Yaptıkları her türlü gasp, taciz ve ihlal yanlarına kâr kalınca Rumlar, rezillikte sınır tanımıyor… Ankara’nın sessizliği Rumları şımartıyor...
Türkiye’nin Adalar Denizi’ndeki haklarını gasbeden, uluslararası hukuku hiçe sayan Atina yönetimi, yalnız değil. Türk düşmanlığında sınır tanımayan Rumlar, daha fazla nasıl düşmanlık yaparız diye adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Türk köylerini yakan, kadınları çocukları kurşuna dizen soykırımcı Yunan Albay Yorgos Grivas için müze kurma kararı aldı. Grivas’ın Güney Lefkoşa’da bir dönem saklandığı Azina Evi’nin müzeye dönüştürülmesi için bütçeden mali destek ayrılmasına ilişkin tasarı, GKRY Temsilciler Meclisi Mali Komisyonu’ndan geçti. Rum basınındaki haberlere göre, daha önce de gündeme gelen evin müzeye dönüştürülmesi amacıyla bütçeden kaynak ayrılmasını içeren tasarı, GKRY Temsilciler Meclisi Mali Komisyonu’ndan aşırı sağcı ve ırkçı olarak bilinen Ulusal Halk Cephesi (ELAM) milletvekilinin girişimi ve merkez sağ parti konumundaki Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ), Rum milliyetçisi olarak bilinen Demokrat Parti (DİKO) ve Sosyal Demokrat Hareketi’nin (EDEK) oylarıyla geçirildi. Konuya ilişkin açıklama yapan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu girişimin kabul edilemez olduğunu söyledi. Ersin Tatar, Grivas’ın Yunanistan’da ve Kıbrıs Rum tarafında bile terörist olarak kabul edildiğini de ifade etti. Tatar, TRT Haber’e yaptığı açıklamada, “Bu utançtır, bu müze olamaz, olsa olsa utanç abidesi olur. Bu müzede ne anlatacaklar, Kıbrıs Türklerini nasıl katlettiklerini mi, nasıl soykırım yaptıklarını mı?” diye konuştu.

Rumlar, Ada’daki Türkleri, ENOSİS (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) hedeflerinin önündeki engel olarak görüyordu. EOKA bu amaçla 1955 Yorgo Grivas tarafından kuruldu. Hedefinde Kıbrıslı Türkler vardı. Rumların ilk saldırılarında sadece Lefkoşa’da 92 Türk öldürüldü. Rum terör örgütü EOKA’cı militanlar ilk büyük katliamını, Lefkoşa’da bulunan Ayvasıl köyündeki Kıbrıs Türklerine karşı 23 Aralık 1963’te gerçekleştirdi. Bu köyde esir alınan 21 Kıbrıs Türkü, elleri bağlandıktan sonra katledildi ve toplu mezara gömüldü. Rum çeteleri, 24 Aralık 1963’te Lefkoşa’nın Kumsal bölgesindeki saldırılarına devam ederken, Kıbrıs’taki Türk Alayı’nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ile 3 çocuğunu da vahşice katletti. Binbaşı İlhan’ın evinin banyo küvetinde eşi Mürüvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan, ölü olarak bulundu. Bu olay tarihe “Kumsal Katliamı” ya da “Banyo Katliamı” olarak geçerken, baskının yapıldığı ev daha sonra Barbarlık Müzesi adıyla ziyarete açıldı.

Olaylarda saldırıya uğrayan 103 Türk köyü boşaltılmak zorunda kalırken, Kıbrıs’ta 1963’te başlayıp 1964’te de devam eden olaylarda 364 Türk şehit oldu. Rumlar 6 Ağustos 1964 tarihinde üniversite öğrencileri ile Erenköylü mücahitlerin savunduğu Erenköy’e EOKA lideri Yeoryos Grivas komutasındaki kuvvetlerle saldırıya geçti. Erenköy’ü korumak için gizlice bölgeye gelen öğrenci, veteriner ve öğretmenden oluşan 500’e yakın Türk mücahidi, halkın yanında siper aldı. Rumların bu ağır saldırıları Erenköy’deki direnişi kıramadı. Rumların her gün yeni bir katliama imza atmalarına daha fazla sesiz kalınamayacağını belirten dönemin başbakan yardımcısı Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, İngiltere’nin olumsuz cevap vermesi üzerine, garantörlük hakkını kullanarak Ada’daki Türklerin güvenliği için 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattı. Barış Harekâtı’nın ardından Ada’da yaşayan Türkler rahat bir nefes aldı, EOKA’nın katliamları son buldu.