Son Dakika

Vaat edilmiş topraklar..! Ve Erbakan Hoca'nın dilinden Arzı Mev'ud

Arz-ı Mev'ud topraklarına dair sorgulamalar internette araştırılıyor. Yahudilere sözde vaat edilmiş topraklar olarak bilinen Arz-ı Mev'ud'a ilişkin detaylar haberimizde.. .

GÜNDEM 01.10.2024, 21:05
Vaat edilmiş topraklar..! Ve Erbakan Hoca'nın dilinden Arzı Mev'ud
Siyonist İsrail'in Filistin halkına yönelik zulüm ve baskısı her geçen gün artıyor. Siyonist İsrail'in Filistin'deki zulmünün temeli tarih boyunca çeşitli siyasi, toprak ve dini anlaşmazlıklara dayanmaktadır. Siyonizm'in kökeni olan Arz-ı Mev'ud'un ne anlama geldiği ve haritada açıkça nerede bulunduğu merak ediliyor. İşte tüm detayları ile Yahudilere vaat edilen sözde topraklar konusu....

Yahudilere göre Kudüs, "Tanrı'nın seçtiği şehir" olarak nitelendirilir ve "ulusların tam ortası" yani dünyanın bir nevi merkezi olarak tanımlanır.
İbrânîce'de "Eretz Israel" (İsrâil diyarı) denilen bu bölge Ahd-i Atîk'te "Ken'an diyarı" (Tekvîn, 11/31; 17/18; Çıkış, 6/4), diye de zikredilmektedir.
İkinci Mâbed döneminden itibaren ise "arz-ı mev'ûd" diye adlandırılmış olup Ahd-i Cedîd'de de bu isimle geçmektedir (İbrânîler'e Mektup, 11/9).

-İsrailoğulları, Hz. Musa'nın önderliğinde Mısır'dan çıkarak Sina Dağı'na gelmişler ve kendilerine vaat edilen Arz-ı Mev'ûd topraklarına sahip olacaklarına inanmışlardır. Yahudilerin bu topraklar için Hz. İbrâhim, Hz. İshak, Hz. Ya'kūb ve Hz. Mûsâ'ya ve onların soyundan gelenlere Tanrı tarafından vaat edildi iddiası vardır. Ancak İsrailoğulları, bu toprakları elde etmek için Tanrı ile yaptıkları antlaşmalara ve ahitlere uymaları gerektiğine inanırlar.
-İsrailoğulları'nın tarihine göre, Hz. Musa'nın önderliğinde Mısır'dan çıkan kavim, vaat edilen topraklara giremeyerek cezalandırılmış ve liderlik Yeşu'ya devredilmiştir. Yeşu önderliğinde Filistin topraklarına giren İsrailoğulları, bölgedeki yerli halklarla savaşarak topraklarının büyük bir kısmını ele geçirmişlerdir.
-M.Ö. 11. yüzyılın sonlarına doğru İsrailoğulları'nın ilk devleti İsrail kurulmuş, Kral Saul'dan sonra Hz. Davud Kudüs'ü fethederek başkent yapmıştır. Bu dönem, Kudüs'ün kutsallığının başladığı kabul edilir.

Yahudiler arz-ı mev'ûddan uzaklaştırıldıktan sonra (m.s. 70) daima oranın hayaliyle yaşamışlar, zaman zaman ortaya çıkan sahte mesîhler de oraya kavuşma idealini körüklemişlerdir. Bu mesîhlerden bazıları "arz-ı mev'ûd"u önce Filistin, sonra da bütün yeryüzü şeklinde yorumlamışlardır. Siyonizm hareketinin ortaya çıkış sebebi de arz-ı mev'ûd idealinin gerçekleşmesi arzusudur.

Arz-ı mev'ûd tabiri Kur'ân-ı Kerîm'de geçmemekte, ancak Hz. İbrâhim ve Lût'un "bereketli kılınmış" bir diyara ulaştırıldıkları anlatılmaktadır. (el-Enbiyâ 21/71).
Kur'an'da "arz-ı mukaddese", "bereketli arz" gibi ifadelerle anılan ve İsrâiloğulları için yaratıldığı belirtilen bu yerin neresi olduğu açık olarak bildirilmemiştir.
Nitekim bu âyetlerin tefsirinde çeşitli yerler üzerinde durulmuş, bazı âlimler bu yerin Şam ve Mısır, bazıları Mescid-i Aksâ'nın bulunduğu Kudüs ve Lübnan dağı çevresi olduğunu söylerken diğer bazı âlimler de kesin bir yer belirtmenin doğru olmayacağını, ancak Fırat ile Mısır arasında bir yer olması gerektiğini ifade etmişlerdir.

Güney sınırı: "Tsin çölünden Edom boyunca olacak ve cenup sınırınız şarka doğru Tuz denizinin ucundan olacak ve sınırınız Akrabbim yokuşundan cenuba doğru dolaşacak ve Tsin'e geçecek ve onun uçları Kadeş-Barnea'nın cenubunda olacaklar ve Hatsar-Addar'a çıkacak ve Atsmon'a geçecek ve sınır Atsmon'dan Mısır vadisine kadar dolaşacak ve onun uçları deniz yanında olacaktır" (Sayılar, 34/3-5; Tesniye, 15/2-4). Buradaki Tsin çölü Kadeş'in kuzeydoğusunda yer almakta ve arz-ı mev'ûdun güney sınırını teşkil etmektedir. Tuz denizi bugünkü Ölüdeniz'dir. Akrabbim yokuşu Ölüdeniz'in güneyinde, bugünkü Nakb es-Safâ, Hatsar-Addar Kadeş-Barnea'nın kuzeybatısındaki Vâdilkudeyrât, Atsmon da Vâdilkudeyrât'ın batısındaki yerdir. Mısır vadisi ise, Gazze'nin güneybatısından Akdeniz'e açılan Vâdilarîş'tir. Arz-ı mev'ûdun güney sınırını belirten bu ifade, Ruhban metnine aittir ve Negev'in büyük bir kısmını arz-ı mev'ûda katmaktadır.

Batı sınırı: "Büyük deniz ve onun kıyısı olacaktır" (Sayılar, 34/6; Yeşu, 1/4). "Garp denizi"de (Tesniye, 11/24) denilen bu deniz Akdeniz'dir.
Kuzey sınırı: "Büyük denizden Hor dağına kadar kendinize işaret koyacaksınız. Hor dağından Hamat'a girilecek yere kadar işaret koyacaksınız ve sınırın uçları Tsedâd'da olacak ve sınır Zifron'a çıkacak ve onun uçları Hatsar-Enan'da olacaktır" (Sayılar, 34/7-9). Arz-ı mev'ûdun kuzey sınırı, Ahd-i Atîk'in diğer yerlerinde Lübnan olarak belirtilmektedir (Tesniye, 11/24; Yeşu, 1/4). Söz konusu Hor dağının Güney Anadolu'daki Toros dağları olduğu da ileri sürülmüştür (Ancien Testament, s. 326); fakat genel kanaat, bunun Lübnan dağı (Cebelilübnan) olduğu yönündedir. Esasen Ahd-i Atîk'in hiçbir yerinde arz-ı mev'ûdun kuzey sınırı Lübnan bölgesini aşmamaktadır.

Doğu sınırı: "Ve şark sınırınız için Hatsar-Enan'dan Şefam'a kadar işaret koyacaksınız ve sınır Şefam'dan Ain'in şark tarafında Ribla'ya inecek ve şarka doğru Kinneret denizinin yanına dokunacaktır ve sınır Erden'e inecek ve uçları Tuz denizi yanında olacaktır" (Sayılar, 34/10-12). Kinneret denizi Taberiye gölüdür. Ahd-i Atîk'te doğu sınırı "büyük ırmak, Fırat ırmağı" olarak da gösterildiği halde (Tekvîn, 15/18; Tesniye, 11/24; Yeşu, 1/4), Sayılar, 34/10-12'de Rab Yahova tarafından Hz. Mûsâ'ya çizilen doğu sınırı Taberiye ve Lut göllerinin doğu tarafındaki bölgeyle sınırlı kalmaktadır. Doğu sınırının Fırat'a kadar uzatılması ideal ölçülere göredir ve yahudi tarihinde hiç gerçekleşmemiştir. İsrail tarihinin en parlak dönemi Hz. Süleyman devri olmasına, Hz. Süleyman'ın "Irmaktan Filistîler diyarına ve Mısır sınırına kadar bütün ülkeler üzerinde saltanat sürdüğü" (I. Krallar, 4/21) belirtilmesine rağmen krallığın doğu sınırı asla Fırat'a varmamıştır.

Millî Görüş lideri rahmetli Erbakan Hoca, emperyalist ABD’nin Siyonist İsrail’in hedeflerine hizmet ettiğini, sahip olduğu ekonomik ve siyasi gücün imkânlarını kullanarak İsrail’in “Arz-ı Mev’ud” hayallerini gerçekleştirilmesine yardımcı olduğunu söylemişti.
Siyonist İsrail ve ABD, Golan hamlesi ile İslâm dünyasının gündemine bir kez daha bir işgal girişimiyle girdi. İsrail’in Kudüs ve Batı Şeria ile başlayan büyük toprak işgalleri şimdi ABD’nin desteği ile Golan’a da yayılıyor. Rahmetli Erbakan Hoca, “Ortadoğu’nun şımarık oğlanı” dediği İsrail’in Arz-ı Mev’ud üzerindeki toprak işgallerini sürekli dile getirmişti. 
İşte Erbakan Hoca'nın tarihi uyarısı:
“İsrail bayrağı üzerinde gösterilmiş. İki tane mavi çizgiden birisi Fırat’ı birisi Nil’i gösteriyor. Fırat neresi Fırat Türkiye. Ne diyor bu bayrak? Biz Türkiye dâhil bütün Ortadoğu’yu kendi kontrolümüz altına alacağız. O zaman dünya hâkimiyetimiz tesis edilecek. 5 bin yıldan beri bunun için hazırlanıyorduk, zeminleri hazırladık, İsrail’i kurduk, şimdi Arz-ı Mev’ud topraklarını İsrail’e dâhil etmemiz lazım. Ee bunun vakti geldi, çünkü dünya tek kutupludur, bu gücü temsil eden Amerika da avucumuzun içindedir. O halde bir bir Arz-ı Mev’ud üzerindeki ülkeleri yok edelim ve dünyada bizim emrimizi dinlemeyecek hangi ülkede hangi yönetim varsa onu ikna edelim, yerine kendi yönetimimizi kuralım. Karar budur, uygulama budur. İşte bu uygulama dolayısıyla gördüğünüz gibi Afganistan işgal edildi, Irak işgal edildi, şimdi Suriye-İran işgal edilmek isteniyor. Sonra Mısır, Suudi Arabistan ve arkadan da Türkiye. Kim söylüyor bunu İsrail bayrağı söylüyor” ifadelerini kullanmıştı.

Erbakan Hoca, hem AKP hükümetini hem ülke insanlarını hem de tüm dünya Müslümanlarını uyarmış, Suriye, Mısır ve ileride nihai hedef olarak Türkiye’nin Arz-ı Mev’ud’u İsrail’e katma Planı çerçevesinde ele geçirilmek istendiğini söylemişti.
Necmettin Erbakan, “Biz Millî Görüşçüler, yıllardan beri Amerika’nın İsrail’in asırlık hedeflerine hizmet ettiğini, tek kutuplu bir dünya olmanın imkânlarını kullanarak İsrail’in “Arz-ı Mev’ud” politikasının gerçekleştirilmesine yardım ettiğini, Amerikan müdahalesinin, Filistin, Afganistan, Irak’la sınırlı olmadığını, sırada Suriye, İran, Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye’nin bulunduğunu söylemekteyiz. Uykuda olanlar veya işbirlikçiler, bu sözlerimizi hep, “Komplo teorisi” şeklinde itham ettiler. İşte şimdi “Takke düştü, kel göründü” demişti.

Yıllardır Siyonizm'in hedefinin Arz-ı Mev'ud olduğunu aktaran Erbakan Hoca, uyarılarını şöyle sürdürmüştü:

Millî Görüş lider Erbakan günümüzde etkisini gösteren mezhep çatışmasına da o dönemde dikkat çekmişti:

.
"Dış mihraklar bir yandan Arz-ı Mev’ud’u adım adım İsrail’e katmak için çalışırken, öbür yandan da Türkiye’mizi güçsüzleştirmek, (mazaallah) yumuşak lokma haline getirip bölmek, 2. Sevr’i uygulamak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermektedirler.Kur’an-ı Kerim’de Rabbimizin anlattığı ve salih kullarını varisi kıldığı Arz-ı Mev’ud bölgesine göz diken Yahudiler binlerce yıldır rüyasını kurdukları işgali son yıllarda gerçekleştirme peşinde."
“Dış politikadaki anlayış ve uygulamalar sebebiyle, Müslüman ülkelerde ve öncelikle Arap âleminde, Türkiye aleyhine bir hava süratle gelişmektedir. Türkiye, Amerika ve İsrail’le birlikte, Irak’ı parçalamak ve bir bölümünü işgal etmekle, Amerika, İngiliz, İsrail üçlüsünün Ortadoğu planlarına destek olmakla suçlanıyor. Bugün apaçık ortaya çıkmıştır ki, sözüm ona dost ve müttefik Amerikalı, İngiliz ve İsrailliler, İslâm âlemindeki bütün etnik ve mezhep kesimlerini birbirleri aleyhine kışkırtmaktadırlar. Bu kışkırtmalardan Türkiye de hissesini almaktadır.”

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 05 Ekim 2024
İmsak 05:11
Güneş 06:31
Öğle 12:32
İkindi 15:49
Akşam 18:24
Yatsı 19:38
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı