Milli Gazete yazarı Muhammet Esiroğlu, küreselleşme tartışmalarına değindiği yazısında, İslam Birliği’nin bu bağlamda önemine işaret etti.
Esiroğlu, “. İyisiyle kötüsüyle Müslümanlar bil kuvve olarak bunu üstlenebilecek tek mercidir. İslam Birliği fikri bu açıdan önemini hâlâ korumaktadır. Tabi ki İslam Birliği nihai bir sonuç değil, küresel işbirliğine giden kurucu bir irade olmalıdır. İslam Birliği’nin bir sonraki amacı küreselleşmenin mağdurlarının da içerisin de olduğu yeni bir dünya vizyonudur.” diye yazdı.
Muhammet Esiroğlu’nun “Küreselleşmeye Karşı Yeni Dünya” başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
“Her ülkenin üretim olarak birbirine bağlı olduğu günümüz dünyasında küreselleşmeyi bütünüyle olumsuz kabul edemeyiz. Ama küresel aktörlerin pratiklerine baktığımız zaman dünya ölçeğinde büyük çoğunluğun bağlılıktan olumsuz etkilendiğini söyleyebiliriz. Bazıları bu bağlılıktan servetine servet yığarken bazıları ise bu servetleri onların mutfaklarına omuzlarında yük olarak taşımaktadır. Elbette böyle bir küreselleşmeye karşı duruşların olması kaçınılmazdır.
Bu karşı duruşların en başında ulus devletler gelmektedir. Her ne kadar ulus devletler küreselleşmenin karşısında gibi görünse de özünde küreselleşmenin taşıyıcı gücü olduğunu görmemiz gerekiyor. Özellikle Batı dışı coğrafyalarda kurulan ulus devletlerin en önemli vazifesi modernleşmek olmuştur. Küreselleşmenin farklılıkları yok edici karakterini ulus devletler yerel düzeyde üstlenmişlerdir. Modernleşme süreçleri zaten küresel gerçekliğe ait olmayı beraberinde getiriyor. Örneğin muasır uygarlığa ulaşma ideali neticede küreselleşmenin bir parçası olmayı gerektiriyor.
Bir diğer karşı duruş ideolojik ve bölgesel birlikteliklerdir. Bunlar da aslında küreselleşmenin özüne dair itiraz etmiyor. Sadece küreselleşmenin imkânlarından daha fazla pay almak istiyor. Bunu günümüzdeki alternatif birlikteliklerde görebiliyoruz. Şanghay, Afrika ve Latin Amerika birliklerin temel amacı küresel pastadaki payını artırmaktır.
Peki, bu gerçekler karşımızda dururken nasıl bir yol izlememiz gerekiyor? Küreselleşmenin dayattığı yaşam şartları ve standartları sömürü düzeninin devamı için önemlidir. O yüzden küreselleşmenin küresel bağlılık anlayışına karşı küresel işbirliği paradigmasını hâkim kılacak bir birlikteliğe ihtiyaç vardır. İyisiyle kötüsüyle Müslümanlar bil kuvve olarak bunu üstlenebilecek tek mercidir. İslam Birliği fikri bu açıdan önemini hâlâ korumaktadır. Tabi ki İslam Birliği nihai bir sonuç değil, küresel işbirliğine giden kurucu bir irade olmalıdır. İslam Birliği’nin bir sonraki amacı küreselleşmenin mağdurlarının da içerisin de olduğu yeni bir dünya vizyonudur.”
Milli Gazete yazarı Muhammet Esiroğlu’nun yazısını tamamını okumak için lütfen tıklayınız…