İslâm dünyasından gençler İstanbul’da buluştu

Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Uluslararası Gençlik Forumu (IYFO), Kudüs Gençlik Heyeti birlikteliğiyle İslâm Dünyası Gençlik Öncüleri Buluşması 15-17 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen toplantıda İslâm dünyasında yaşanan sorunlara çözüm önerileri sunulurken, İslâm dünyasının birliktelik sağlaması için çağrıda bulunuldu.

İslami Direniş Hareketi (HAMAS) Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye, ABD yönetiminin İsrail işgal rejimini de bölgeye ilhak etme prensibine dayalı olarak bölgeyi yeniden şekillendirme girişimlerinin başarılı olamayacağını dile getirerek, “Bazı Arap ülkeleriyle ittifaklar gerçekleştirilmesi suretiyle İsrail işgal rejiminin güvenliğinin garantiye alınması yönündeki çabalar başarısız olacaktır. Çünkü bu adımlar bölge halklarının iradesine aykırıdır. Bölgenin kültürel ve fikri birikimine ters düşüyor” ifadelerini kullandı.

Heniye, İslam ümmetinin farklı kesimlerini ve ülkelerini, bölgenin üzerinde siyasi egemenlik kurulmasına, normalleşmeye ve servetlerine el konulmasına karşı ittifaklar oluşturmaya davet ederken Filistin’de yıllardır süre gelen mücadelenin devam edeceğine dikkat çekti. Heniye, “Bizim tercihimiz işgalci tamamen çekilmek zorunda kalıncaya ve halk vatanına ve kutsal Kudüs’üne dönünceye kadar kapsamlı direnişe devam etmektir” dedi.

İslâm’ın bir gençlik hareketi olduğuna dikkat çeken AGD Genel Başkan Yardımcısı Metin Yüksel Dinçaslan, gençlere önemli görevlerin verildiğini ifade ederek, “Medeniyetimiz, bir gençlik medeniyetidir. İslâm, bir gençlik hareketidir ve gençlerin omuzlarında yükselmiştir. Peygamberimiz İslâm toplumunun şekillenmesinde, İslâmî değerlerin yaşanmasında ve yayılmasında gençlere büyük görevler vermiştir. Gençlerin eğitimiyle yakından ilgilenmiş, onların her bakımdan iyi yetişmelerini istemiştir” diye konuştu.

Millî Görüş hareketinin en büyük destekçilerinin gençler olduğuna değinen Dinçaslan, Erbakan’ın gençliğe verdiği önemi hatırlatarak, “Hakk’ı ve adaleti üstün tutarak siyasi sahnede yer alan Millî Görüş’ün en büyük destekçileri gençler olmuşlardır. Muhterem Erbakan Hocamız,  ‘Dünyaya yön veren ve tarihe şan veren hareketlerin itici gücü tarih boyunca gençler olmuştur. Bir milletin asıl gücü; tankı, topu, tüfeği ve parası değil, imanlı ve inançlı evlatlarıdır’ derken gençliğin vaz geçilemezliğine ve önemine değinmiştir” ifadelerini kullandı.

İsrail ile normalleşme adımları atan İslâm ülkelerini hatırlatan IYFO Genel Başkanı Yılmaz Balçın, normalleşme adımları atan ülkelere, bu adımların kayıplara sebep olacağını hatırlatarak, “İslâm dünyasının liderleri pragmatik sebeplerle makam ve mevkilerini korumak için normalleşme adı altında tavizler vermektedir. Maalesef şehitlerimizin ve merhum liderlerimizin mirasına en büyük saygısızlık terör devleti ile ilişkileri geliştirmek ve ilerletmektir. Bizler öncelikle zihinlerimizde aynı kavramlar ile düşünerek Siyonizm’in oyunlarına alet olmayacağız. İslâm dünyasındaki liderlere çağrımızda İsrail’e dost olmak veya görünmek kısa vadede bazı menfaatler sağlayabilir ama uzun vadede en büyük kayıplara sebep olacaktır tarih bunun örnekleriyle doludur onun için Filistin ve Kudüs davasına sahip çıkın daha çok sahip çıkın diyoruz” diye konuştu.

İslâm ile hakim düzen arasında yaşanan çatışmalara değinen Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdulkadir Karaduman, yaşanan çatışmaların sistemsel olduğuna dikkat çekerek, “Peygamberler mevcut düzene alternatif düzen sunmuşlardır ve zaten alternatif düzen sundukları için hakim düzen savunucuları ile bir mücadeleye girmiştir. Ekonomiden medeni hukuka kadar her alanda İslâm’ın öğretileri ile hakim sistem çatışmıştır. Çünkü İslâm, adaleti emrederken, batıl olan hakim düzenler zorbalığı, imtiyazı kabul etmişlerdir. Adalet ile imtiyaz her zaman çatışma halindedir” diye konuştu.

İslâm ülkelerin birçok sorun ile mücadele ettiğine dikkat çeken Karaduman, sorunların çözümünün birliktelikten geçtiğini ifade ederek, “İslâm ülkelerinin ekonomik, askeri, iç ve dış güvenlik, eğitimde müfredat ve nitelik yetersizliği; kaynaklarının sömürülmesi, işgaller, göçler; ilaç ve içme suyu yetersizliği; rüşvet, iltimas, her alanda fırsat eşitliğinin olmaması; alkolün, uyuşturucunun ve fuhşun yaygınlaşması başta olmak üzere çözülmeyi bekleyen tonlarca sorunları var. Ancak, İslâm ülkelerinin ekonomik, siyasi, askeri, kültürel problemlerini ve geri kalmışlığını ‘Mezhepçilik, kavmiyetçilik, bölgecilik’ yaparak çözemeyiz. Bizlerin her zaman bu tehlikeyi dikkate almamız gerekmektedir. Bu tehlikelere karşı bütün İslâmi hareketler vahdeti büyütmeli ve organize etmelidir” dedi.