Kılıçdaroğlu: Bana çıkıp söyleyin ‘devlet şu fabrikayı yaptı’ deyin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Osmaniye’de yaptığı konuşmada, “Bana çıkıp biriniz söyleyin, ‘Devlet şu fabrikayı yaptı’ deyin. Bir fabrika ismi söyleyemezsiniz.” dedi.

GÜNDEM 19.10.2022, 18:15
2
Kılıçdaroğlu: Bana çıkıp söyleyin ‘devlet şu fabrikayı yaptı’ deyin
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün Osmaniye’de sivil toplu kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve kanaat önderiyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, “20 yıldır görev yapıyorlar, iktidarlar. 20 yılda bu ülkenin öğrenci yurdu sorunu çözülemez mi? Bana çıkıp biriniz söyleyin, ‘Devlet şu fabrikayı yaptı’ deyin. Bir fabrika ismi söyleyemezsiniz, bir fabrika ismi. Hani sosyal devlettik biz. Hani işsize iş bulacaktık, işsizliği bitirecektik? Her birinizin düşünmeye ihtiyacı var.” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “İnsanoğlu 1 milyon yılda tekerliği keşfetmiş. Şimdi her saniyede birden fazla buluş var. Biz bunun neresindeyiz? En diplerindeyiz. Yeni bir ekonomi anlayışına, yeni bir politikaya, yeni bir sanayileşmeye ihtiyacımız var.” dedi.Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
“Giderek artan sorunlarımız var; siz de yaşıyorsunuz, ben de yaşıyorum. Evlatlarınız var, iş bulamıyorlar; siz yaşıyorsunuz, ben de görüyorum. O zaman bir çıkışa ihtiyacımız var. Var olan sorunları çözmeye ihtiyacımız var. Siyasetin görevi, millet memnun mu, değil mi? İşi gücü var mı? Tarlada çalıştıysa, etkiyse ürünün karşılığını alıyor mu, almıyor mu? Sanayi çalışıyor mu, çarklar dönüyor mu? İşsizlik bitti mi? Hiçbir anne çocuğunu yatağa aç yatırıyor mu, yatırmıyor mu? Siyasetin konusu budur.
Osmaniye fıstık üretimde Türkiye birincisi. Onun dışında pamuk, buğday ekenlerimiz var. Hayvancılık yapanlarımız var. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Konya’dan küçük olan Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatının neden onda birini ancak yapabiliyor? Neden Konya’dan küçük bir devlet tarımda Türkiye’yi üçe, dörde katlıyor? Sebep ne? Toprak mı? Bizde daha fazla. Güneş mi?  Daha fazla. İnsanımız mı? Daha fazla. Neden biz üretemiyoruz? 

Çiftçiyi toprağa küstürürseniz her şey dışarıdan gelir. Çiftçiyi toprağa küstüremezsiniz. Pandemi bize neyi gösterdi? Tarım, stratejik sektörüdür. Bütün dünyada tarım stratejik sektördür. Birisinin karnı doymazsa o ülkede huzur olmaz. Herkesin karnının doyması lazım. Nasıl doyacak? Çiftçi üretecek. Çiftçiyi toprağa küstürürsen ne olacak? Sorun çıkacak. Yolu nedir? Söyleyeyim; Allah nasip eder, Millet İttifakı olarak iktidara geldiğimizde, çiftçilerin tarım kredi veya bankalardan aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Hiç endişe etmeyin. Zaten doğru dürüst gelir elde edemiyor. Mazotun, gübrenin, ilacın fiyatı, baktığın zaman zaten dünyanın parasını ödüyor. Bir çiftçi bankadan niye kredi alır? İmkanı olsa hiç kredi almayacak zaten. Dolayısıyla faizleri sileceksin, yeni bir sayfa başlatacaksın. Çiftçi rahatlayacak, çiftçi kardeşim rahat bir nefes alacak. En azından bankalara faiz ödemeyecek. Kim faize karşı? Sıfırlarsan doğrudur, faize karşısın. Çiftçinin faizini sıfırlayacağız.

Esnaf ve çiftçi, bir toplumun orta direğidir. Yani toplumu ayakta tutan en önemli iki alandır, esnaf ve çiftçi. İkisi üretmezse, ikisi kazanmazsa ülkenin huzura çıkma şansı yoktur. Esnafın da ister bankalardan ister Esnaf Kefalet Kooperatifleri’nden aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Bakın, burada Millet İttifakı’ndan arkadaşlarımız da var, CHP’nin Genel Başkanı olarak ben gayet açık ve net ifade ediyorum; bu yüksek faiz belasından esnaf ve çiftçiyi kurtaracağız. Adı Ziraat Bankası ama doğru dürüst çiftçiye kredi açmıyor. Halk Bankası, esnaf bankasıdır aslında, esnaf için kuruldu. Havza bazlı tarım planlaması yapılacak. Ne demek havza bazlı tarım planlaması? Burada fıstık mı ekiliyor, tamam, diyeceğiz ki bu bölge fıstık ekecek, bu bölgede herkes üretecek, herkes kazanacak. Konya Ovası mı? Ne ekilecek, buğday ekilecek. Bir başka yer, pamuk ekilecek. Bir başka yer, afyon ekilecek. Bir başka yer; üzüm, asmalar, fidanlar… Bir başka yer, Erzurum ve çevresi, ‘özel ekonomi bölgesi’ diye orayı düşünüyoruz. Hayvancılık ve hayvan ürünleri merkezi olacak orası. Sadece Erzurum değil, Erzurum ve çevresini ele alarak onu değerlendireceğiz.

Ayrıca çiftçinin traktörü, yani tarımda kullandığı araçlar, çiftçinin hayvanı asla ve asla icra dosyalarına konu olmayacak. Hiçbir icra memuru, gelip çiftçinin traktörünü alıp götüremeyecek. Ekecek ki borcunu ödesin. Traktörünü alırsan, hayvanını elinden alırsan nasıl üretecek bu insan, nasıl borcunu ödeyecek? Bu düzenlemeyi yapacağız. Ayrıca çiftçiler için kırmızı mazot uygulaması düşünüyoruz. Yani KDV’siz ve ÖTV’siz mazot verilecek çiftçiye. Diyeceksiniz ki KDV’siz ve ÖTV’siz mazot kimlere veriliyor? Yatı olan, güzel bir yatınız varsa, denizde güzel gezmek istiyorsanız, tatile gitmek istiyorsanız, adalara gitmek istiyorsanız, komşu ülkelere gidip gezmek istiyorsanız, deniz yoluyla yatınız varsa giderseniz. Yata mazot, ÖTV’siz ve KDV’siz verilir. Ya çiftçiye? Çiftçi herhalde traktörüyle turistik gezi yapmıyor. Tarlaya gidiyor; üretecek, ekecek. Hadi diyelim ki mazot çok pahalı oldu, şehirde yaşayan arabasına binmez, belediye otobüsüne biner, metroya biner ama çiftçi tarlasını sürmek zorundadır. Çiftçiye ÖTV’siz ve KDV’siz mazot verilecek, çiftçi kırmız mazotla tanışacak.

Köyler boşalıyor, sizler de görüyorsunuz. Gençler durmuyor köylerde. Bir düşüncemiz daha var; köylerdeki bütün kadınların ve gençlerin sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek, köyde kaldığı ve üretim yaptığı sürece primini devlet ödeyecek. Çiftçi kardeşimi bakın, tarlaya küstürmedik, toprağa küstürmedik, ahıra küstürmedik. Üretiyor, kazanıyor, alın terinin karşılığını alıyor. Ürününü rahatlıkla satıyor, pazarlayabiliyor. Hiç kimse aç ve açıkta değil. Çiftçinin de kazanabileceği bir ortamı mutlaka hayata geçireceğiz.

Bütüncül bir Muhtarlık Kanunu yok, muhtar kardeşlerim. 82 değişik kanunda, 354 maddede muhtar adı geçer. 354 maddede muhtar adı geçer, hiçbir muhtar bunu bilemez. Ben de bilmiyordum, muhtarlık için çalışma yaparken bunu tespit ettik. Sizin bağımsız bir Muhtarlık Kanunu’na ihtiyacınız var. Elimizin altında duruyor. Sizin birleşik oy pusulanız yok. Bu, aslıdan kamunun size önem vermediğini de gösterir. Birleşik oy pusulanızın olması lazım. Bu, muhtarlık kurumuna devleti yönetenlerin verdiği önem anlamına gelir.

Muhtarlığı kanun, bir kamu kurumu olarak tanımlamıyor. Belediye muhtarlıkla beraber ortak bir proje yapamaz, çünkü suç işler. Oysa halkın seçtiği bir kişi ve onun temsil ettiği kurum, bir kamu kurumudur. Kamu kurumu olarak tanımlanması lazım. Muhtar kardeşlerim, bakıyorlar belediye meclisi bir karar aldı, vatandaş gelip soruyor, ‘Muhtarım bu nedir’; muhtar, haklı olarak ‘Benim haberim yok’ diyor. Kendi mahallesiyle ilgili belediye meclisi bir karar alacaksa oraya mutlaka bir muhtar davet edilmeli ve muhtar o toplantıya katılmalı, söz ve karar sahibi olmalı. Türkiye Muhtarlar Birliği kurulmalı, Türkiye Belediyeler Birliği var, Türkiye Muhtarlar Birliği’nin de kurulması lazım.

Milliyetçi duygunun çok güçlü olduğunu biliyorum Osmaniye’de. Aslında her birimiz milliyetçiyiz, bizim altı okumuzdan birisi de milliyetçiliktir. Vatanı ve bayrağı ile sorunu olmayan herkesin benim başımın üstünde yeri var. Kim olursa olsun, hangi görüşten olursa olsun her insana saygı duyarım, yeter ki bayrağı ve vatanıyla sorunu olmasın. Bayrak ve vatan, bizim kırmızı çizgidir. Onun altını özenle çizmek isterim. Allah nasip eder, iktidar olduğumuzda, bu şanlı ordumuzun elinden alıp Katar’a verilen Tank Palet Fabrikası’nı bir hafta içinde alacağız ve onu tekrar şanlı ordumuza vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz sözde milliyetçilik değildir, özünde milliyetçiyizdir biz, yürekten milliyetçiyizdir. Nasıl olur da Avrupa’nın en büyük tank palet fabrikalarından birisini alacaksın, Katar’a vereceksin. Hangi gerekçeyle verdin? Benim dışımda itiraz eden var mı? O zaman niye oy veriyorsunuz? Kusura bakmayın, ben de bu soruyu size sormak zorundayım.

Bize güvenmenizi istiyorum. 20 yıldır görev yapıyorlar, iktidarlar. 20 yılda bu ülkenin öğrenci yurdu sorunu çözülemez mi? Bana çıkıp biriniz söyleyin, ‘Devlet şu fabrikayı yaptı’ deyin. Bir fabrika ismi söyleyemezsiniz, bir fabrika ismi. Hani sosyal devlettik biz. Hani işsize iş bulacaktık, işsizliği bitirecektik. Her birinizin düşünmeye ihtiyacı var, benim de düşünmeye ihtiyacım var. Bu toplantının önemi nedir? Kanaat önderi olmak sıradan bir olay değildir. Sizi kanaat önderi yapan, toplumun kendisidir. Çünkü size inanır ve güvenir. O nedenle kanaat önderleri olarak oturup düşünmeniz lazım. Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Biz, üreten Türkiye ile güçlenmek istiyoruz. Çiftçisi de üretecek; fabrikada, sanayicisi de üretecek. Üniversitedeki hoca bilgi üretecek.

İnsanoğlu 1 milyon yılda tekerliği keşfetmiş. Şimdi her saniyede birden fazla buluş var. Biz bunun neresindeyiz? En diplerindeyiz. Yeni bir ekonomi anlayışına, yeni bir politikaya, yeni bir sanayileşmeye ihtiyacımız var. Güneydoğu Anadolu’nun yarısı kadar olan bir devlet, yani Tayvan, nüfusu 23 milyon, 580 milyar dolar milli geliri var. Yıllık ihracatı 500 milyar dolar, bizi ikiye katlıyor. Güneydoğu Anadolu’nun yarısı kadar olan bir devlet. Çip üretiyor. Biz neresindeyiz? Politikacılar bir gelecek ufku çiziyor mu? Yeni bir anlayışa ihtiyacımız var.”

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 05:01
Güneş 06:22
Öğle 12:48
İkindi 16:20
Akşam 19:05
Yatsı 20:21
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı