Hocaefendi’den çeşitli ilimler okuduğunu anlatan Kalay, “Hocamızı yakından tanıyorum. Ömrünü ilme adayan, ömrü boyunca ilim ve irfan dağıtan bir insandı. Talebelerine öğrettiklerinden daha büyük katkısı ise onlara öğrenme azmi aşılamasıydı” dedi.
İlahiyatçı Yazar Dr. Şerafettin Kalay, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Kağıthane Şubesi’nin online olarak gerçekleştirdiği programda M. Emin Saraç Hocaefendi’yi anlattı. Dün ebedi âleme yolcu ettiğimiz ilim adamı M. Emin Saraç Hocaefendi’den çeşitli ilimler okuduğunu aktaran Kalay, Hocaefendi’nin İslami ilimlerin gelişmesine ve yayılmasına büyük katkılarda bulunduğunu ifade etti.
M. Emin Saraç Hocaefendi’nin en zor dönemlerde ilim mücadelesinden taviz vermediğini belirten Şerafettin Kalay, “Emin Saraç Hocamız son devrin âlimlerinden Muhammed Zahid El-Kevseri’nin ve Osmanlı’nın son şeyhülislamı Muhammed Sabri Efendi’nin talebesiydi. Zahit Efendi’den icazeti vardı. Allah ecrini ziyade eylesin. Hizmetlerini daim eylesin. Büyük ilim adamları yetiştirdi. O, zor yıllara rağmen İslam’a hizmet etmekten geri durmayan, zorluklar karşısında yılmayan, geri adım atmayan bir insandı” diye konuştu.
M. Emin Saraç Hocaefendi’nin Türkiye’den Mısır’a uzanan zorlu ilim serüvenini anlatan Kalay, “Hocamız, küçük yaşlarında ilim aşkıyla dolup taşmış, kimsenin okuyamadığı yıllarda ilim okumak için çırpınmış, Türkiye’de ilim okuyamayacağını anlayınca kardeşiyle birlikte Suriye üzerinden bin bir macerayla Mısır’a kadar ulaşmıştı. El Ezher’de tahsilini tamamlamış, Mısır’daki öğrencilik yıllarında Mustafa Sabri Efendi ve Muhammed Zahid el Kevseri gibi büyük ilim adamlarına talebe olma imkanı bulmuş, Ezher’de ilim görmüş bir çok dünya ulemasıyla arkadaşlık kurma imkanına kavuşmuştu” ifadelerini kullandı.
Emin Saraç Hocaefendi’nin büyük bir ilim deryası olduğunu ifade eden Kalay, “Büyüklerine hürmetli, küçüklerinden de fevkalade hürmet gören saygın bir yapısı vardı. Yıllarca ilim yolunda tüm zorluklara sabretti, mücadeleden vazgeçmedi, resmiyetten uzak sebatlı bir duruşu vardı. Hem fıkıh, hem tefsir hem ahkâm ayetleri, hem de şifa dersleri okuttu, biz kendisinden ahkâm okumuştuk, Sünen-i Ebu Davud’u baştan sona okuduk, Tirmizi’nin yarısına kadar gelmiştik. Yine kendisinden İbn-i Hacer Askalani’nin Buluğu’l Meram’ını okumuştuk. Tarihu’t-Teşri’il- İslami yani İslam Hukuk Tarihi’ni okumuştuk. İbn-i Melek şerhini yani usul ilmini okuduk” değerlendirmesinde bulundu.
Son olarak Mehmet Emin Hocaefendi’nin kişilik yapısından bahseden Şerafettin Kalay Hoca, “Kendisini yakından tanıyorum. İlim irfan dağıtan ömrünü ilme bahşeden bir insandı. Talebelerine öğrettiklerinden daha büyük katkısı ise onlara ilim öğrenme azmi aşılamasıydı. Aşılamayı bilirdi. İlimde sebat nedir? İlimde ahlak nedir? İlim ehline hürmet nedir? Müslüman’ın ilim büyüklerine bakış açısı nasıl olmalıdır? İlimle edep nasıl yoğrulup bir araya gelir, insanı nasıl ziynetlendirir bunun güzelliklerini üzerinde taşıyan bir insandı. Cenab-ı Hak ecrine ecir katsın. İnşallah ilmi ve ilmi silsilesi devam edip gider” şeklinde konuştu.