Halk TV'de İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah'ın konuğu İyi Parti lideri Meral Akşener olmuştu. İsmail Küçükkaya bu programda Akşener'e, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Ekim Cuma günü gerçekleştireceği “Türkiye'nin Yüzyılı” programına bazı gazetecilerin davet edilmesini hatırlatarak “Ne dersiniz? Gidelim mi?” diye sordu.
Ahmet Hakan, Küçükkaya’nın bu sorusunu bugünkü köşesine taşıdı. Hakan, kendisinin böyle bir soru sorması halinde tepki toplayacağını belirtti.
Küçükkaya ise bu sabahki programında ise Ahmet Hakan'a şöyle yanıt verdi:
O yayın içinde iki davetin birbirine denk geldiğini söyleyen Küçükkaya, bu soruyla iktidarın muhalefete TOGG davetini de düşündüğünü belirtti. Kılıçdaroğlu'nun katılmayacağını duyurduğunu belirten Küçükkaya, "Acaba Akşener katılacak mı?" sorusunu sorguladığını ifade etti. Küçükkaya sözlerine şöyle devam etti:
“Ahmet Hakan'ın programında bir arkadaş İsmail Küçükkaya icazet aldı dedi. Hafif tebessüm ettim. Sonra Ahmet Hakan da 'ne kadar saçma bir şey' dedi. Normalde gülüp geçerim ama 'ne kadar saçma' deyince dedim ki izlememiş. Bir mesaj attım Ahmet Hakan'a. Hakan da İsmail izliyor bağlansın dedi, bağlandım.
Bugün de yazmış. Kendisinin de birtakım dertleri var. O ayrı. Fakat şunu söyleyeyim; 31 yıllık gazeteciyiz, hükümetten gelen bir davete katılıp katılmayacağımızı bir başka siyasiye soracak değiliz. Siyasilerden icazet alacak değiliz."
"Aynı dakikalarda gazetecilerin AK Parti'nin davetine katılıp katılmayacağı konuşuluyor ya ben ikisini bağladım. İzleyenler biliyor. Yoksa icazet almak değil. Neden icazet alacağız. Ayrıca o ilişki bağlamında yorumlar yapılıyor taraflı gazetecilik, tarafsız gazetecilik. Ya Meral Akşener muhalefette. Onun yaptığı açıklamaları televizyonların zaten yüzde 90'ı görmüyor. Gücü yok, kuvveti yok, kudreti yok. Yani karşınızdaki iktidar olsa tamam. Ama muhalefet mücadeleci bir kadın.
Yani kendi üslubum içerisinde Akşener'in o davete katılıp katılmayacağını öğrenmek isterken o bağlam içinde bir muhabbet konusu olsun. Peki gazetecilere ne diyorsunuz? şeklinde bir yorumdu.”
