Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Kurucusu ve Başkanı Abdülvahap Ekinci, “Yılbaşı kutlamak bir mümine yakışmayan davranıştır. İslam’ın yasakladığı alana girerek kutlamak haramdır, fuhşiyattır, ahlaksızlıktır” dedi.
Eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Necmettin Nursaçan Hoca ise, “Müslüman başkasına uyan değil, kendisine uyulan kişidir. Müslüman, izzet ve şeref sahibidir. Aşağılık kompleksine kapılıp başkalarını taklit etmemelidir” diye konuştu.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bugünlerde yılbaşı için harıl harıl hazırlıklar yapılıyor. Şehirlerin ana caddeleri süsleniyor, çam ağacı katliamları yaşanıyor, insanlara Milli Piyango hayalleri kurduruluyor. Müslümanlar için tamamen zillet durumu olan yılbaşı kutlamanın hükmünü hoca efendilerle konuştuk.
Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Kurucusu ve Başkanı Abdülvahap Ekinci Hoca, bir Müslüman olarak Hristiyanların bayramı olan bayramı kutlamanın son derece yanlış olduğunu belirterek, “Yılbaşı kutlamak öncelikle bir mümine yakışmayan davranıştır. İkincisi, kutlama hangi şekilde olursa olsun, tabii aynı zamanda İslam’ın yasakladığı, İslam’ın özellikle reddettiği hal ve hareketlerle, İslam’a aykırı olan haramların içine girerek kutlamak bu ikinci bir günahtır. İslam’ın yasakladığı alana girerek kutlamak haramdır, fuhşiyattır, ahlaksızlıktır, ahlaki değerlere, ahlaki kriterlere uymayan davranış ve hareketler, bu ikinci bir günah. Şöyle bir şey, biz, genellikle Müslümanlar, ‘Yılbaşı kutlanır mı?’ Nasıl kutlanır? İçkiyle kutlanır mı? Fuhuşla kutlanır mı? Yani, bırakın içkiyi, fuhşu normal bir şekilde kutlanmaz. Çünkü yılbaşı bayramı, senin bayramın değil bir kere. Yani Hristiyanlara ait Noel Baba bayramı. Bu bir, ikincisi, bu haramı işlerken, bu günahı işlerken, günahın içinde günah da işleniyor. Bunları birbirinden ayırmak lazım. Katmerli günah oluyor. Hele bu sene bu konu dikkate alınması gereken bir konu” dedi.

Ekinci, yılbaşında Müslümanların Mekke’nin fethini hatırlamaları gerektiğini ifade ederek, “Yılbaşları Mekke’nin fethine tekabül etmektedir. Siz, bir Müslüman olarak Mekke’nin fethedildiği günlerde, Mekke’nin Fethi için Efendimiz (S.A.V.)’i hatırlaması gerekirken fethin anlam ve önemini hissetmesi gerekirken, öyle bir günde böyle bir haramın içine girmek, o zaman aslında yapılan işin üçüncü kere, yanlış, hata, günah ve bir Müslüman’a yakışmayan bir davranış oluyor. Zaten Müslümanların içinde bulunduğu zillet, Müslümanların kendilerini başka bir kavme benzetmesinden kaynaklanıyor. Müslüman, kendisini sahabilere benzetmesi gerekirken, Resulullah (S.A.V.) Efendimiz’in sünnetine göre hareket ederek, sahabe-i kiramın yaşadığı yaşam tarzı içinde teneffüs etmesi gerekirken, maalesef, İslam’la, Kur’an’la, sünnetle bağdaşmayan ve Batı taklitçiliği dediğimiz bir taklitçilik anlayışıyla, aşağılık kompleksiyle, Batı’nın bayramlarında bir Hristiyan gibi -Allah muhafaza etsin- o yolda yürümenin neticesinde biz, bir anlamda sıkıntılar yaşıyoruz” diye konuştu.

Diyanet İşleri eski Başkanı Necmettin Nursaçan Hoca ise, “Müslüman, başkasına uyan değil, kendisine uyulan kişidir. Komutan nefere uymaz, Nefer komutana uyar. Müslüman, izzet ve şeref sahibidir. İnsanlığa örnektir. O halde her davranışıyla sorumludur. Aşağılık kompleksine kapılıp başkalarını taklit etmemelidir. Bu bakımdan Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.), “Bir millete benzeyen onlardandır” buyurmuştur. Güneş doğarken, zevaldeyken ve batarken namaz kılmak tahrimen mekruhtur. Niçin? Mecusilerin özel ibadet zamanlarıdır. Onları taklit etmiş olmamak için kümes hayvanları kurban niyetiyle kesilmez. Niçin? Onları taklit etmiş olmamak için. Muharrem ayının 9. ve 10. günü oruç tutun, Yahudilerden ayrılın” hadis-i şerifi de aynı hassasiyeti taşımaktadır. Bütün bu yasaklamalar İslam tevhid inancını korumayı hedeflemiştir. Yoksa mesela Peygamber Efendimiz’in cahiliye devrinde ticari ortaklık yaptığı Saib isimli sahabeye şu tavsiyede bulunmuştur: “Ey Saib. Cahiliye çağında yaptığın faziletli şeylere İslam devrinde de devam et. Misafir ağırla, yetime ikram et ve komşuna iyi davran”. Her gün namazda Allah’ın öğrettiği şu duayı okuruz. Bizi doğru yola ilet. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna, gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil” ifadelerini kullandı. Yılbaşında ayyuka çıkan piyangonun da kesinlikle haram olduğuna dikkat çeken Nursaçan, “Kumar kesinlikle haramdır. Fert ve aile toplum hayatında onarılmayacak yıkımlara sebep olmaktadır. İşsiz, güçsüz, tembel, hayalperest insanların yetişmesine sebep olmaktadır. Kendisi huzursuz olduğu gibi çevresini de huzursuz ve muzdarip etmektedir. İki kişi arasında oynanan şans oyunundan çeşitli isimler altında kurumsallaşan ve binlerce insanın katılımıyla yapılan şans oyunları da kumardır. Helal yolu geniştir. Harama ne lüzum vardır. Helalde vicdan huzuru, Allah’ın rızası vardır. Haramda ise vicdan azabı, Allah’ın gazabı vardır” değerlendirmesini yaptı.