Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, TBMM’nin açılması ile başlayacak olan yeni yasama döneminde Saadet-Gelecek grubunun çalışmalarına yönelik olarak açıklamalarda bulunurken; grubun, her kesimin dertlerini dile getireceğinin altını çizerek, “Biz grup olarak vatandaşımızın bütün dertlerini Parlamento’da dile getirmeyi bir görev addediyoruz. Hangi kesimin bir derdi varsa ister memur, ister işçi, ister emekli, ister esnaf; kimin hangi konuda bir derdi varsa biz onların derdine tercüman olmayı arzu ediyoruz. Bunu da Meclis’e yansıtacağız” dedi.

İktidarın uyguladığı ekonomi politikalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, çiftçinin ürünlerini satarken dahi mağdur edildiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Çiftçi ürününü alıyor, Toprak Mahsulleri Ofisi diyor ki, ‘Benim silolarım dolu, ben senden ürün alamam.’ Al, toprağa göm, var böyle bir metot. Niye almıyorsun? Çiftçi bu sefer, bilmem piyasada 6 bin, 7 bin lira denileni indiriyor, 4 bin 500, 5 bin liraya satmak mecburiyetinde kalıyor. Bu mantıklı bir yaklaşım mı? Hayvancılık ne oldu? Her zaman ben şuna hayret ediyorum, bizim tarlamız var, dışardan tarım ürünü ithal ediyoruz; bizim meralarımız var, dışardan hayvan ve et ithal ediyoruz, bu hangi mantık?”
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Tv5’te katıldığı “Gündem Türkiye” programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken, yeni anayasa çalışmaları, yarın açılacak olan TBMM ile yeni yasama döneminde Saadet Grubunun yapacağı çalışmalar ve iktidarın ekonomi politikalarına ilişkin sorulara yanıt verdi.

Sistemin mutlaka değişeceğine vurgu yapan Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağının belirtti. İktidarın anayasa değişim çağrısına dikkat çeken Karamollaoğlu, “Şimdi anayasa değişikliğini kendileri istedikleri gibi yapma şansları da yok çünkü Meclis’te böyle bir çoğunluğa sahip değiller. Sistemden kendileri iktidarda oldukları müddetçe memnunlar. Başka bir görüşe sahip parti iktidar olursa bundan memnun olmazlar çünkü bugün her dedikleri oluyor, o zamanda gelenler bunu uygulayacaklar bundan da kesinlikle rahatsız olacaklar” dedi.

Uygulamada olan anayasadan milletin zarar gördüğünü belirten Karamollaoğlu, 21 yıllık Ak Parti iktidarının farklı davranabilme şanslarının olduğuna dikkat çekerek, “Kanunlar daha mutedil olabilirdi. Bugünkü anayasaya rağmen düzgün kanunlar çıkarılabilirdi neden o yola gidilmedi? Anayasa değişecek, ben gidiyorum benim size yaptığımı sizin bana yapmanızı arzu etmiyorum. Ben, tabiri caizse böyle anlıyorum. Bu doğru bir yaklaşım değil. Evet bu anayasa değişmeli, bu anayasada mahsurlu birçok konu var fakat bu anayasa iktidarın kendisinin getirdiği bir anayasa değil, muhalefetle birlikte, akademisyenlerle, hukukçularla birlikte hazırlanan bir anayasa metni olmalı” ifadelerini kullandı.

Yarın açılacak TBMM ve yeni yasama dönemine ilişkin olarak açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, Saadet Grubunun nasıl çalışacağına ilişkin bilgiler verirken, “Biz grup olarak vatandaşımızın bütün dertlerini parlamentoda dile getirmeyi bir görev addediyoruz. Hangi kesimin bir derdi varsa ister memur, ister işçi, ister emekli, ister esnaf kimin hangi konuda bir derdi varsa biz onların derdine tercüman olmayı arzu ediyoruz. Bunu da meclise yansıtacağız. Tabi bizim bu çıkışlarımıza iktidar partisinden öyle ümit ediyoruz ki bir karşılık gelecek. Eğer bir tenkit mahiyetindeyse bunu mutlaka cevaplandıracaklar veya bir teklif götürmüşsek, şöyle bir adım atılsın diye onunla ilgili kanaatlerini de ifade edecekler. Onun için biz bu çalışmaları meclis ile toplumu, seçmeni bir bakıma kucaklaştıracağız böyle anlıyoruz ve bu istikametteki çalışmalarımızın da tabana yansıyacağını mali seçimlerde de genel seçimlerde de vatandaşımızın bize teveccühünün böylece doğacağını ümit ediyoruz” diye konuştu.

İktidarın uyguladığı ekonomi politikalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, çiftçinin ürünlerini satarken dahi mağdur edildiğine dikkat çekerek, “Çiftçi ürününü alıyor Toprak Mahsulleri Ofisi diyor ki benim silolarım dolu ben senden ürün alamam. Al toprağa göm var böyle bir metot. Niye almıyorsun? Çiftçi bu sefer bilmem piyasada 6 bin, 7 bin lira denileni indiriyor 4 bin 500, 5 bin liraya satmak mecburiyetinde kalıyor. Bu mantıklı bir yaklaşım mı? Hayvancılık ne oldu? Her zaman ben şuna hayret ediyorum, bizim tarlamız var dışardan tarım ürünü ithal ediyoruz, bizim meralarımız var dışardan hayvan ve et ithal ediyoruz bu hangi mantık? Erbakan hocamızın biz geçmişte iktidara geldiğimiz zaman bir dönem başlattığı Et, balık kurumları, süt kurumları ne oldu bunlar, hepsi tarumar oldu bir kısmı yıkıldı, bir kısmı satıldı, onlarda ellerinden çıkardılar” dedi.

İktidarın sık sık dile getirdiği ekonomik büyüme rakamlarına değinen Karamollaoğlu, büyümenin bir çelişkiler yumağı şeklinde gerçekleştiğini belirterek, “Bu ekonominin neresi büyüyor onu merak ediyorum. Obezite gibi bir iş anlaşılan. Kolu mu, bacağı mı, gövdesi mi, kafası mı neresi büyüyor? Hep bundan bahsediliyor, ekonomi büyüyor. Nasıl büyüyor? Hem ekonomi büyüyor, işsizlik artıyor. Hem ekonomi büyüyor asgari ücrette artış yapmak akıllarına bile gelmiyor, kaldıramayız bunu diyorlar. Bu nasıl büyüme? Ne demek bu büyüme? Şimdi bir çelişkiler yumağı var. Böyle bir şey olmaz. Ekonomi büyüyorsa, üretim artar, ihracat artar, ithalat azalır, vergi gelirleri artar, asgari ücret yükselir. Ekonomi büyüyorsa işsizlik azalır bunların hiçbir tanesi yok bu ne biçim iş. Onun için ekonomi büyüyor retoriği ne manaya geliyor bunu düşünmek lazım” ifadelerini kullandı.

İktidarın tüm derdinin seçime kadar nasıl götürecekleri olduğuna dikkat çeken Karamollaoğlu, iktidarın bu şekilde ekonomiyi yürütemeyeceklerini belirterek, “Götüremezler çünkü attıkları adımlar isabetli adımlar değil. Aldıkları kararlar, doğru kararlar değil. Efendim yeni bir kanun getiriyorlar, iklim kanunu içerisinde de var. Efendim devlet her araziye neyin ekileceğine karar verecek. Devlet karar verecek, kimse devletin verdiği kararın dışında bir ekim yapamayacak. Bütün bunlar yapılabiliyorsa, faydalı bir adımsa görelim bakalım. Devlet makro seviyede, bazı planlamaları yapabilir ama ekimi yapacak olan çiftçinin, üreticinin kendisidir. Siz onun önünü açın eğer orada bir kar varsa üretici o adımı atar. Neden atmasın, para kazanacak adam. Ama siz ona bu imkanları vermiyorsunuz, benim söylediğim şeyin dışında bir ekim yaparsam ben senin canını okurum diyeceksiniz böyle bir şey olur mu? Onun için ben tekraren söylüyorum, şuanda bu hükümet ekonomide ne yapacağını bilmeyen bir hükümet. Merkez Bankası faizlerini, bankacılık sistemini, genel vergilendirmeyi, borcu vesaireyi düşünen tepedekiler bambaşka bir alemde yaşıyorlar. Aç olan insanın derdini kendine dert edinemeyen bir ekonomistten bana ne” diye konuştu.