Saadet Partisi Atakum ilçe başkanlığı basın açıklaması

Saadet Partisi Atakum ilçe başkanlığı basın açıklaması:

Muhittin SADAN
18.10.2022 Saadet Partisi Atakum İlçe Başkanı
Bilindiği üzere, 14 Ekim Cuma günü Bartın’da yeraltı kömür ocağında meydana gelen maden kazasında 41 madencimiz vefat etmiş, ve birçok madencimiz yaralanmıştır. Yaralanan Madencilerimizin tedavileri sürmektedir. Öncelikle vefat eden madencilerimize Allah’tan Rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabırlar, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Her ne kadar maden kazası desek de, artık bu kazalar kaza olmaktan çıkmış ve adeta bir ihmaller cinayeti haline gelmiştir.
Maalesef Ülke olarak biz bu kazaları özellikle son yıllarda çok sık yaşamaya başladık. Zonguldak’ta, Soma’da, Ermenek’te, Küre’de, Elbistan’da ve Bartın’da... 10’dan fazla kişinin şehit olduğu ve ayrıca medyaya düşmeyen diğer kazalar da oldukça çok sayıdadır. 1990 yılında Merzifon’daki maden kazası oranın yetkili kişilerin ihmallikleri sonucu olmuştur.13.05.2014 tarihinde Manisa Soma faciasında hakeza kazadan 15-20 gün önce denetleme yapıldı, lakin arkasından patlama gerçekleşmiştir.
Ne ilginçtir ki; Hemen hemen benzeri durum Bartın Amasra’da bir bakanın ziyaretinden 20-25 gün sonra bu facia yaşanmıştır. Ayrıca kazanın sebepleri de maalesef gereği gibi araştırılmıyor.
İşte bu nedenlerden dolayı artık bu maden kazaları maden kazası değil adeta cinayet haline gelmiştir. Çünkü; İhmaller var, tedbirler yok. Denetim yok, ya denetimler yetersiz yapılıyor ya da denetçiler denetleme yeterliliğine sahip değiller, Veyahut da denetçilerin tespitleri karşısında herhangi bir yaptırım olmuyor.
Üzülerek ifada etmeliyim ki, hata ve yanlışlardan, ihmallerden, kazalardan, felaketlerden, ölümlerden bir türlü ders alınmıyor.
Çok tehlikeli iş sınıflandırmasında olan maden sektöründe bile, inşaat sektöründe ve diğer sektörlerde olduğu gibi resmi kurum ve kuruluşların tamamında liyakata önem gösterilmiyor, iş bilmeyenlere işler teslim ediliyor, tecrübesiz ve liyakatsiz kişilere makamlar veriliyor. Aradıkları tek şey tam itaat ve yanlışa ses çıkarmamak. Halbuki kanunlarımızın temel ilkesinde liyakat vardır. Dinimizde de “işi, emaneti ehline veriniz” ayeti vardır. Ama maalesef sadece lafta vatanseverlik, lafta dürüstlük var.
Yine üzülerek belirtmeliyim ki, Ülkemizi yönetenler hiçbir konuda eleştiriye kulak asmıyorlar, hatta eksiklikleri, yanlışları söyleyenleri terörist ilan ediyor Vatana ihanetle suçluyor, sorguya alıyor , tutukluyorlar, sadece yandaşlarını dinliyorlar, yandaşlar da hiçbir kusurları yokmuş gibi her faciayı normal görüyorlar.
Ben de bir maden faciasında evladını kaybetmiş bir babayım. 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencimizi kaybettiğimiz Soma Maden kazasında.Ben de bir madenciydim. Soma’da devlete rödovanslı çalışan bir şirkette çalışıyordum. 2007 yılında çalıştığım madende bir denetim sonrası ocağımız kapatıldı. Şirket yukarıdakilerden kimleri gördüyse ocağımız yaklaşık 15 saat sonra tekrar açıldı. 1 gün bile ocağımızı kapatamadılar. Ocağı kapatan bulundukları yerlerden başka yerlere sürüldüler. Yine Soma’da rödovans ile çalışan başka bir şirket, devletin kontrol birimleri tarafından kapatılmıştı.
Bu ocak da 1 gün geçmeden tekrar üretime başlamıştı. Hem de kontrol biriminin haberi olmadan. Çünkü yukarıdakiler izin vermişlerdi. Bu ocakta daha sonraki 2 yıl içerisinde 3 kere ölümlü kaza yaşanmıştır.
Bundan dolayı, Evladını maden kazasında kaybetmiş bu elem verici acıyı en derinden yaşamış bir Baba olarakda hassasiyetlerimizi dile getirmeyi vazife olarak görüyorum .
Ayrıca bu kazalara “kader” demek moda oldu. Kader elbette vardır ama tedbir önce gelir. Tedbir almadan bu kazaları kadere bağlamak bir sonraki kazanın ve ölümlerin habercisidir. Bu kafa değişmeden asla kazaların ve ölümlerin sonu gelmeyecektir.
Öncelikle ölüm her varlığın her canlının gireceği bir haldir. Yani ölümü her canlı tadacak ama bu ölümlerin sebeplerine bakmak gerekir. Maden faciasında bir evladını kaybetmiş bir baba olarak bu acıyı en derinden hissediyorum.Yani doğru bir şekilde denetleme yapılmıyor. Denetleme yapılan yerlerde önceden haber veriliyor, ona göre tedbir alınıyor. Denetleme temiz geçiyor, onay alıyor. Tarihini tam hatırlamıyorum ama bir maden ocağında denetleme yapılıyor o zamanlar ben de orada çalışıyorum. Madene üretimi durdurma kararı çıktı. 2 vardiya çalışmadı. Bakın 2 gün demiyorum, sadece ve sadece 2 vardiya durdu. Yukarılardan bir yerlerden işini ayarladılar üretim devam etmeye başladı. Durdurma sebebini sorarsanız içeride bulunan motorlar, panolar yeraltı maden statüsüne içeride bulunan herhangi grizu metan gazı ve herhangi bir gaza uygunsuzluğu olarak rapor ediliyor.
Genelde gelen kişiler oradan herhangi sıradan bir işçiyi alıp da gitmiyor. Şirketteki yetkili kişi kimi gönderirse onunla birlikte gidiyor. Onların da istikametleri genellikle belli. Yani bu şekilde hiçbir olayın önüne geçemezler.Bizzat kendim de bir maden emekçisi olarak baktığım zaman masa başında analizler yorumlar kırla gidiyor. Ama yandaş olmayıp da gerçekleri konuşan kişilerle görüşülmüyor, ve olayların üstü örtülüyor.
Ve diyorum ki;Yeter artık!Suçu kadere atmayın!Suçu muhalefete atmayın!Suçu sizi eleştirenlere atmayın!Suçu birazcık da kendinizde arayın.Liyakatli kişileri atayın.Liyakatsiz iseniz lütfen kenara çekilmeyi artık öğrenin,“Önce Emniyet” tabelada kalmasın, emniyetsiz yerleri tespit edip gerekli önlemleri alın,Bu önlemleri almak sizin göreviniz.Cenaze kaldırmaya gelmeyin, ölüm sebeplerini kaza sebeplerini kaldırmaya gelin...Sözlerime nihayet verirken, tekrar maden kazasında vefat edenlere Allah’tan Rahmet yakınlarına sabırlar, tedavi görenlere acil şifalar diliyorum, Tüm halkımızın başı sağ olsun.