KARARLIYIZ VE HAZIRIZ

Saadet Partisi, 8’inci Olağan Büyük Kongresi’ni coşku ve heyecan içerisinde gerçekleştirdi…

GÜNDEM 31.10.2022, 04:35
8
KARARLIYIZ VE HAZIRIZ
Saadet Partisi’nin 8’inci Olağan Büyük Kongresi münasebetiyle başkent Ankara’da “Saadet Bayramı” yaşandı.
Türkiye’nin dört bir tarafından akın akın Ankara’ya gelen Saadet Partililer, coşku ve heyecan içerisinde bir kongre gerçekleştirdi. Salonda adım atacak yer bırakmayan teşkilat mensupları, salon dışında da mahşeri bir kalabalık oluşturarak adeta seçimler öncesi gövde gösterisi yaptı. On binlerce Millî Görüşçünün sevgi seli ve sloganları eşliğinde salona giriş yapan Genel Başkan Karamollaoğlu, yaptığı coşkulu konuşmayla teşkilat mensuplarına, “Saatlerinizi iktidara ayarlayın” mesajı verdi.

“Bir kez daha görüldü ve anlaşıldı ki; hazırsınız”
Millî Görüşçülere ve Saadet Partililere seslenen Karamollaoğlu, “2000’li yıllardan bugüne, iktidarın nimetlerine aldanmayıp, iktidarın baskılarına boyun eğmeyip, bu gömleğin ütüsünü hiç bozmadan, kırıştırmadan üzerinde taşıyan genç kardeşlerim!.. Milletin ve tarihin huzurunda şimdi sizlere soruyorum: Hazır mısınız? Barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır mısınız? Bir kez daha görüldü ve anlaşıldı ki; hazırsınız. Kararlı ve hazırız... ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ düsturuyla; ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’, ‘Yeniden Büyük Türkiye’, ‘Yeni ve Adil Bir Dünya’ için yapacağımız tüm çalışmalarımızı Cenâb-ı Allah bereketli kılsın. İnanıyoruz ki; zafer inananlarındır ve zafer yakındır” dedi.
Oy kullanan bütün delegelerin oyunu alarak 3’üncü kez Saadet Partisi genel başkanı seçildi.

Saadet Partisi 8’inci Olağan Büyük Kongresi’nde Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, geçerli oyların tamamını alarak tekrar genel başkan seçildi. Karamollaoğlu, oy sayımının ardından delegelere ve bütün teşkilat mensuplarına bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi.

ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, Gerçekleştirilen kongrenin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

*Kongre için salonu dolduran partililerin İslam coğrafyası ve bütün insanlığın saadeti için çırpındıklarına dikkat çeken Kutan, “Evet, bugün burada rahmet-i Rahman’a kavuşan Erbakan Hoca’mız yok. Ancak şahidim ki; binlerce Erbakan bu şanlı sancağı taşımak için bu salonun içinde bir volkan gibi bekliyor” dedi.
“Köklerimizden kopmadan geleceğe koşuyoruz”
*Millî Görüş hareketinin köklerinden kopmadan geleceğe koştuğunu vurgulayan Kutan, Millî Görüş hareketinin temelinde hizmet yarışı olduğunu belirterek, “Bu yeni dönemde görev alacak kardeşlerim, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da aynı şevk, aynı heyecan, aynı kararlılık ve azimle çalışmaya devam edecektir” diye konuştu.
Saadet Partisi, 8’inci Olağan Büyük Kongresi’ni büyük bir coşku ve heyecan içerisinde gerçekleştirdi. HBVÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongreye 7’den 70’e her yaştan on binlerce “Saadet Sevdalısı” akın etti. “Kararlıyız! Milletin İktidarında Saadet Var” sloganın tercih edildiği kongrede “Saatlerinizi iktidara ayarlayın” konsepti büyük beğeni topladı. Bayram havasında gerçekleşen kongrede Genel Başkan Karamollaoğlu, “Bilge Başkan, Temel Başkan”, “Bilge Başkan, Mücahit Erbakan” sloganlarıyla salona giriş yaptı. Teşkilat mensuplarının yoğun sevgi seli altında salona zar zor girebilen Karamollaoğlu, sahneye çıkarak teşkilat mensuplarını selamladı.

Saadet Partisi 8’inci Olağan Kongresi’nin gerçekleştirildiği Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi, dün on binlerce genç, yaşlı, kadın, erkek ile dolup taştı. Kongrenin gerçekleştirildiği salon 5 bin kişilik olmasına rağmen salonun dışında kurulan ekranlarla dışarda bekleyen vatandaşlar da salonun heyecanına ortak oldu. Gerçekleştirilen kongre ile birlikte Ankara’da “Saadet Bayramı” kutlanmış oldu.

Türkiye’nin dört bir yanından kongreye katılmak için teşkilat mensupları Ankara’ya akın etti. Kongreden saatler önce kongrenin gerçekleştirileceği Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nin etrafında binlerce Saadet Partili bir araya geldi. Kongrede bulunan vatandaşlar, sık sık “Bilge Başkan Temel Karamollaoğlu”, “Mücahit Erbakan”, “İşte Ordu İşte Komutan” sloganlarıyla salonu inletirken, “Saatlerinizi iktidara ayarlayın” pankartı ise ayrıca dikkat çekti. “Kararlıyız Milletin İktidarında Saadet Var” sloganı ile gerçekleştirilen kongrede seçime hazırlık mesajları verildi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun salona gelişi ile birlikteon binlerce teşkilat mensubu, kültür merkezi önünde Karamollaoğlu’nu karşılayıp sloganlar eşliğinde kongre salonuna kadar eşlik etti. Binlerce teşkilat mensubu ile birlikte salona giriş yaparken, salonda bulunan teşkilat mensupları bayraklar eşliğinde “Bilge Başkan Temel Karamollaoğlu” sloganları atarak salonda karşılama gerçekleştirdi.

Saadet Partisi’nin 8’inci Olağan Büyük Kongresi’ne Saadet Partisi eski Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, TBMM eski başkanı Bülent Arınç, Diyanet İşleri eski Başkanı ve İSİLAY Genel Başkanı Lütfi Doğan Hoca, Yüksek İstişare Kurulu üyeleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, yabancı misyon şefleri ve İslam coğrafyasından gelen misafirler katıldı. Hem vatandaşlardan hem de basın mensuplarından yoğun ilgi gören kongre, başta TV5, TV42 olmak üzere birçok televizyon kanalı tarafından canlı verildi. Ayrıca Saadet Partisi’nin sosyal medya hesaplarından da salondaki coşku anlık olarak Millî Görüş sevdalılarıyla paylaşıldı.

Kongreye Saadet Partisi eski Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan ve Diyanet İşleri eski Başkanı ve İSİLAY Genel Başkanı Lütfi Doğan’ın salona gelmesi, salondakiler tarafından uzun süre alkış aldı.

Genel Başkan Karamollaoğlu’nun salona gelmesiyle birlikte büyük bir coşku ve heyecan içinde kongre başladı. Programın başlangıcında kongre müziği yüksek sesle dinletildi. “Milletle el ele iktidara koşuyor” sözlerinin yer aldığı kongre müziği, salondakiler tarafından uzun süre alkış aldı. Teşkilat mensupları, salondaki ışıkların kapatılması sonrası telefon ışıklarıyla müziğe eşlik etti. Kongrede ayrıca “Söz Sahibi” ve “Vefa Unutmamaktır” adlı iki video izletildi. Bu iki video da uzun süre salondakilerden alkış aldı.

Tertip heyeti adına kongrenin açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi Medya ve Tanıtmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Sunar, temsil heyeti adına gerçekleştirdiği konuşmada, Cumhuriyet’in yeni yüz yılın, Millî Görüş hareketinin ise ikinci asrında olduğunun altını çizerek, “Artık yeni bir başlangıcın şafağındayız! Bugünkü kongremiz de yeni bir dönemin ilk adımı olarak tarihe geçecektir. Bizler tarihi müktesebatımıza ve onurlu maziye sahip bir geleneğe karşı sorumlu olan bir siyasi partiyiz” dedi.

Saadet Partililerin “Yaşanabilir Bir Türkiye” ve “Yeniden Büyük Türkiye” kurmakta kararlı olduğuna dikkat çeken Sunar, geçmişten bugüne büyük mücadeleler verildiğini ifade ederek, “20. yüzyılın başlarından 1969’a kadar büyük bedeller ödedik, 1969’dan 2000’li yıllarına başına kadar büyük mücadeleler verdik. Yine 2000’li yıllardan bugünlere kadar da haksızlıklar karşısında asla susmadık! Şimdi zaman; bu mücadelemizi iktidar ile taçlandırma zamanıdır! Şimdi zaman; yaraları sarma, kazanımlarımızı daha da ileriye taşıma zamanıdır. Şimdi vakit; milletin iktidarında Saadet vaktidir! Haksızlıkları gidermek, nimeti ve külfeti adil bir şekilde paylaştırmak için geliyoruz” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve yaklaşık 200 delegenin imzasıyla Kongre Divan Başkanlığı için Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya teklif edildi. Delegelerin oylarıyla Kaya, kongrenin divan başkanlığını gerçekleştirdi. Kaya’nın yardımcılıklarını ise Ankara İl Başkanı Fatih Beyazıt ile GİK Üyesi Halil İbrahim Uzun yaptı. Divan üyeliklerini Hasan Eroğlu, Mustafa Erdoğan, Fesih Bozan, Hüseyin Saydam, Mustafa Balta ve Hasan Eğirdir yaptı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, salondakilerin slogan ve sevgi gösterileri eşliğinde konuşmalarını gerçekleştirmek için sahneye çıktı. Karamollaoğlu, konuşmasına Mehmet Akif Ersoy’un
“Zulmü Alkışlayamam” şiirinden;“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem,Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem!Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam,Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam!Doğduğumdan beridir âşığım istiklale,Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale...Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!Adam aldırma da geç git, diyemem; aldırırım,Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!” dizeleriyle başladı.

Türkiye’nin dört bir tarafından Ankara’ya akın eden teşkilat mensuplarına Saadet lideri Karamollaoğlu, şu sözlerle “hoş geldin” dedi: “Zulme boyun eğmeyenler, hoş geldiniz! Haktan başkasının karşısında eğilmeyenler, hoş geldiniz! Ne pula ne de kula asla minnet etmeyenler, hoş geldiniz! Yalnız hakkı söyleyenler ve yalnız hakikatin peşinden gidenler, hoş geldiniz! Bin kez budadılar körpe dallarımızı, bin kez kırdılar. Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz! Bin kez korkuya boğdular zamanı, bin kez ölümlediler. Yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz! Bitmedi, daha sürüyor bu kavga ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Baharın müjdesi çiçekler; hoş geldiniz! Saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter! Menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da güler. Bugünlerden geriye; bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler... Yarınlar için direnenler; hoş geldiniz! Yolundan ve sözünden dönmeyenler, hoş geldiniz!”

Karamollaoğlu, 53 yıl önce Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ilk adımı attığında kendisine “bir çiçekle bahar olmaz” diyenler olduğunu hatırlatarak, “Kendisi de ‘Ama her bahar bir çiçekle başlar’ yanıtını vermişti. İşte bu salon, işte nice kara kışlara direnen, nice susuz çöllere dayanan sizler... Artık dalları Kars’tan Edirne’ye, Horasan’dan Bosna’ya uzanan bir ulu çınarın temsilcileri olan sizler... Cenâb-ı Hakk’a hamdolsun; işte ben bu salonda kökleri maziye bağlı, dalları atiyi kucaklayan o ulu çınarı görüyorum” dedi.

Atılan ilk tohumların yeşermesinde emekleri olan Millî Görüş öncülerine rahmet dileyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Eşref Edip’i, Süleyman Arif Emre’yi, Fehmi Cumalıoğlu’nu ve Fehim Adak’ı rahmetle anıyorum. Ali Oğuz’u, Bahri Zengin’i, Cevat Ayhan’ı, Oya Akgönenç’i ve Ahmet Tekdal’ı minnetle anıyorum. Ali Soylu’yu ve Adnan Demirtürk’ü özlemle yâd ediyorum. Şevket Kazan’ı, merhum Yüksek İstişare Kurulu Başkanımız Oğuzhan Asiltürk’ü ve elbette hareketimizin kurucusu Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı saygıyla, rahmetle ve şükranla yâd ediyorum. Her biri takatinin sonuna kadar mücadele etmenin timsali oldular. Her biri azmin, mücadelenin ve ahde vefanın destanlaşmış birer örnekleri oldular. Allah hepsine rahmet eylesin. Mekânları cennet, makamları âli olsun. Rabbim bizleri de cennetinde buluştursun inşallah. Öncülerimizden olan ve bugün burada bulunan kıymetli büyüklerimiz Recai Kutan ve Yasin Hatipoğlu beyleri ve Lütfi Doğan Hocamızı da candan selamlıyor, hürmetlerimi arz ediyorum. Yarım asrı aşkın bir süredir birlikte bu davaya omuz verdik. Birlikte cezaevinde yattık ve birlikte ülkemizi karış karış gezerek derdimizi ve davamızı anlattık; Allah sizlerden razı olsun.”

Tarihi bir gün ve dönemde kongrelerini icra ettiklerini söyleyen Karamollaoğlu, “Dün Cumhuriyetimizin kuruluşunun yıl dönümüydü. Aziz vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik ediyor, daha nice yüz yıllar diliyorum. Bu kongremiz de yeni bir başlangıcın ilk günü olarak tarihe geçecektir inşallah. Bugün bir kez daha “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye”, “Yeni Bir Dünya” ve “Yeni Bir Yüzyıl” için besmelemizi çekiyor, kollarımızı sıvıyor ve yola koyuluyoruz. Yapacak çok işimiz ve atacak çok ama çoook adımımız var. Çünkü bizi hasretle bekleyen insanlarımız var. Fakat hepimiz biliriz ki; tedaviden önce teşhis şarttır. Tedavi edilecek hastanın tomografisini ve MR’ını çekmek doğru tedavinin ilk adımıdır. Şimdi sizlerle 20 yılın sonunda, gelinen bu noktada 2022 Türkiye’sinin tomografisini bir görelim. Şöyle bir özetleyelim istiyorum. Bakalım, ne durumdayız? Bakalım, kurulan cümlelerin toz pembeliği ile gerçek hayatın üzerine çöken kara bulutların arasındaki renk farkına, devasa ton farkına bir göz atalım istiyorum. Biliyorum insanımızın önceliği ekonomi, çünkü kanayan derin bir yara. Ancak bilinmelidir ki; diğer her şey sonuç, adaletsizlik ve hukuksuzluk sebeptir! Devlet yönetiminde ve kamusal hayatta gömleğin ilk düğmesi adalettir, hukuktur” diye konuştu.

“Bizler bugün, gömleğin o ilk düğmesinin yanlış iliklenmesinin, hatta son yıllarda koparılıp bir kenara atılmasının sonuçlarını yaşıyoruz” diyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir ülke düşünün; milyonlarca vatandaşı terör şüphelisi ilan edilsin, yüz binlercesi hakkında işlem yapılsın, on binlercesi de tutuklansın. Bir ülke düşünün, koca koca adalet sarayları inşa edilsin; fakat aynı zamanda onlarca yeni cezaevi açılsın. Bir ülke düşünün ki; cezaevleri tıklım tıklım dolu olsun. Adalet mekanizması, siyasilerin elinde adeta bir kılıç gibi kullanılsın. İşinden, ekmeğinden, özgürlüğünden edilen KHK mağdurlarının feryâdı arş-ı âlâya ulaşmış. Fakat heyhât!.. Duyan yok! İnsanlar konuşmaktan, tweet atmaktan korkar hale gelmiş; yasaklarla mücadele edeceğini söyleyenler ise yasakçı zihniyetin bizzat baş aktörü olmuş! Aziz vatandaşlarımız, kıymetli kardeşlerim!.. Adalet düğmesi yanlış iliklenince ekonomide ve diğer her alanda duvara toslamamak mümkün değildir! Adalet açığını kapatmadan; cari açığı, bütçe açığını ve dış ticaret açığını kapatmak mümkün olmaz! Hukuksuzluğun norm haline geldiği bir ülkede, gelir dağılımındaki adetsizliği gidermek mümkün mü?”

“İşte; 2022 Türkiye’sinde” diyerek yeni Türkiye’yi özetleyen Karamollaoğlu, “Milyonlarca işsizimiz var! Bakmayın siz kürsüde atılan nutuklara; milyarlarca liramız her yıl faiz lobilerine oluk oluk aktarılıyor! Milyonlarca asgari ücretlimiz açlık sınırının altında ve geri kalan milyonlarca çalışanımız da ancak yoksulluk sınırının altında bir ücrete mahkûm edilmiş! Emeklilerimizin durumu ise hepsinden vahim... Zaten aldığı üç kuruşluk maaşı da doğrudan veya dolaylı olarak kızına, damadına, gelinine, torununa veren bu insanlara; reva görülen ücret bu mu olmalı Allah aşkına? Bugün bir telefon almak veya bir kafede oturmayı bile kendisine lüks görülen evlatlarımız, siz iktidara geldiğinizde hayata gözlerini yeni açmıştı. Ne kabahati var bu gençlerin? 60-70 yıllık ekmek teknelerini kapatan esnafımızın; enflasyon nedeniyle çarşı-pazardan eli boş dönen ev hanımlarımızın, kantinde istediğini alamayan çocuklarımızın ne kabahati var? Yoksulluk her geçen gün derinleşiyor! ‘Bir test kitabı olmuş 100 lira, asgari ücretle çalışan babam nasıl alsın bunu?’ diyerek, gözyaşları döken 14 yaşındaki liseli kızımızı dinleyince nasıl duygulanmaz bir insan? ‘Ben işsiz kaldım, çalışamadım, ekmek bulamadım, namerdim yalan söylüyorsam... Fabrikaya iş bakmaya gittim, kapının önündeki bayat ekmeği adamdan rica ettim, aldım. Tavuklarımız var, onlara götüreceğim dedim, yalan söyledim. Eve döndük ve eşimle beraber oturduk, o ekmeği yedik’ diye anlatırken sesi titreyen, eşi de yanında gözyaşları döken insanlarımızı görüp de nasıl kahrolmaz bir insan? Böyle onlarca örnek var... Kaldı ki tek bir insanımız dahi bu durumda olsa, büyük büyük cümleler kurmaya utanır insan ya! İsraf almış başını gitmiş! Artık ihalelerde yolsuzluk yapılıyor diyemiyoruz, adeta yolsuzluk yapmak için ihaleler yapılıyor. Allah’tan korkun! Devlet borçlu, millet borçlu! Kamu borçlu, özel sektör borçlu! Yanlış yatırımlarla var olan paralarımız, kaynaklarımız da betona gömüldü, geleceğimiz dahi ipotek altına alındı” dedi.

“İnsanın yüreği yanıyor, hançeresi yırtılırcasına haykırası geliyor” diyen Karamollaoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bu millet, ne istediniz de vermedi size? Allah aşkına, bir ülke, hem de Türkiye gibi bir ülke 20 yıl sonra bu hale nasıl getirilir? Evet yollarımız, yüksek binalarımız, köprülerimiz, ihtişamlı devlet binalarımız, saraylarımız var. Ama toprak insansız, insanımız da topraksız bırakıldı. 20 milyon insanı İstanbul’a istiflemek, en hafif tabirle ahmaklık değil de nedir? Hani şair diyor ya; ben Anadolu’yum. Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç. En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti. Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç. Ben Anadolu’yum, acılı, mahzun. Bende bitmez tükenmez dert kulaç kulaç. En bereketli topraklara sahip bir ülkede işte tarımı böyle bitirdiler! Eğitim denilince akıllarına bina geliyor, sağlık denilince de akıllarına yine bina geliyor. Yatırım denilince akıllarına sadece ama sadece beton ve asfalt geliyor. Eğitimde niceliği, niteliğe tercih ettiler. ‘Diplomalı işsizler’ kervanına her yıl yüz binlerce yeni gencimiz katılıyor. Dahası, ne eğitimde ne de istihdamda olan karamsar ve umutsuz on binlerce ev gencimiz var. Mühendislerimiz motokuryelik, ataması yapılmayan öğretmenlerimiz süpermarketlerde kasiyerlik, İBF mezunu milyonlar ise AVM’lerde tezgâhtarlık yapıyor.”

Yetişmiş insanların ülkeye küstürüldüğünü kaydeden Karamollaoğlu, “Sağlıkta en iyi yetişmiş insanlarımızı bu ülkeye küstürdüler. Düşünün siz; en iyi eğitimi alan en nitelikli insanlarımız, yoksulluk sınırında bir ücrete mahkûm ve ağır çalışma koşullarında çalışmaya icbar ediliyor. Sonra da; ‘giderseniz gidin’ deniliyor! Böyle bir iklimde akademisyen kalır mı, doktorlar durur mu Allah aşkına? Muhterem kardeşlerim, geliyoruz şimdi dış politikanın fotoğrafını çekmeye. Büyük Ortadoğu Projesi adım adım uygulanıyor. Yani Büyük İsrail Projesi sinsi bir şekilde yürütülüyor. Birileri ise ‘normalleşmek’ için sıraya girmiş! İslam dünyası sahipsiz, coğrafyamız darmadağın. Yeryüzü üzerinde kan ve gözyaşı oluk oluk akıyor, akıtılıyor. ABD ile Rusya, NATO ile Şanghay arasında adeta pinpon topuna dönen bir dış politika anlayışıyla hareket ediliyor. Boyla bosla, sembolik fotoğraflar ve kürsülerden atılan süslü nutuklarla içeride bir algı oluşturuluyor. Ama dışarda durum tam tersi. Irak’ta katledilen milyonlarca Müslüman’ın sorumlusu kim? Afganistan, Yemen, Keşmir, Filistin, Suriye, Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri; 20 yıl önce ne durumdaydı, şimdi ne durumdalar? Coğrafyamızda sınırlar fiilen değişmiş, kendi sınırlarımız adeta kevgire dönmüş. Milyonlarca mülteci oradan oraya savruluyor. Ayrıca Adalar ve Kıbrıs tam bir çıkmazda! Bugün başka meselelerde ‘diplomasi kahramanı’ ilan edilenler ise 20 yıldır tüm bu olup bitenleri ya seyretmiş ya da figüran olarak rol almış” diye konuştu.

Konuları özet geçtiğini, aksi takdirde her bir konunun saatlerce süreceğini kaydeden Karamollaoğlu, “Yoksa her bir konu başlığında saatlerce konuşsak az... Son olarak, belki de en vahim olan tabloya geliyoruz. Nedir o? Ahlaki ve manevi tahribat! ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ diyerek yola çıkmış bir hareket olarak, bu manzara karşısında çok ama çok üzgünüz. Ahlaki değerlerimiz ayaklar altına alınmış. Yalan, iftira, hakaret, kibir, şatafat... Gündelik hadiseler haline gelmiş. İsraf, yolsuzluk ve rüşvet kanıksanmış. Ehliyet ve liyakat rafa kaldırılmış. ‘Hırsızsa benim hırsızım, çalıyor ama çalışıyor’ cümleleri kurulur hale gelmiş. Ve sözde âlimler, sözde aydınlar da buna cevaz verir hale gelmiş. İşte böyle böyle ahlaki çıpamız kaybedildi! Bütün bunlar ne zaman olmuş? Sözde İslamcı 20 yıllık bir iktidar döneminde. Şimdi kalkmış bir de referandumdan, aileden, kazanımlardan bahsediyorlar. Evlilik yaşı otuzu aşmış, gençler mali imkânsızlık nedeniyle evlenemiyor. Yine en başta maddi problemler nedeniyle boşanma oranları da her geçen gün artıyor. Her gün bir başka kadın cinayeti işleniyor. Şiddet, cinayet ve intiharlar almış başını gitmiş, ne konuşuyorsunuz siz ya! Temel hak ve özgürlükler, ne zamandan beridir ve hangi mantıkla referandum konusu yapılıyor? Milli ve manevi değerlerimizi nasıl bu kadar hoyratça siyasete malzeme yapabiliyorsunuz? Aileyi darmadağın eden sizler, hangi yüzle aile mefhumunu ağzınıza alabiliyorsunuz? Kazanımlardan bahseden sizler, bunlar üzerinden insanımıza gözdağı veren sizler; neleri kaybettirdiniz bu ülkeye ve bu millete, önce onların hesabını bir verin! Toplumu kutuplaştırarak, muhalefeti de mayınlarını kendinizin döşediği mayınlı arazilerde siyaset yapmaya zorlayarak ayakta kalmaya çalışıyorsunuz. Ama bilin ki; o dönem kapandı artık! Necip Fazıl’dan bir şiir okuyup, Nazım Hikmet’ten bir alıntı yaparak, ‘Halay da bizim horon da bizim…’ diyerek süslü cümleler kurup; sonra da toplumu kamplara ayırma dönemi bitti! Yeni dönem; herkesin özgürce şiir yazabildiği bir dönem olacak! Yeni dönem; halayın ve horonun sadece muktedirlerin türküsüne eşlik etmek zorunda olmadığı bir dönem olacak. Yeni dönem; kazanımlar üzerinden korkutarak siyaset yapılan değil, istiklal mücadelemizden bugüne tüm kazanımlarımızı her bir vatandaşımız için daha da ileriye taşıyacağımız bir dönem olacak” dedi.

“Siyasi tarihimiz boyunca ne zaman Türkiye bir kapının ardına sıkıştırılsa, o kapıyı açan anahtar hep biz olduk” diyen Karamollaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Ne zaman Türkiye, bir darboğaza girse; bizler devreye girerek buna bir son verdik. 1974’te, 75’te, 77’de, 91’de, 96-97’de… Ve yarım asrı geride bırakan siyasi tarihimiz boyunca; biz, en doğru koalisyonları ve en faydalı seçim iş birliklerini yaptık. Elimize geçen en ufak bir imkânı bile milletimizin hayrına olacak işlerle taçlandırdık. ‘Maddi ve manevi kalkınma’mız adına çok önemli hizmetlere imza attık. ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ın, ‘Yerli ve Milli Bir Duruş’un, ‘Üreten Bir Ekonomi’nin, ‘Şahsiyetli Bir Dış Politika’nın, ‘Tam Bağımsız Türkiye’nin öncüsü ve sancaktarı biz olduk. Tarihin ve milletimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklardan asla kaçınmadık. ‘Ne derler acaba?’ diye hiç çekinmedik. Ve evet onu dediler, şunu dediler. Fakat biz kararlı bir şekilde her daim yolumuza devam ettik. Çünkü bizler kolay olanın cazibesine hiçbir zaman kapılmadık. Rahata ve konfora değil, çileye talip olduk!”

“Hasır üzerinde yatan Peygamber Efendimiz’i anlatmak kolay, yazlık kışlık saraylardan vazgeçmek zordur!” diyen Karamollaoğlu, “Hz. Ömer’i anlatmak kolay, Hz. Ömer’in adaletini uygulamak zordur! ‘Erbakan Hoca’nın kemiklerini sızlatıyorsunuz’ diye edebiyat yapmak kolay, Erbakan Hoca’mızın davasından bir milim sapmadan izini takip etmek zordur! Yalana, iftiraya ve hakaretlere maruz kaldık. Parayla, makamla, şöhretle imtihan edilmek istendik! Dünden bugüne bu yolda savrulup gidenler oldu. Ancak işte bu salonda bir araya gelenler tavizsiz ve kararlı duruşlarından asla vazgeçmediler! Bizler, tarlamızı yağmur yağan yere götürenlerden olmadık! Tarlamızda alın teri döktük ve yağmur yağması için ellerimizi açıp duaya durduk. Cenâb-ı Hakk’a hamdolsun... Bizim tarlamız olduğu yerde duruyor. Ve yağacak yağmuru müjdeleyen bulutlar da artık ufkumuzda görünüyor” dedi.

Yeni bir başlangıcın şafağında olduklarını söyleyen Karamollaoğlu, “Tarihi bir dönemecin eşiğindeyiz. Cumhuriyetimizin ‘Yeni Yüzyılı’nı inşa etmek için, artık geçmişin travmalarından hep birlikte kurtulmamız gerekiyor. Ülkemiz; sağcılık-solculuk, Türkçülük-Kürtçülük, Sünnilik-Alevilik, dindarlık ve laiklik gibi tartışmalar yüzünden yıllarca hem zamanını hem de enerjisini tüketmiştir. Bu konularda telafisi imkânsız acılar yaşanmıştır. İnsanımız bıkmış, usanmış ve yorulmuştur. Bizler laiklikten değil, sözde laikçilerden, İslam’dan değil, sözde İslamcılardan, muhafazakârlığın kendisinden değil, muhafazakârlık adı altında değerlerimizi istismar edenlerden çok çektik. Artık bu defterler bir daha açılmamak üzere kapanmalı ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almalıdır. Din, herhangi bir sosyal grup ya da partinin tekelinde olmadığı gibi; laiklik de herkesin dini, siyasi ve sosyal görüşlerini rahatlıkla ifade edebilmesinin teminatı olarak anlaşılmalıdır. Devletin vazifesi kimlik dayatmak değildir! Var olan kimliklerin devlet şemsiyesi altında huzur, barış ve güven içerisinde varlıklarını özgürce sürdürmesini sağlamaktır” şeklinde konuştu.

“Bizler, ülkemizin her bir ferdinin ortak problemlerine çözüm üretmek adına; ortak sorumluluklarımızı kuşanarak bir yola çıktık, bir masa etrafında bir araya geldik” diyerek, konuşmasına devam eden Karamollaoğlu, “Bu masada; sadece 6 genel başkan yok! 85 milyon insanımız hep birlikte bu masada oturmaktadır. Asgari ücretlilerimiz, çiftçimiz, esnafımız, memurlarımız, işçiler, emeklilerimiz, açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkûm edilen milyonlarca insanımızla birlikte oturduk biz bu masaya. Bu masa, kaybedilecek seçimin ardından yaşanacak bir 5 yılın daha ülkemize ve insanımıza neye mâl olacağını gayet iyi bilenlerin kurduğu bir masadır. Birileri; algı fabrikalarında sürekli olarak yeni “düşmanlar, hainler, teröristler” icat edip, toplumu birbirine kırdırmak istiyor! Ancak kaybeden hep Türkiye oluyor, kazananlar ise daima bir avuç zadegân! Bilinsin ki, bu devir kapanmıştır artık. 85 milyonun kazanacağı bir dönemi başlatıyoruz. Kurduğumuz bu masanın ayakları; Tunceli’nin, Kocaeli’nin, Sivas’ın, Konya’nın, Afyonkarahisar’ın ve Ankara’nın bereketli topraklarına sapasağlam basmaktadır. Bu masanın çapı; Edirne’den Hakkâri’ye, Muğla’dan Artvin ve Ardahan’a, İzmir’den Van’a, Sinop’tan Hatay’a; 81 ilimizi kapsayacak kadar geniştir. Ezcümle, bu masanın genişliği 783 bin 562 kilometrekaredir! Ülkemizin ihtiyacı da budur; insanımızın özlem ve hasretle beklediği ses de işte bu masadan yükselmiştir. Ve Allah’ın izniyle bu masa; Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanını belirleyecek, parlamento aritmetiğinde de çoğunluğu elde ederek, ülkemizin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler üretecektir. Biz, bu sürecin öncü ve güçlü aktörlerinden birisi olan Saadet Partisi olarak, yine tarihi bir sorumluluk üstlendik. 2018’den itibaren her alanda ve hızla tepetaklak gidişi her birimiz yaşayarak görüyoruz. Çalışmalarımızı, ülkemizin getirildiği bu uçurumun kenarından çekip çıkarmak için kararlılıkla sürdürüyoruz. İnsanımızın uğradığı hayal kırıklıklarını da ülkemizin problemlerinin ne denli derinleştiğini de biliyoruz. Ancak milletimiz müsterih olsun! Zaman; kayıpları telafi etme, yaraları hızla sarma ve aydınlık yarınları hep birlikte inşa etme zamanıdır” diye konuştu.

Saadet Partisi olarak, Türkiye’nin problemlerini de çözüm yollarını da gayet iyi bildiklerini kaydeden Karamollaoğlu, şöyle sürdürdü konuşmasını: “Bize ‘Nasıl olacak, ne yapacaksınız?’ diye soruyor ya hani birileri. Elbette sizler de merak ediyorsunuz. Başlangıçta teşhisi yapıp, 20 yılın bilançosunu özet bir şekilde çıkarmıştık. Şimdi geliyoruz tedaviye... Dikkat edin, gerçek bir tedaviden bahsediyorum. Zira birileri, yıllarca sorunlarımızı tedavi etmek yerine terapi ile geçiştirmeyi tercih etti. Süslü cümleler, büyük sloganlar, sipariş rakamlarla hep geçiştirdiler. Adeta kanseri aspirinle tedavi etmeye kalkıştılar. Vitrini süslediler, eski politikaları sürekli olarak yeni ambalajlarla piyasaya sürdüler. Çıkan büyük bir yangına sadece bir bardak su döktüler, dönüp bir de alkış beklediler. Kardeşlerim! Artık gerçek bir tedavinin, ehil kişiler tarafından uygulanma zamanı gelmiştir. Tedavinin olmazsa olmazı; önce adalet, her daim adalet ve herkese adalettir. Adaletin teminatı ise ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’tır! Biz, hukuku üstün kılacak, adil bir yönetimi tesis edeceğiz. Devleti kutsayan değil, devleti ayakta tutan adaleti kutsal kabul eden bir anlayışı hâkim kılacağız. Ekonomide ise ilk işimiz; israf, yolsuzluk ve rüşvet düzenine son vermek olacak. Hani ‘kaynağınız nedir’ diye soruyorlar ya; işte kaynak. Hem de milyarlarca lira. Ülkemizde ve yeryüzünde her birimize yetecek imkân ve kaynaklar var. Ancak bunları paylaşmak istemeyen ulusal ve uluslararası birtakım kişiler ve çevreler de var. Ama öyle yağma yok! Biz önce milli gelirimizi üretimle artıracak, sonra da bütün vatandaşlarımıza adil bir şekilde paylaştıracağız. Gökdelenlerinin 40. katında oturup, faizden gelen paralarını istifleyenler paylaşmak istemiyor olabilir. Fakat biz kararlıyız! Yüz binlerin hakkını kendilerine teslim edeceğiz! Torpille, kıyak atamalarla 3-4 yerden yüksek maaş alanlar bu imkânlardan vazgeçmek istemiyor olabilirler. Ancak biz kararlıyız! Üniversite mezunu olup, mülakatlarda hakkı yendiği için sabahın altısından gecenin geç saatlerine kadar süpermarketlerde, AVM’lerde tezgâhtarlık ve kasiyerlik yapan gençlerimizin hakkını kendilerine teslim edeceğiz! Algıyla üzerimize gelmeye çalışsalar da doğruyu söylemekten ve doğru olanı yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. İşte bir kez daha söylüyorum: İsrafın ve yolsuzluğun kökünü kazıyacağız! Betona ve tüketime dayalı yanlış yatırım anlayışına son vereceğiz! Üretim ve istihdam odaklı yatırımlar, ülkemiz genelinde yaygın bir şekilde devreye alınacak. Yollar olacak, ancak bu yollarda gidip gelirken ekilmedik bir dönüm arazi de bırakılmayacak! Köprüler, tüneller olacak; ancak bunlar inşa edilecek fabrikaları birbirine bağlamak için kullanılacak! Havaalanları elbette olacak; ancak buralara inip kalkan uçaklar da olacak. Vatandaşımız rahat bir şekilde uçak bileti satın alabilecek ve uçaklar dahil olmak üzere tüm ekipmanları biz üreteceğiz. Zaman, kaynak ve insan israfımız böyle son bulacak!”

Gençlere de seslenen Karamollaoğlu, “Kıymetli genç kardeşlerim; nitelikli bir eğitimle dijital dönüşümde, bilgi ve teknoloji yoğun yeni dünya düzeninde yerimizi güçlü bir şekilde alacağız. Açlık sınırının altında ücret alan tek bir vatandaşımız dahi kalmayacak. Sosyal yardımlar, vatandaşlarımız kendi ayakları üzerinde durana dek kesintisiz devam edecek. Ancak hedefimiz; sosyal devleti sadece yardım eden değil; iş imkânı sunan, ulaşılabilir sosyal konutlar inşa eden devlet olarak yeniden tanımlamak olacak.
Değerli hanımefendiler, kıymetli beyefendiler!.. Tüm kaynaklarımızı etkin ve verimli kullanacağız! Ehliyet ve liyakat tüm kurumlarda esas alınacak! Bu kadrolar adım adım her sahada verimli, uygulanabilir ve sürdürülebilir planlamalar yaparak, bir bir uygulamaya koyacak. Gelir dağılımında adaleti esas alacağız. Zira ‘Kararlıyız! Milletin İktidarında Saadet Var!’ diyoruz. İnanıyoruz ki, bu yolun sonu iktidara çıkacak! Ve yine biliyoruz ki, bu yolda yalnız değiliz. Yerin yüzlerce metre altında alın teriyle ekmeğini kazanan madencilerimiz bizimle birliktedir. Ermenekli Tezcan’ın, Somalı Ahmet’in ve Amasralı Rıdvan’ın emanetleri bizim omuzlarımızdadır. Al bayraklı tabuta sarılan şehitlerimizin, bu vatan için gazi olmuş kahramanlarımızın emanetleri bizim sırtımızdadır. Yaz ayını ailesi ile birlikte derme çatma bir çadırda, 40-45 derece sıcağın altında tarlada ekmeğini kazanan mevsimlik tarım işçisi ailelerin umudunun adresi bizleriz. Engel tanımayan engelli vatandaşlarımızın azmi bizimledir. Haksız yere özgürlüğünden, işinden, ekmek kapısından edilen KHK’lı Mehmet’lerin gözü kulağı bizdedir. Ataması yapılmayan öğretmenlerimize, ‘Giderseniz gidin’ denilen sağlıkçılarımıza, gündelik temizliğe giden, bodrum katlardaki tekstil atölyelerinde dikiş diken, yolların kavşak ve refüjlerinde çiçekler açtıran hanım kardeşlerimize sözümüz var bizim! Lambasını yakmaya, kombisini açmaya dahi korkar hale gelen emeklilerimize, kuru ekmeğini, soğanını inşaatta bir gazete kâğıdı üzerinde yiyen, yastığını çimento torbasından yapan inşaat işçilerimize borcumuz var bizim. Kardeşlerim! Komşumuz açken tok yatmamaya ahdimiz var bizim! Dünün mazlumlarının bugünün mağrurları olmasına itirazımız var bizim! Biz ezilenlerin, hor görülenlerin, hakkı yenenlerin, adalet peşinde koşmaktan bitap düşmüş sessiz yığınların ve kimsesizlerin yanındayız” dedi.

Millî Görüş sevdalılara seslenen Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “Biz, bu coğrafyanın vicdanıyız. Şahsiyetli bir dış politikanın sancaktarlarıyız. Türkiye, sadece Türkiye’den ibaret değildir. Türkiye, ‘uydu değil lider ülke’ olmak için kodlanmış bir ülkedir. D-8 bu iradenin nişanesidir. İşte D-60 vizyonu bu anlayışla ortaya konulmuştur. Komşularımızla, tarihi-kültürel bağlarımız olan ülkeler ve bütün İslam ülkeleri ile iş birliğimizi her sahada genişleteceğiz. NATO, Avrupa Birliği, Rusya, Çin ve ABD ile ilişkilerimizi sağlıklı bir zemine oturtacağız. Bizler, ne zulmeder ne de zulme rıza gösteririz. Zira Saadet Partisi, ‘Adil Bir Dünya’nın teminatıdır. Kıymetli teşkilat mensuplarımız; bizler, dünden bugüne yeryüzünün mazlum, mağdur ve mahzunları için kavga veriyoruz. Bundan sonra da zalimlerin ve müstekbirlerin karşısında her daim müstaz’afların yanında yer almaya devam edeceğiz. Evet... Adaletten ekonomiye, eğitimden sağlığa, tarımdan dış politikaya varıncaya dek; ülkemizin ihtiyacı olan politikalarımızla ve tertemiz kadrolarımızla biz seçimlere ve iktidara hazırız! Dürüst, şeffaf, hesap verebilir ve denetlenebilir bir yönetim için biz buradayız. Ahlaki ve manevi değerlerimizin yeniden ihyası için biz buradayız!”

Hedeflerini 5 başlıkta özetleyen Karamollaoğlu, “Bizler ahlaki ve manevi değerlerimizden ilham alarak, temel hak ve özgürlüklere her bir insanımızın sahip olduğu, bu hakların güvence altına alındığı ve hiçbir pazarlığa konu yapılmayacağı; yani ‘özgürlüklerin teminat altına alındığı bir Türkiye’yi inşa etmekte kararlıyız. Kararlıyız! Ekonomiden sanayiye, bilimden sanata, eğitimden kültüre, iç politikadan dış politikaya, her alanda etken ve kendi ayakları üzerinde durabilen ‘Tam Bağımsız Bir Türkiye’yi’ inşa edeceğiz. Vatandaşlarımızın hayat standartlarının yüksek olduğu, yarınlarından endişe duymadığı, geleceğe umutla baktığı ve huzurun hâkim olduğu ‘Müreffeh Bir Türkiye’yi inşa etmekte kararlıyız! Biz kararlıyız! Vatandaşlarımızın kendisini değerli hissettiği, şahsiyetli bir dış politika izleyen, emperyalistlere korku, mazlumlara güven veren ‘Güçlü Bir Türkiye’yi inşa edeceğiz! Evet, kararlıyız! Tarihsel misyonu doğrultusunda inisiyatif alan, kendi sorunlarını bilen ve çözebilme kapasitesine sahip, bölge ülkeleri ile iş birliği yapan, küresel anlamda politika üreten ve uygulayan ‘Öncü Bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz! Kardeşlerim; biz hazırız ve kararlıyız! Çünkü biz Saadet Partisi olarak, ülkemizin her bir meselesini en ince detaylarına kadar çalıştık. ‘Saadet Çözer’ başlığı altında da bütün bu çözümlerimizi ve hedeflerimizi Kasım ayının içerisinde kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.

Vatandaşlara müsterih olması çağrısında bulunan Karamollaoğlu, “SAADET PARTİSİ, kutuplaşan değil kucaklaşan bir Türkiye’nin teminatıdır! SAADET PARTİSİ, külfetin de nimetin de hakça paylaşıldığı bir Türkiye’nin teminatıdır! SAADET PARTİSİ, adil devletin, adil paylaşımın ve insanca yaşamın teminatıdır! SAADET PARTİSİ, müreffeh bir Türkiye’nin teminatıdır! SAADET PARTİSİ, gençlerimizin geleceğe güvenle baktığı bir Türkiye’nin teminatıdır! Evet kararlıyız! Milletin iktidarında Saadet olacak! Milletin iktidarında adalet olacak! Özgürlük olacak! Huzur ve güven olacak! Milletin iktidarında üretim olacak! Alın teri olacak! Refah olacak!
Muhterem kardeşlerim!.. Ancak ‘milletin iktidarı’nda şunlar asla olmayacak: İsraf, yolsuzluk ve rüşvet olmayacak! Haksızlık, hukuksuzluk, baskı ve yasaklar olmayacak! İşsizlik, açlık ve yoksulluk olmayacak! Devlet adil olacak, paylaşım adil olacak! 85 milyon insanımız, bu bereketli topraklar üzerinde “İnsanca Bir Yaşam” sürecek. Her bir vatandaşımız huzur, güven, düzen ve kazanç bulacak. Muhterem kardeşlerim!.. Dünden bugüne yaşanan tüm gelişmeler, hep Millî Görüş’ü, Saadet Partisi’ni haklı çıkarmıştır. Bu yüzden Millî Görüş politikalarına dönülmedikçe ne ülkemizde ne de coğrafyamızda huzur ve refahın sağlanması mümkün değildir. Şimdi önümüzde tarihi bir seçim var. Her seçim bir fırsattır. Bu seçimlerde sadece cumhurbaşkanı, sadece milletvekili seçmeyeceğiz. Vereceğimiz her bir oyla, Türkiye’nin yolunu ve istikametini belirleyeceğiz. Vereceğimiz her bir oyla Türkiye’nin geleceğine karar vereceğiz. Bizler Ahmet’in yerine Mehmet’i seçmenin derdinde değiliz. Çünkü biz kişilerle değil, zihniyetlerle mücadele ediyoruz. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzümleri adil bir şekilde paylaştırmaktır. Bugünkü zihniyet çarpıktır, bugünkü düzen bozuktur! Biz bu bozuk düzeni, bu çarpık zihniyeti değiştirmek için mücadele ediyoruz. Kardeşlerim, işte bugün ‘Bismillah’ diyerek, önümüzdeki seçimlerin startını veriyoruz. Bu seçimde milletimizle el ele, yürek yüreğe verecek, bu bozuk düzeni; bu rüşvetçi soygun düzenini değiştireceğiz” diye konuştu.

“Saadet Partisi her zaman, her seçime hazırdır!” diyen Karamollaoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “İşte bugünden itibaren bütün teşkilatlarımız, seçim çalışmaları için araziye inecek, sokak sokak il ve ilçelerimizi adımlayacaktır. Her zaman söylediğimiz gibi çalmadığımız kapı, tutmadığımız el, dokunmadığımız yürek kalmayacak. Bir çıkış kapısı arayan milyonlar için umudun adresi biz olacağız. İktidara geldiğimizde ise Bosna’nın merhum lideri Aliya İzzetbegoviç’in şu sözlerini aklımızdan hiç çıkarmayacağız: İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin! Kibirli olmayın, kendinizi beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın. Güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun! Unutmayın ki, sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah’ın önünde hesap verecektir! Ve bugün buradan tüm vatandaşlarımıza İstiklâl şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleriyle seslenmek istiyorum:
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundanTek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.Hüsrâna rıza gösterme... Çalış... Azmi bırakma;Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...Sesler de: ‘Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! ‘Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Karşımızda karanlık bir tablo var, evet. Fakat bu tabloyu değiştirecek kararlılığımız var bizim. Umutsuzluğa kapılan milyonlarca insanımızın umudunu yeniden yeşertecek heyecanımız var! Çünkü insan insanının ümidi, Saadet Partisi de Türkiye’nin umududur. Sözlerimi merhum liderimiz Necmettin Erbakan Hoca’mızdan bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum: ‘Ey yürekleri dağlar kadar büyük ve azimleri kayalar kadar sağlam Millî Görüşçüler, Saadet Partililer!.. Ne olursa olsun, gelecekten asla ümit kesilmeyecektir. Tarihe bakın, inancınıza sarılın. Zulüm ebedî olmaz. Kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır.”

Millî Görüşçülere ve Saadet Partililere seslenen Karamollaoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “1969’da giydiği Millî Görüş gömleğini bir daha hiç çıkarmayanlar, 90’lı yıllarda iktidar olmanın şehvetine ve sarhoşluğuna kapılıp da bu gömleği hiçbir zaman kirletmeyenler, o günleri yaşamamış fakat o günlerin özlemini çekenler… Ve 2000’li yıllardan bugüne, iktidarın nimetlerine aldanmayıp, iktidarın baskılarına boyun eğmeyip, bu gömleğin ütüsünü hiç bozmadan, kırıştırmadan üzerinde taşıyan genç kardeşlerim!.. Şimdi buyurun, sizleri yeryüzünün bütün mazlumları için ayağa kalkmaya davet ediyorum: Milletin ve tarihin huzurunda şimdi sizlere soruyorum: Hazır mısınız? Bizi biz yapan, ahlaki ve manevi değerlerimizi ihya etmeye hazır mısınız? Kötülüğü hüsrana uğratmaya hazır mısınız? Zulmü, adaletle bertaraf etmeye hazır mısınız? Umutsuzluğu umutla yok etmeye hazır mısınız? Yandaşlığı, liyakat ile değiştirmeye hazır mısınız? Yeni bir geleceği inşa etmeye hazır mısınız? Milletin iktidarında, her toplum kesimine hizmet götürmeye hazır mısınız? Yani özetle, barış ve kardeşlik yurdu bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır mısınız? Bir kez daha görüldü ve anlaşıldı ki; hazırsınız. Kararlı ve hazırız... ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ düsturuyla; ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’, ‘Yeniden Büyük Türkiye’, ‘Yeni ve Adil Bir Dünya’ için yapacağımız tüm çalışmalarımızı Cenâb-ı Allah bereketli kılsın. İnanıyoruz ki; zafer inananlarındır ve zafer yakındır!”

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu üyesi Yasin Hatipoğlu, rahatsızlığı nedeniyle kongreye katılamadığı için video mesaj göndererek partililere seslendi. Hatipoğlu, Karamollaoğlu’na teşekkür ederek, tüm partililerin el ele birlikte kervanı yürüteceğine inandığını belirterek, kongrenin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

Gerçekleştirilen kongrenin hayırlara vesile olması temennisinde bulunan ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, kongre için salonu dolduran partililerin İslam coğrafyası ve bütün insanlığın saadeti için çırpındıklarına dikkat çekerek, “Evet, bugün burada rahmet-i Rahman’a kavuşan Erbakan Hoca’mız yok. Ancak şahidim ki binlerce Erbakan bu şanlı sancağı taşımak için bu salonun içinde bir volkan gibi bekliyor” dedi.

Türkiye’nin ve İslam coğrafyasının önemli dönemlerinden birini yaşadığına dikkat çeken Kutan, emperyalist ülkelerin dünyayı kendilerine göre şekillendirmek için çabaladığını hatırlatarak, “İnanç, tarih ve kültür birliğine sahip olduğumuz ülkeler işgal ediliyor. Emperyalist ırkçı zihniyetler, dünyayı kendi menfaatleri doğrultusunda yeniden şekillendirmeye çalışıyorlar. Müslüman ülkelerin haritaları yeniden çiziyorlar. Bugün bu emperyalistlerin en çok rahatsız olduğu husus; Müslümanların haksızlıklara karşı bir türlü sindirilmeyen mücadele azmi, yani cihat şuuru ve yüksek ahlaki değerlere olan bağlılıkları olmuştur. Yıllar boyunca İslam’ı yanlış tanıtmaya çalışanlar, bugün de barışı tehdit eden bir din olarak göstermeye çalışıyorlar. İslam’ı tehlikeliymiş gibi gösteriyorlar, Müslümanları potansiyel suçlu ilan ediyorlar” diye konuştu.

İslam coğrafyasının içine düştüğü acı durumun birçok sebebi olduğuna dikkat çeken Kutan, sebeplerin başında İslam kardeşliğinin kaybedilmesinin olduğunu belirterek, “Mezheplere, meşreplere, ırklara, coğrafyalara mensubiyeti İslam’a mensubiyetin önüne geçirdik. Bütün bunlar Allah’ın rahmetini bizlerin üzerinden aldı. Dünyadaki bu zulüm düzeni karşısında inananlar mutlaka birleşmelidir. Gün, kendi inancımız ve değer ölçülerimizin etrafında toplanarak kendi medeniyetimizi ihya için çalışma günüdür” ifadelerini kullandı.

Millî Görüş hareketinin köklerinden kopmadan geleceğe koştuğunu vurgulayan Kutan, Millî Görüş hareketinin temelinde hizmet yarışı olduğunu belirterek, “Bizde makam değil, hizmet yarışı vardır. ‘Yeniden Büyük Türkiye’ ve ‘Yeni Bir Dünya’yı bir an evvel kurmanın heyecanı vardır. Bu yeni dönemde görev alacak kardeşlerim, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da aynı şevk, aynı heyecan, aynı kararlılık ve azimle çalışmaya devam edecektir. Bu kardeşlerime ve siz değerli Millî Görüşçülere Allah’tan en büyük ve en hayırlı başarılar diliyorum. Allah gayretimizi daim kılsın” diye konuştu.

Saadet Partisi 8’inci Olağan Kongresi’ne tüm kesimlerden katılım gerçekleşti. Tüm partiler temsilci gönderdi. Gelecek Partisi Genel Başkan yardımcıları Mustafa Nedim Yamalı, Ayhan Sefer Üstün, Mustafa Bilici, Sema Silkin Ün, Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cengiz Zor, MKYK Üyesi Mehmet Fatih Uğurlu ve Eğitim Koordinatörü Ramazan Menteş, Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, Genel Sekreteri Medeni Yılmaz, AK Parti MKYK Üyesi Mustafa Şen, Sinop Milletvekili Nazım Maviş, Büyük Birlik Partisi MKYK Üyesi Halil Yıldırım, Genel Başkan Danışmanı Emin Serin, İyi Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, Genel Başkan Yardımcısı Şenol Sunat, CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tuncer Bakırhan, PM Üyesi Ali Özkan, Ankara İl Eş Başkanı Perihan Pakize Sinemillioğlu, Hüda-Par Genel Sekreteri Şehzade Demir, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Karaaslan, Demokrat Parti Genel Başkan yardımcıları Muhammed Kelleci, Adnan Talip Parlak, Protokol Müdürü Cahit Karakuş, Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Şahsuvaroğlu, GİK Üyesi Hüseyin Sungur, Memleket Partisi Genel Sekreteri Halil İlker Çelik ve TBMM eski Başkanı Bülent Arınç temsilci olarak katılım sağladı.

“Milletin İktidarında Saadet Var” sloganıyla gerçekleştirilen Büyük Kongre’de Genel Başkan Karamollaoğlu, oy kullanan bütün delegelerin oyunu alarak 3’üncü kez Saadet Partisi genel başkanı seçildi.Saadet Partisi 8’inci Olağan Büyük Kongresi’nde Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, geçerli oyların tamamını alarak tekrar genel başkan seçildi. Karamollaoğlu, oy sayımının ardından delegelere ve bütün teşkilat mensuplarına bir teşekkür konuşması gerçekleştirdi. “Milletin İktidarında Saadet Var” sloganıyla gerçekleştirilen Büyük Kongre’de Genel Başkan Karamollaoğlu, oy kullanan bütün delegelerin oyunu alarak 3’üncü kez Saadet Partisi genel başkanı seçildi.

Karamollaoğlu, “Ben tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Tek liste olduğu için seçimlerde de bütün kardeşlerimizde bir ittifak olduğu için neticeler ortaya çıktı. Bugün takdim edilen liste seçilmiş oldu. Seçilen arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum. Bu zamana kadar beklediğiniz için sizlere de teşekkür ediyorum. Allah yâr ve yardımcınız ve yâr ve yardımcımız olsun. En büyük başarıları sizlere de, bizlere de nasip etsin. Ankara’dan ayrılacak kardeşlerimize de inşallah huzur içerisinde kazasız belasız evlerine ulaşmalarını temenni ediyorum” dedi.

TEMEL KARAMOLLAOĞLU

1 ATİK AĞDAĞ2 FATİH AKDAĞOĞLU3 GALİP AKIN4 İSMAİL HAKKI AKKİRAZ5 HALİL İBRAHİM AKPINAR6 NERGÜL AKSU7 MAHMUT ARIKAN8 NAGEHAN GÜL ASİLTÜRK9 ARSLAN ATEŞ10 MEHMET ATMACA11 BİROL AYDIN12 FATİH AYDIN13 ÖMER ABDULLAH AYHAN14 MUHİTTİN AYTUNÇ15 MUSTAFA BALTA16 YILMAZ BAYAT17 İSRAFİL BAYRAKÇI18 SALİH BERBER19 FATİH BEYAZIT20 MUAMMER BİLGİÇ21 ERSAN BİLGİN22 HASAN BİTMEZ23 FESİH BOZAN24 YAKUP BUDAK25 YAŞAR CANBAY26 SEDAT CENGİZ27 NECMETTİN ÇALIŞKAN28 TACETTİN ÇETİNKAYA29 MESUT DAĞ30 BEKİR DEMİRKAYA31 MESUT DOĞAN32 SİNAN EJDEROĞLU33 NURGÜL BEYTİYE EKİNCİ34 ABDULLAH ENDER35 FETHULLAH ERBAŞ36 MUHAMMED SABIR FIRAT37 FATMA NEVİN GÖKÇE38 FETİ GÖRÜR39 BEKİR GÜNDOĞMUŞ40 CAFER GÜNEŞ41 FİKRET GÜZELLER42 HÜSEYİN HACIABDULLAHOĞLU43 ZEKERİYA HAZIRBULAN44 İSLAM İNCE45 MUSTAFA İRİŞ46 ABDÜLKADİR KARADUMAN47 MEHMET KARAMAN48 BÜLENT KAYA49 MUSTAFA KAYA50 ŞERAFETTİN KILIÇ51 MERVE AYDIN KÜÇÜK52 HÜSEYİN ORUÇ53 MEHMET FETHİ ÖZTÜRK54 MUSA ÖZTÜRK55 HÜSEYİN SAYDAM56 MUZAFFER SERENLİ57 ABDULLAH SEVİM58 ALEV SEZEN59 ADNAN SİMİT60 YUSUF SUNAR61 İDRİS NAİM ŞAHİN62 REYHAN ŞENGÜN63 SÜLEYMAN TEKBAŞ64 SABRİ TEKİR65 SAMET SAMİ TEMEL66 SALİH TURHAN67 HALİL İBRAHİM UZUN68 HASAN UZUN69 LÜTFİ YALMAN70 MUSTAFA NİYAZİ YANMAZ71 ÖMER FARUK YAZICI72 ALİ MURAT YEL73 EYÜP YILDIRIM74 MUHİTTİN HAMDİ YILDIRIM75 İBRAHİM YILDIZ

1 RAMAZAN ACAR2 SELAHATTİN ACAROĞLU3 ADİL BARSBAY4 ALİ İMRAN BOZDOĞAN5 MEHMET ALİ CAN6 NESİBE ERKALAN ÇAKIR7 ÜMİT ÇEBİ8 SONER ÇONTAR9 KEMAL EKSİLMEZ10 NECATİ EROĞLU11 GÖKHAN GERÇEK12 TALAT GİZLİ13 HASAN GÜLDAL 14 ÖMER GÜNAYDIN15 ALİ HAZER16 CEMİL IŞIKSOY17 MEHMET SALİH KAHRAMAN18 YUSUF KARAAĞAÇ19 ZEYNEL KESKİN20 MUHAMMET ÇELEBİ KEYHIDIR21 CEVAT KURT22 İBRAHİM ÖNAL23 RECEP SARIDOĞAN24 OKTAY SORAN25 HAMDİ SÜRÜCÜ26 AYŞEGÜL VONAL ŞAHİN27 ŞABAN ŞAHİN28 SALİH ŞEN29 SİNAN TEKİN30 MEHMET CAN TURAN

1 MEHMET KAYA ASİLTÜRK2 MUZAFFER BAYDAR3 BEŞİR DARÇIN4 DURSUN ALİ DÜZENLİ5 BAHADDİN ELÇİ6 HÜSEYİN KARAGÖZ7 HASAN HÜSEYİN ÖZ8 LATİF ÖZTEK9 DURAN SOYUĞUR10 SELİM SAİT TERZİOĞLU11 İBRAHİM NEDİM TİTİZ

1 AHMET BÖLÜKBAŞI2 DURSUN COŞAR3 ABDÜLKADİR ÇELEBİ4 İSMAİL HASKUL5 MEHMET KARALAR6 MEHMET AKİF KOCAMANOĞLU7 ALİ İHSAN OTURAK8 ŞAKİR TARIM9 YUSUF UZGUR10 SALİH UZUN11 MEHMET YÜCE

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:16
Güneş 05:44
Öğle 12:42
İkindi 16:26
Akşam 19:29
Yatsı 20:51
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı