Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, “Sel ve sağanak yağışlar sorun değil sonuçtur. Sorun, HES’ler, bölgedeki taş ocakları ve ranttır. Çevre politikaları maalesef sermayenin güdümüne terk edilmiş durumda” dedi.
Dere yataklarındaki ve heyelan riski olan bölgelerdeki yanlış yapılanmalar ülkemizde büyük bir sorun haline geldi. Son dönemde Karadeniz’de etkili olan yoğun yağışlar sonucu yaşanan sel ve heyelan felaketleri, dere kenarlarındaki çarpık kentleşme sorununu bir kez daha gündeme getirdi. Uzun yıllardır belli dönemlerde Türkiye’nin gündemi haline gelen sel felaketinde yaşanan can ve mal kayıplarının bilançosu artarken alınan önlemlerin yetersizliği de tartışma konusu oldu. Geçtiğimiz hafta Artvin, Rize ve Düzce’de yaşanan sel felaketlerinin arkasında yatan ihmallere dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, Millî Gazete’ye önemli açıklamalarda bulundu.

Millî Gazete’ye özel açıklamalarda bulunan Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, doğal afetlere karşı mazeret üretilmemesi gerektiğini belirterek, “Sel ve heyelan felaketlerini iklim değişikliği veya başka bir sebebe yıkmak kolaycılıktır. İklim değişikliği global bir sorundur. Bu gerçeğe karşı önlem almak yerine, dere ıslahları ve orman varlığını yok etme, taş ocakları kurma gibi faaliyetlerle doğayı mahvediyoruz. Siyasi irade tüm bunları göz önüne alarak tedbirini almalı. Yoksa sağanak yağmur ve sel doğal bir olaydır. Doğal olmayan da can ve mal kaybıdır. Yani Karadeniz coğrafyasının iklimini biliyor ve iklim değişikliğini de kabul ediyorsanız bu konuda daha özenli olmalısınız” ifadelerini kullandı.

Siyasi iktidarın doğal afetlere karşı gereken önlemleri almakta yetersiz kaldığını ifade eden Ahmet Dursun Kahraman, “Yıllar öncesinde Samsun’da dere yatağında inşa edilen TOKİ konutlarında birçok insanımızın hayatını kaybettiği bir sel felaketi yaşanmıştı. Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı da bölgeye gidip, ‘Bizim projelerimiz, ruhsatlarımız hepsi tamam ama gelin görün ki 7 yıldır yağmayan yağmur yağdı.’ Bu cümle tamamen algı oluşturmak için söylenmiş bilimden uzak bir cümledir. Günümüzde yaşadığımız sorunlar da bu zihniyetin bir eseridir. Mühendisler değil 7 yıl, 100 yıllık tekerrürlere göre hesaplamalar yapar. Rize’de selden sonra, ağaçların kesilip çay bahçesi yapıldığı söylendi. Ama kimse o bölgedeki taş ocaklarına bakmıyor. Yaşadığımız felakette taş ocaklarının büyük etkisi var” şeklinde konuştu.

Ahmet Dursun Kahraman, “Sel ve sağanak yağışlar sorun değil sonuçtur. Sorun, HES’ler, bölgedeki taş ocakları ve ranttır. Çevre politikaları maalesef sermayenin güdümüne terk edilmiş durumda. Son dönemde müsilajla ilgili bir Bilim Kurulu toplandı. Orada sanayi odaları, iş adamları dernekleri, bürokratlar vardı ama orada olması gereken çevre mühendisleri, uzmanlar yoktu. Siyasi irade, doğadan yana, bilimden yana olaylara bakmıyor. Toplum yararlarını, doğanın korunmasını öncelemeyen kalkınma planları yüzünden bu durumdayız” diyerek siyasi iktidarın ihmallerine dikkat çekti.