Kurdaş'tan AKP-HDP yorumu: Erdoğan seçim için her yolu mubah görüyor

Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, TV5'te 'Buyurun Başlıyoruz' programında canlı yayında değerlendirmelerde bulundu.

GÜNDEM 08.11.2022, 19:35
Kurdaş'tan AKP-HDP yorumu: Erdoğan seçim için her yolu mubah görüyor
Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, TV5'te 'Buyurun Başlıyoruz' programında ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu.
Kurdaş, Türkiye'de giderek ağırlaşan ekonomik krizin sonuçları üzerinden toplumun derin bir yoksulluk ve fakirlik içine düştüğüne dikkat çekti.
Yüksek enflasyonun ve ağır ekonomik krizin vatandaşa büyük bir sıkıntı oluşturduğunu ifade eden Kurdaş, şu şekilde konuştu:
Sendikaların öneminden bahseden ve bu ekonomik krizde sendikaların amacına uygun hareket etmediğini dile getirerek sessiz kalmalarına tepki gösteren Kurdaş, şu şekilde devam etti:
AKP'nin HDP'yi ziyaret etmesiyle bir söylem tutarsızlığına girdiğini fakat partilerin meşru zeminde bir araya gelmesinin normal olduğunu belirten Kurdaş, şu ifadeleri kullandı: 
AKP'nin HDP'yi ziyaret etmesinin başlıca nedeninin seçimi kaybetme kaygısından kaynakladığını kaydeden Kurdaş, şu şekilde ifade etti:
" İstanbul'da ekmek şuan 5 lira, aralık ayında 7 buçuk lira olacağı konuşuluyor. Ekmeğin İstanbul'da 7 buçuk lira olacağı Ekmek Üreticileri Sendikası tarafından açıklandı. Bir ekmek 7 buçuk lira olduğu takdirde, dört kişilik bir aile günde dört ekmek tüketse ayda sadece yaklaşık 900 lira ekmeğe verecek. Ayda 900 lira ekmek parası ödendiği bir ülkede, asgari ücret 8 bin lira olmuş 9 bin lira olmuş bir karşılığı yok. Bu bütünüyle artık bir çöküşün, bir iflasın, bir ekonomik yıkımın günlerini yaşıyoruz. Şunu ifade edeyi ki şu günler de hâlâ iyi günlerimiz olduğunu düşünüyorum: Henüz ekonomik kriz sonuçlarını yeni hissediyoruz. İnsanlar, son bir yıl içinde belki bir iktisat yaptılarsa, yani tasarrufları varsa, kenara biraz para birikim aktarabildilerse şimdi onları kullanıyorlar. Yarın arabalarını satacaklar; çünkü şu yakıt, şu ekonomik zorluklar çerçevesinde öyle bir müddet daha bir kaç yıl belki götürmeye çalışacaklar. Ama ekonomik kriz vatandaş bakımından artık sırtlanamayacak bir sonuç vermeye başladı."
"Merak ediyorum bugün sendikalar nerede? İşçi sendikaları neden hiç konuşmuyor? Mesela öğretmenlerle ilgili sıkıntılar var ve öğretmenlerin tamamı şu süreçten rahatsız. Mesela öğretmen sendikaları ne yapıyor? Bu öğretmenlerin hakkını koruyor mu veya koruyormuş gibi mi yapıyor? Merak ediyorum niçin var bu sendikalar? Sendikalar bu çalışanlardan aidat toplamak için mi var, yoksa çalışanların hakkını korumak için mi var? Şu ekonomik krizde en çok demeç veren ve en çok çalışanı hem motive edecek hem çalışanın hakkını koruyacak hem de çözüm önerileri getirecek olan sivil toplum kuruluşlarından biri de sendikalar. Milyonlarca memurumuz, işçimiz, çalışanımız bir şekilde sendika üyesi. Ama bakıyorsunuz sendikalarda ne var, hükümet açıklamaları var. Ekonomi üzerine konuşan da yok artık." 
"Ben bu ziyareti garip karşılamadım. Bütün siyasi partiler yeri geldiği zaman bir araya gelebilir. Tabi HDP, PKK ile birlikte anılan Ve 90'lı yıllardan itibaren bilinen bir zemin var. Bu siyasi zemin içerisinde de 3-5 partileri oldu ve kapatmalar da söz konusu oldu. PKK'yı Türkiye'de temsil ettiği düşünülen ya da PKK ile arasında organik bağ olduğu ifade edilen bir siyaset var. Bugün de bu siyaset içerisinde 50+1 seçimlerinden dolayı yüzde 1'lik, yüzde 2'lik bile oy potansiyeli çok önemli hale gelince özellikle cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden sonra tartışmaların merkezine oturuverdi. Güneydoğu'daki bütün vatandaşlarımızın bütün temsilcisi HDP'dir demiyorum. Aslında Güneydoğu insanımız birçok siyasi partiye oy verebilir, vermiştir de. Mesela ben Güneydoğu insanımızı Milli Görüşçü bilirim. Milli ve manevi değerlerine bağlı Kürt vatandaşlarımıza baktığımızda ben böyle tanımlıyorum. Doğu ve Güneydoğu'da bütün belediyeleri neredeyse Refah Partisi almıştır. Erbakan Hocamız çok sevilir ve Milli Görüş partileri sempati kazanmıştır. Ama zaman içinde özelikle Refah partimizin kapatılması, Fazilet Partimizin kapatılması o tercihlerden sonrada ırkçı ya da milliyetçi söylemlerin çoğalmasıyla birlikte birtakım siyasi mühendislikler yapıldı.
Geldiğimiz noktayı konuşalım. Türkiye'de Çözüm Süreci yaşandı. Daha sonrada hükümetin çok sert bir tavrı söz konusu oldu. Ve HDP Genel Başkanı'nın da hapse girmesi ve HDP ile ilgili de kapatma davası süreçleri yaşandı. Özellikle Millet İttifakı önceki seçimlerde ve bugünkü Altılı Masa süreçleri üzerinden Cumhur İttifakı kendini tanımlamaya başladı. HDP ile PKK'yı ilişkilendirmek ve onunla birlikte olan bütün siyasi partiler de 'aslında vatan hainidir, PKK'lıdır, teröristtir' gibi bir yaklaşım ortaya çıktı. İster görüşsün görüşmesin Cumhur İttifakı'nda yer almayan bütün siyasi partilerin, Sayın Erdoğan'ı desteklemeyen, Sayın Erdoğan'ın bulunduğu ittifakı kabul etmeyen ve Sayın Erdoğan'ın politikalarını kabul etmeyen bütün siyasi partiler, 'siz de HDP'lisiniz, siz de PKK'lısınız, sizde teröristsiniz' gibi enterasan bir söyleme maruz kaldı. Resmen düşmanlaştırma yapıldı, kamplaşma, kutuplaştırma ve terörize etme gibi bir yaklaşım ortaya çıktı. AKP, Cumhur İttifakı, parti sözcüleri ve iktidar medyası bunu da çok çirkin ve ahlaki yaklaşımdan yoksun bir şekilde yıllarca yaptı. Aslında hiç alakası olmadığı halde şu Altılı Masa bile HDP ile ilişkilendirmek suretiyle 'işte 6 artı 1, yedinci ayak, masanın altı' gibi birtakım sürekli tekrar edilen yaftalar ve yaklaşımlar çerçevesinde terör, bölücülük, hainlik gibi hafızada ne kadar kötü kavram varsa onunla tanımlamak istendi ve toplum nazarındaki itibarı sarsılmak istendi."
"Süreç böyle AKP'nin ve Sayın Erdoğan'ın bir imtihanı şeklinde ilerliyor. Ve biraz da çifte standartlar, yalanlar iftiralar kendini göstermeye karar vermiş görünüyor. AKP ve Erdoğan, seçimi kazanmak için kendisine her yolu mubah sayıyor. Bir taraftan muhalefeti PKK ve HDP ile eş tutacaksınız, terörist diyeceksiniz diğer taraftan Öcalan ailesinin mektuplarını TRT'ye çıkartacaksınız, dün yaşadıklarımız sebebiyle bugün yaşadıklarımız da çok garip değil. Ve ben buna şaşırmıyorum; çünkü AKP bunu sürekli yapıyor. İsrail ile yaptığı gibi, Amerika ile yaptığı gibi, Avrupa ile yaptığı gibi, İstanbul Sözleşmesi'nde yaptığı gibi HDP, PKK meselesinde olduğu gibi geçmişte yapmıştı. Öcalan ailesinin mektubunun TRT konuşturulması süreci vardı ve bizim bakımımızdan sürpriz değil. Bu çerçevede görünen o ki AKP seçimi kaybetme ile ilgili ciddi kaygılar yaşamaya başlamış. Seçime yakın şu mesajları vermesi hiçbir işe yaramayacak. Anladığım kadarıyla AKP başörtüsü meselesini de HDP ile barışma vesilesi olarak inşa etme çabası olarak görüyor. Bu bakımdan da güya AKP'nin HDP ziyareti anayasa değişikliğiyle ilgili bir destek olarak açıklanıyor. AKP'lilerin söylemlerine baktığınız zamanda bunun hiçte öyle olmadığını gösteriyor. Yeni bir AKP-HDP süreci başlatılmaya dair izlenimlerin olduğu söyleniyor... Hatta AKP'de 'yeni bir çözüm süreci başlatılmalıdır' şeklinde sesler de duyulmaya başladı."  

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:26
Güneş 05:52
Öğle 12:43
İkindi 16:25
Akşam 19:24
Yatsı 20:44
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı