Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Temel Karamollaoğlu: Çalışan insanlar, kendi geçimini sağlayamıyorlar
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Diyarbakır Millet Buluşması Programı'nda vatandaşlarla bir araya geldi.
GÜNDEM
04.05.2023, 04:35

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Diyarbakır’da düzenlenen “Millet Buluşması” programında partililer ve vatandaşlar ile bir araya geldi. Karamollaoğlu, 14 Mayıs’ta kullanılacak oylarda vatandaşların kendilerine soracağı sorulara dikkat çekerek, “Biz 14 Mayıs’ta oylarımızı kullanırken aslında işsiz olan insan, ‘arkadaş ben iş istiyor muyum, istemiyor muyum’. O istikamette oy kullanacak. Veya geçimini sağlayamıyorsa ‘ben geçimimi sağlayacak kadar bir ücret almak istiyor muyum, istemiyor muyum’. Onun oyunu kullanacak. Şu an çalışan insanlar kendi geçimini sağlayamıyorlar” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Diyarbakır’da düzenlenen “Millet Buluşması” programında konuştu. Karamollaoğlu, seçimlerin yaklaştığına dikkat çekerken, gerçekleştirilecek seçimler ile Türkiye’nin havasının ciddi manada değişeceğini belirtti. Karamollaoğlu, tüm Türkiye’deki problemlerin de çözüleceğini ifade ederken, atılan adımların ardından 14 Mayıs’ta iktidarın değişeceğinin altını çizdi. Tüm dünyada huzurun sağlanabilmesi için önceliğin adaletin tesisi olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, bunun tarifinin ise ahlaki ve manevi değerlerin ihyası ile olduğunu belirterek, “Ahlaki ve manevi değerler sadece bir utanma duygusundan ibaret değildir, bir bütündür. Adalet ise bunun en önde gelen özelliğidir. Adalet olmadan ülke huzura kavuşamaz. Arkasından dürüstlük gelir, arkasından güven duygusu gelir, arkasından devlette özellikle, milletin dertlerini çözecek makamlara insanlar tayin edilirken liyakate önem vermek gerekir. Ayrım yapmamak gerekir” dedi.
Vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayacak kadar gelirinin olması gerektiğinin altını çizen Karamollaoğlu, devletin, vatandaşlarının geçimini sağlayacak duruma getirilmesini sağlamasının öncelikli olduğunu belirterek, “Mutlaka ve mutlaka bir ülkede herkesin kendi geçimini sağlayacak kadar bir gelire sahip olmasını devlet tesis etmelidir. Eğer herhangi bir şekilde insanlar veya bizim insanlarımız arasında yeterli sayıda eğer kendi geçimini sağlayan insan bulunmuyorsa burada çok ciddi bir problem var manasına gelir. Biz mutlaka ve mutlaka bunu gerçekleştirmeye mecburuz. 85 milyonluk bir ülkede siz bunu temin etmek istiyorsanız her sahada insanlara iş imkânı sağlayacak yatırımlar yapmaya mecbursunuz. Öncelikle arsa sahibi, tarla sahibi, mera sahibi insanlarımız varsa bunlar kendi gelirlerini ve geçimlerini buralardan temin etmek mecburiyetindedir. Devlet bunu temin etmek zorundadır ki, ülkede yaşayan insanlar mesut ve bahtiyar olsun” diye konuştu.
20 yıllık AK Parti iktidarında vatandaşların birçok imkânını kaybettiğini ifade eden Karamollaoğlu, devlete ait iş kapılarının özelleştirilmesi ile birlikte vatandaşların zorlandığını kaydederek, “Birçok noktada devlet tesisleri arsalar, sanayi tesisleri bütünüyle satıldı. Bunların satılmasının meydana getirdiği boşluğu özel sektör ve şahıslar dolduramadı. Böyle olunca da biz maalesef güçlü bir ülke olma özelliğini adım adım kaybettik. Bu aynı zamanda şu manaya da geliyor; insanlarımız da kendi yaşadıkları topraklarda huzurlu bir imkâna kavuşamamış oldular. İşsizlik sayısı aldı başını gitti. Bugün rakamlara bakıldığı zaman sanki işsizlik daha az sayıdaymış gibi gösteriliyor ama şunu kimse dikkate almıyor. Bugün Türkiye’de 10, 11 hatta 12 milyona yaklaşan sosyal yardımlardan istifade ederek hayatını idame ettiren insanlarımız var. Bu ne manaya geliyor? Bu insanlar çalışamıyorlar, çalışmıyorlar. Sadece devletin verdiği birkaç kuruş ile geçinmeye çalışıyorlar. Bunları eklediğiniz zaman Türkiye’deki işsizlik rakamları ifade edilenlerin çok üstüne çıkıyor. Yüzde 3’müş, 4’müş değil, yüzde 10-15 civarına varan bir işsizlik var Türkiye’de. Bunu ortadan kaldırmak istiyorsanız bugünkü tedbirler ile üstesinden gelemezsiniz, tam tersine işsizlik artar” ifadelerini kullandı.
Dış politikada da yeni politikaların belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karamollaoğlu, öncelikle bölgemizde bulunan Müslüman ülkeler ile birlikte adım atmanın gerekli olduğunu belirterek, “Başta komşularımız ile daha sonra ise dünyada geriye kalan ülkelerle de biz ‘şahsiyetli bir dış politika’ izlemek mecburiyetindeyiz. Bizim bu kanaatimiz bu konuda ilk adımı bulunduğumuz bölgedeki ülkeler ile daha da yakınlaşmaya mecburuz. Kim bu ülkeler, bu ülkeler Müslüman ülkeler. Bu konuda atılmış adımlar var, kurulmuş müesseseler var. İşte İslam Birliği nerede, Cidde’de, 57 tane ülke bir araya gelmiş bir birlik oluşturmuş ama varlığı ile yokluğu arasında hiç fark yok. İşte D-8, D-8 dediğimiz dünyanın Endonezya’sından Nijerya’sına kadar kurulmuş bir organizasyon. Ama varlığı ile yokluğu arasında fark yok. Çünkü Türkiye’de kimse bu müesseselerin, bu birlikteliklerin ayağa kalkmasına, biz varız demesine fırsat ne yazık ki vermiyorlar” diye konuştu.
Yapılacak seçimlerin önemli kararlar ile gerçekleştirileceğini ifade eden Karamollaoğlu, insanların geçimlerini sağlayamadığını belirterek, “Biz 14 Mayıs’ta oylarımızı kullanırken aslında işsiz olan insan, ‘arkadaş ben iş istiyor muyum, istemiyor muyum’. O istikamette oy kullanacak. Veya geçimini sağlayamıyorsa ‘ben geçimimi sağlayacak kadar bir ücret almak istiyor muyum, istemiyor muyum’. Onun oyunu kullanacak. Şu an çalışan insanlar kendi geçimini sağlayamıyorlar. Türkiye’mizde bir garabet var, bir türlü bunu kıramıyorlar. Bunu bir tek kıran Allah rahmet eylesin Erbakan Hoca’mız olmuştur. Nedir bu asgari ücret görüşmeleri. Devlet bir noktaya geliyor asgari ücret ne olsun? Yani bir sanayici, bir işveren bu rakamın altında bir ücret veremesin, çalıştırdığı insana bu rakamın seviyesi ne bir açlık sınırından bahsedilir ne demek yani açlık sınırında ücret alan bir insan sadece ailesinin karnını doyuracak ama diğer hiçbir ihtiyacının karşılanmasına gücü yetmez. Elektrik faturasını kim ödeyecek? Gazı kim ödeyecek? Çocuğun ayakkabısının parasını kim ödeyecek? Çocuğun okul masraflarını kim ödeyecek? Şu anda açlık sınırı 10 bin lirayı geçti. Devlet şimdi asgari ücrete yeni bir asgari ücret belirledi; 8 bin 500 TL. Allah’tan kork. Karnını doyurmasına yetecek parayı bile vermiyorsun. Böyle bir mantıkla Türkiye’de gelir dağılımında adalet sağlanabilir mi?” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Diyarbakır’da düzenlenen “Millet Buluşması” programında konuştu. Karamollaoğlu, seçimlerin yaklaştığına dikkat çekerken, gerçekleştirilecek seçimler ile Türkiye’nin havasının ciddi manada değişeceğini belirtti. Karamollaoğlu, tüm Türkiye’deki problemlerin de çözüleceğini ifade ederken, atılan adımların ardından 14 Mayıs’ta iktidarın değişeceğinin altını çizdi. Tüm dünyada huzurun sağlanabilmesi için önceliğin adaletin tesisi olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, bunun tarifinin ise ahlaki ve manevi değerlerin ihyası ile olduğunu belirterek, “Ahlaki ve manevi değerler sadece bir utanma duygusundan ibaret değildir, bir bütündür. Adalet ise bunun en önde gelen özelliğidir. Adalet olmadan ülke huzura kavuşamaz. Arkasından dürüstlük gelir, arkasından güven duygusu gelir, arkasından devlette özellikle, milletin dertlerini çözecek makamlara insanlar tayin edilirken liyakate önem vermek gerekir. Ayrım yapmamak gerekir” dedi.
Vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayacak kadar gelirinin olması gerektiğinin altını çizen Karamollaoğlu, devletin, vatandaşlarının geçimini sağlayacak duruma getirilmesini sağlamasının öncelikli olduğunu belirterek, “Mutlaka ve mutlaka bir ülkede herkesin kendi geçimini sağlayacak kadar bir gelire sahip olmasını devlet tesis etmelidir. Eğer herhangi bir şekilde insanlar veya bizim insanlarımız arasında yeterli sayıda eğer kendi geçimini sağlayan insan bulunmuyorsa burada çok ciddi bir problem var manasına gelir. Biz mutlaka ve mutlaka bunu gerçekleştirmeye mecburuz. 85 milyonluk bir ülkede siz bunu temin etmek istiyorsanız her sahada insanlara iş imkânı sağlayacak yatırımlar yapmaya mecbursunuz. Öncelikle arsa sahibi, tarla sahibi, mera sahibi insanlarımız varsa bunlar kendi gelirlerini ve geçimlerini buralardan temin etmek mecburiyetindedir. Devlet bunu temin etmek zorundadır ki, ülkede yaşayan insanlar mesut ve bahtiyar olsun” diye konuştu.
20 yıllık AK Parti iktidarında vatandaşların birçok imkânını kaybettiğini ifade eden Karamollaoğlu, devlete ait iş kapılarının özelleştirilmesi ile birlikte vatandaşların zorlandığını kaydederek, “Birçok noktada devlet tesisleri arsalar, sanayi tesisleri bütünüyle satıldı. Bunların satılmasının meydana getirdiği boşluğu özel sektör ve şahıslar dolduramadı. Böyle olunca da biz maalesef güçlü bir ülke olma özelliğini adım adım kaybettik. Bu aynı zamanda şu manaya da geliyor; insanlarımız da kendi yaşadıkları topraklarda huzurlu bir imkâna kavuşamamış oldular. İşsizlik sayısı aldı başını gitti. Bugün rakamlara bakıldığı zaman sanki işsizlik daha az sayıdaymış gibi gösteriliyor ama şunu kimse dikkate almıyor. Bugün Türkiye’de 10, 11 hatta 12 milyona yaklaşan sosyal yardımlardan istifade ederek hayatını idame ettiren insanlarımız var. Bu ne manaya geliyor? Bu insanlar çalışamıyorlar, çalışmıyorlar. Sadece devletin verdiği birkaç kuruş ile geçinmeye çalışıyorlar. Bunları eklediğiniz zaman Türkiye’deki işsizlik rakamları ifade edilenlerin çok üstüne çıkıyor. Yüzde 3’müş, 4’müş değil, yüzde 10-15 civarına varan bir işsizlik var Türkiye’de. Bunu ortadan kaldırmak istiyorsanız bugünkü tedbirler ile üstesinden gelemezsiniz, tam tersine işsizlik artar” ifadelerini kullandı.
Dış politikada da yeni politikaların belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Karamollaoğlu, öncelikle bölgemizde bulunan Müslüman ülkeler ile birlikte adım atmanın gerekli olduğunu belirterek, “Başta komşularımız ile daha sonra ise dünyada geriye kalan ülkelerle de biz ‘şahsiyetli bir dış politika’ izlemek mecburiyetindeyiz. Bizim bu kanaatimiz bu konuda ilk adımı bulunduğumuz bölgedeki ülkeler ile daha da yakınlaşmaya mecburuz. Kim bu ülkeler, bu ülkeler Müslüman ülkeler. Bu konuda atılmış adımlar var, kurulmuş müesseseler var. İşte İslam Birliği nerede, Cidde’de, 57 tane ülke bir araya gelmiş bir birlik oluşturmuş ama varlığı ile yokluğu arasında hiç fark yok. İşte D-8, D-8 dediğimiz dünyanın Endonezya’sından Nijerya’sına kadar kurulmuş bir organizasyon. Ama varlığı ile yokluğu arasında fark yok. Çünkü Türkiye’de kimse bu müesseselerin, bu birlikteliklerin ayağa kalkmasına, biz varız demesine fırsat ne yazık ki vermiyorlar” diye konuştu.
Yapılacak seçimlerin önemli kararlar ile gerçekleştirileceğini ifade eden Karamollaoğlu, insanların geçimlerini sağlayamadığını belirterek, “Biz 14 Mayıs’ta oylarımızı kullanırken aslında işsiz olan insan, ‘arkadaş ben iş istiyor muyum, istemiyor muyum’. O istikamette oy kullanacak. Veya geçimini sağlayamıyorsa ‘ben geçimimi sağlayacak kadar bir ücret almak istiyor muyum, istemiyor muyum’. Onun oyunu kullanacak. Şu an çalışan insanlar kendi geçimini sağlayamıyorlar. Türkiye’mizde bir garabet var, bir türlü bunu kıramıyorlar. Bunu bir tek kıran Allah rahmet eylesin Erbakan Hoca’mız olmuştur. Nedir bu asgari ücret görüşmeleri. Devlet bir noktaya geliyor asgari ücret ne olsun? Yani bir sanayici, bir işveren bu rakamın altında bir ücret veremesin, çalıştırdığı insana bu rakamın seviyesi ne bir açlık sınırından bahsedilir ne demek yani açlık sınırında ücret alan bir insan sadece ailesinin karnını doyuracak ama diğer hiçbir ihtiyacının karşılanmasına gücü yetmez. Elektrik faturasını kim ödeyecek? Gazı kim ödeyecek? Çocuğun ayakkabısının parasını kim ödeyecek? Çocuğun okul masraflarını kim ödeyecek? Şu anda açlık sınırı 10 bin lirayı geçti. Devlet şimdi asgari ücrete yeni bir asgari ücret belirledi; 8 bin 500 TL. Allah’tan kork. Karnını doyurmasına yetecek parayı bile vermiyorsun. Böyle bir mantıkla Türkiye’de gelir dağılımında adalet sağlanabilir mi?” ifadelerini kullandı.
Namaz Vakti
10 Haziran 2023
İmsak | 03:28 | ||
Güneş | 05:12 | ||
Öğle | 12:43 | ||
İkindi | 16:34 | ||
Akşam | 20:04 | ||
Yatsı | 21:41 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|