanya da aynı şekilde sistemlerini Türkiye’den çekti ve sadece İspanya’nın sistemi Türkiye’de kaldı. Müttefiklerimizin Patriotlarını Türkiye’den çekmelerinin ardından, biz onları satın alamadık çünkü ABD tarafındaki bazı meslektaşlarımın söylediklerinin aksine, bize uygun ve iyi bir teklif sunulmadı. Onların bize sunduklarını söyledikleri iyi teklifi biz görmedik. Her şeye rağmen Cumhurbaşkanımız, Trump’a Patriotları almaya hazır olduğumuzu belirtti. Elimizdeki S-400’ler NATO savunma sistemine entegre edilmeyecek ve böylece NATO savunma sistemine bir tehdit oluşturacak pozisyonda da olmayacaklar.”