Suriye’ye cenaze namazına gidiyoruz

AGD, IYFO ve Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Birliği tarafından organize edilen “3’üncü Uluslararası Öğrenci ve Gençlik Kuruluşları Konferansı” Ankara-Kızılcahamam’da gerçekleştirildi.

GÜNDEM 20.08.2022, 07:00
Suriye’ye cenaze namazına gidiyoruz
İSLAM ÜLKELERİ EKONOMİDE VE TEKNOLOJİDE EN ÖNDE OLMALI...  ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ (AGD), ULUSLARARASI GENÇLİK FORUMU (IYFO) VE  ULUSLARARASI KUDÜS VE FİLİSTİN’E DESTEK BİRLİĞİ, ANKARA’DA DÜNYANIN DÖRT  BİR TARAFINDAN MÜSLÜMAN GENÇLERİ BİR ARAYA GETİRDİ…

Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Uluslararası Gençlik Forumu (IYFO) ve Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Birliği tarafından organize edilen “3’üncü Uluslararası Öğrenci ve Gençlik Kuruluşları Konferansı”, Ankara-Kızılcahamam’da gerçekleştirildi. 3 gün sürecek program kapsamında dünyanın dört bir tarafından gençler bir araya gelerek Filistin’e destek mesajı verdi. Programda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İslam Birliği’nin kurulması gerektiğine dikkat çekerken, mücadele edebilmek için ise İslam ülkelerinin hem ekonomik hem de teknolojik olarak dünyanın en önde ülkelerinden olmaları gerektiğinin altını çizdi.

Anadolu Gençlik Derneği (AGD), Uluslararası Gençlik Forumu (IYFO) ve Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Birliği tarafından düzenlenen 3 gün sürecek “3’üncü Uluslararası Öğrenci ve Gençlik Kuruluşları Konferansı”, “Ümmetin Gençleri Kudüs’ün Nabzıdır” başlığı ile gerçekleştirildi. Programa Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yanı sıra STK başkanları, milletvekilleri ve binlerce yabancı misafir katıldı. Programda Kudüs ve Filistin’in yanı sıra İslam coğrafyası da masaya yatırıldı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, konuşmaların ardından salonun coşkulu alkışları eşliğinde sahneye çıktı. Karamollaoğlu, Filistin’de verilen mücadelelerin dünyada bir eşi benzeri olmadığını belirterek, “Kudüs, Filistin geçtiğimiz asrın en önemli meselesidir. Osmanlı Devleti tarihe karışmış ama Osmanlı Devleti adeta İsrail kurulsun diye dağıtılmıştı. 1947 yılında da İsrail devleti kuruldu. Filistin’de verilen mücadele tarihte eşi benzeri yaşanmamış bir mücadeledir. Her ev neredeyse bir şehit vermiştir ancak mücadele devam etmektedir. Bu mücadele başladığından beri başarıya nasıl ulaşacak, herkes ayrı ayrı çalışmalar yapmıştı ancak bugün aramızda bulunmayan Erbakan Hocamız bize bir yol haritası çizmişti. Filistin davasının başarılı olması için bütün dünyaya karşı bir mücadele vermek mecburidir. Filistin’de Siyonist devlet İsrail de kendilerini korumak için formüller arıyor. Büyük Ortadoğu Projesi diye bir projeyi ortaya attılar ki, aslı Büyük İsrail Projesi’dir, ABD başını çekiyor. Biz de eş başkanlık yapıyoruz, Allah akıl fikir versin” diye konuştu.

İslam dünyası üzerinde yürütülen projelere karşı Müslümanların projelerin farkında olması gerektiğinin altını çizen Karamollaoğlu, İslam ülkelerinin mücadele etmek için bir araya gelmesi gerektiğini belirterek, “Bizler meselenin kimler tarafından desteklendiğini, nasıl olduğunu bilmeliyiz. Bir avuç Yahudi, milyonlarca Müslüman’a rağmen nasıl oluyor da biz buradayız diyebiliyor, devlet kurabiliyor. Büyük İsrail Projesi Erbakan Hoca daha yaşarken bu bölgede faaliyete geçti. Irak neden işgal edildi, Suriye neden bu hale geldi? Bunun için İslam Birliği kurulmalı, hedefi de Filistin’in özgürlüğü olmalıdır. Bu yeter mi, yetmez. İslam ülkelerinin ekonomik ve teknolojik anlamda en öne geçmeleri gereklidir. Bugün savaşlar insanların cephedeki mücadelesi ile gerçekleşmiyor, teknoloji ile gerçekleşiyor. Bu konularda en öncü olmakta mecburuz. D-8’ler boşa kurulmadı ki. Hedef İslam Birliği idi. Geçmişte Kral Faysal bu hedefi gerçekleştirdi ama bu birlik ne yapıyor? Arada sırada umre yapıyorlar, kendilerini tatmin ediyorlar. İslam ülkelerine, bu davaya bir fayda sağlamıyorlar” ifadelerini kullandı.

* Filistin davası için mücadele eden şehitleri anarak konuşmaya başlayan Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdulkadir Karaduman, İsrail’in sadece Müslüman ülkeler için değil, tüm dünya için bir tehdit olduğuna dikkat çekerek, “Kudüs, İslam’ın şehridir. Kudüs coğrafi bir mesele değil, imani bir meseledir. Bugün İsrail birçok İslam ülkesinin içinde olduğu bir coğrafyada büyük İsrail’i kurmaya çalışmaktadır. Müslüman ülkelerde yaşanan darbelerin, iç savaşların sebebi Büyük İsrail Projesi’dir. İsrail binlerce yıllık geçmişlerinde hedeflerine ilk defa bu kadar yakınlaşmıştır. İsrail sadece Müslümanlar için bir tehdit değildir, bütün insanlık için bir tehdittir. İsrail’in göz koymadığı toprak, piyasa yoktur. İsrail ile iyi geçinmek diye bir şey yoktur. Herkes mücadele vermelidir. Vicdan sahibi herkes İsrail’e karşı gelmek zorundadır. İsrail kanla kuruldu, yoluna kanla devam etmektedir. İslam ülkeleri arasındaki iş birliği artırılmalıdır” diye konuştu.

Filistin ve Kudüs meselesinin insani bir mesele olduğu kadar imani bir mesele olduğuna dikkat çeken AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, Filistin ve Kudüs meselesinin geçmişten günümüze devam eden hak ve batıl mücadelesinde ne tarafta olunduğunu işaret ettiğine vurgu yaparak, “Filistin’de senelerdir devam eden zulüm ne yazık ki tüm varlığıyla halen devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda, 5 Ağustos’ta Gazze’ye yönelik gerçekleştirilen saldırılarda 15’i çocuk 49 kardeşimiz şehit edildi. Yüzlerce kişi yaralandı. Terör şebekesi İsrail ise çocukları öldürdüğünü hem resmi hem sivil olarak kabul etti. Fakat buna rağmen dünyada derin bir sessizlikle karşı karşıyayız” dedi.

İsrail’in Mescid-i Aksa’yı bölme planlarını uygulamaya çalıştığına dikkat çeken Turhan, İsrail’in Mescid-i Aksa’da uygulamaya koyduğu faaliyetlerinin bu planları ilerletme çabasını gözler önüne serdiğini belirterek, “Terör şebekesi İsrail, Mescid-i Aksa’yı bölme planlarını ilerletmeye devam ediyor. Terör şebekesinin, Mescid-i Aksa sabah namazından öğle ezanı vaktine kadar ve sonrasında ise yine ikindiye kadar olan vakitte Müslümanlara kapatılıp, Hristiyan ve Siyonist Yahudilerin girebiliyor olması
bunun bir göstergesidir. Bu zaman diliminde ayrıca Müslümanların Mescid-i Aksa’nın açık kısımlarında da ibadet etmesine müsaade edilmiyor. İşgalciler rahatça gezebilsin ve Aksa’nın hürmetini çiğnesinler diye bu hain uygulama ortaya konuluyor. Bugünlerde de devam eden bu baskınlar kardeşlerimize zorluklar yaşatıyor ve kutsal topraklarımız bir avuç zalimin, teröristin himayesine kalıyor. Burada yaptığımız çalıştay inşallah verilecek mücadeleye güzel bir destek vermiş olacağız” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Filistin üzerindeki baskı ve ambargoya devam ettiğine dikkat çeken Uluslararası Kudüs ve Filistin’e Destek Birliği Genel Başkanı İhaf Nafi, tüm dünyada bulunan Müslüman gençleri olarak İsrail’e karşı durmaya devam edeceklerini belirterek, “Biz burada bulunurken, birçok yerde Filistinli kardeşlerimizin kanları tap taze durmakta, Siyonistlerin saldırıları da devam ediyor. İsrail tarafından yürütülen despot yönetime karşı dünya suspus durmakta. Bütün Arap dünyası yöneticilerinin de ihanete susmuş vaziyette. Neredeyse 2 milyon kişi ilaçtan, gıdadan uzak dışardan yardım alması da engellenmiş vaziyette. Ancak bugüne kadar olduğu gibi Filistin mücadelesi ile ayakta durmaya devam etmekte. Biz İslam dünyasının gençleri olarak İsrail’in despot yönetimine karşı durmaktayız” dedi.

Filistin ve Kudüs’e destek vermek için gençlerin bir araya geldiğini ifade eden Uluslararası Gençlik Forumu (IYFO) Genel Başkanı Yılmaz Balçın, ilk hedefin Kudüs ve Filistin’in özgürlüğü olduğunun altını çizerek, “Kudüs’ün nabzının attığını göstermek için burada buluştuk. Bizler de Kudüs’ü özgürleştirme adımlarını burada atıyoruz. İlk hedefimiz Kudüs’ü ve Filistin’i özgürleştirmektir. Bunun için de İslam Birliği’nin kurulması gerekmektedir. İslam Birliği sağlandığı zaman inanın Siyonistler arkasında saklanacak ağaç bile bulamayacaklardır” diye konuştu.
Herzog’dan, görüşmeden duyduğu memnuniyeti anlatan mesaj da geldi. TÜRKİYE İLE İSRAİL ARASINDA telefonlar susmuyor
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile dün bir telefon görüşmesi daha gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Türkiye-İsrail ilişkileri ve bölgesel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılıklı olarak büyükelçi atama kararını, Türkiye-İsrail ilişkilerinin olumlu istikamette ilerlemesi yönünde atılmış önemli bir adım olarak gördüğünü ifade etti.
Komşu ve kardeş ülke ile bir an önce barış masası kurulmalı AMA “Amerika’nın oyununa alet olup, niçin bir kardeş ülkenin daha kanına girdiğimiziN” DE MUHASEBESİ YAPILMALI...

Türkiye, Suriye iç savaşında 11 yıl sonra nihayet başta yapması gerektiği arabuluculuk görevine soyunuyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz hafta Suriyeli mevkidaşı Faysal Mikdad’la görüştüğünü açıklaması ve dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı, “Bizim Esad’ı yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki! Suriye’de muhalefet ile rejimin uzlaşması lazım” sözleri, adım adım barış masasını işaret ediyor.
Siyasi çözümü Türkiye’de tüm çevreler desteklerken sorulması gereken soru ise; “Bu tavır yüz binlerce insan ölmeden, milyonlarca insan vatanından edilmeden, Halep, Şam gibi Osmanlı izlerini taşıyan şehirler bir bir yok OLMADAN GÖSTERİLEMEZ MİYDİ?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna dönüşünde yaptığı açıklamalarla, 11 yıldır bütün iyi niyetli eleştirilere kulak tıkanarak inatla sürdürülen Suriye politikasında gidilecek değişikliğe dikkat çekti. Erdoğan, Şam yönetimini kast ederek, “Suriye ile ileri seviyede adımları temin etmemiz gerek. Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin davetine icabetle Lviv’e yaptığı çalışma ziyaretinin, savaşın başlamasının ardından Ukrayna’ya gerçekleştirdiği ilk seyahat olduğunu anımsatan Erdoğan, Zelenskiy’le yaptığı görüşmelerde ikili ilişkileri tüm veçheleriyle ele aldıklarını söyledi. Yaklaşık altı aydır devam eden savaşın, görüşmelerin ana konusunu teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, “Dayanışmamızın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğimizin süreceğini kendisiyle bir kez daha paylaştım. Savaşın diplomasi ve müzakereler yoluyla çözümü için elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi de ifade ettim. Aynen Soçi ziyaretimde Sayın Putin’e söylediğim gibi, Sayın Zelenskiy’e de aralarındaki görüşmeye ev sahipliği yapabileceğimizi hatırlattım” diye konuştu.

Erdoğan, Bahçeli’nin sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, ‘İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.’ Şimdi biz mesela bölgede Mısır’la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu ilişkiler durup dururken olmuyor. Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduğunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu” dedi.

Erdoğan, Şam yönetimiyle görüşmelere dair gelen sorulara, Rusya’nın da iş birliğiyle Suriye’nin kuzeyinde Halk Savunma Birlikleri’nde (YPG) yönelik operasyon düzenlenebileceğini; Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu söyledi. Erdoğan, “Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı” değerlendirmesinde bulundu.

Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik yapılması planlanan yeni harekâta ilişkin, “Şimdi Türkiye sahada varlık gösterirken aslında diplomatik ayağı, işin diplomasi boyutunu hiç bırakmıyor. Biz biliyoruz ki Amerikalı muhataplara olduğu gibi Rus muhataplara da PKK terör örgütünün faaliyetleri ve Türkiye’nin sınır güvenliğini nasıl tehdit ettiğiyle ilgili zaman zaman bilgilendirmeler yapıyorsunuz. Bu bilgilendirme sonucunda Rusya’nın PKK/YPG’ye karşı bakışında bir değişiklik oldu mu? Bir de özellikle PKK’ya yakın kaynaklar ve medya organları beklenen 5’inci harekâtla ilgili olarak, bunu bir Rus ihaneti, Rusların ihaneti gibi değerlendiriyorlar. Bununla ilgili bir yorumunuz olur mu?” sorusu üzerine de Erdoğan, “Şu anda Suriye’de attığımız her adımda bir defa biz güvenlik güçlerimiz, istihbaratımız, Millî Savunma Bakanlığımız olarak Rusya’yla irtibat halindeyiz. Arkadaşlarımız sürekli onlarla görüşme halindeler. Ben de Sayın Putin’le görüşmeler yapmak suretiyle ‘Bu süreci sağlama bağlayalım’ diyoruz. İşte örneğin son Soçi seyahatimde Suriye bizim için önemli bir görüşme konusuydu, gündem maddesiydi. Şu anda yine buradaki terör olaylarıyla alakalı gerek ben Putin’le gerek Dışişleri Bakanı’m ve Savunma Bakanı’m muhataplarıyla görüşmeleri devam ettiriyoruz. Bundan sonraki süreçte de zaten devam ettireceğiz. Mesela gönül arzu ederdi ki İran’la da oradaki bu çalışmaları daha etkin yürütelim ama bu olmadı. Biz de şu anda Rusya’yla olan bu dayanışmamızı, birlikteliğimizi aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde devam ettireceğiz” dedi.

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 19 Nisan 2024
İmsak 04:26
Güneş 05:52
Öğle 12:43
İkindi 16:25
Akşam 19:24
Yatsı 20:44
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı