Flaş Haber
Ümmetin Habibullah Hasreti
Yunanistan’ın İslam düşmanlığının bir tezahürü: Batı Trakya’daki Zulüm
Yunanistan ile Türkiye arasındaki problemlerin başında Batı Trakya’daki Türk azınlığa yönelik uygulanan baskı ve zulüm dolu politikalar geliyor.
GÜNDEM
31.01.2023, 04:35
1

Türkiye ile Yunanistan arasındaki problemleri irdeleyeceğimiz yazı dizisinin ilk bölümünde Batı Trakya Türklerinin içerisinde bulunduğu acı durumu ele alacağız. Yunanistan topraklarının kuzeydoğusunda yer alan Batı Trakya’da 140-150 bin civarında Türk yaşamaktadır. Yunanistan’ın toplam nüfusunun yaklaşık 11 milyon kişiden oluştuğunu düşünürsek bu sayı azımsanacak bir seviyede değildir. Yunanistan, Lozan Barış Anlaşması ile birlikte Batı Trakya’da bulunan Türkleri azınlık olarak kabul ederken bölge halkının hakları gerek ikili anlaşmalar gerekse de uluslararası temelli akitlerle güvence altına alınmıştır. Her ne kadar kâğıt üzerinde Batı Trakya Türklerinin hakları güvence altında bulunsa da pratikte bu durumun pek bir karşılığı yoktur. Zira Batı Trakya Türkleri, Yunanistan devletinin çeşitli zulümlerine maruz kalmaktadır.
Türkiye ile Yunanistan’daki Türk ve Rum azınlıkların hakları Lozan Anlaşması’nın 37-45. maddeleri ile güvence altına alınmış olsa da Yunanistan, siyasi konjonktüre göre Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskı politikasını şiddetlendirmektedir. Türkiye ile ilişkilerin seyrine göre Batı Trakya Türklerine zulümlerde bulunan Yunanistan, 1950’lere kadar bölge halkı üzerinde şiddetli bir baskı yapmamıştır. Fakat bu tarihten sonra gerek Kıbrıs’taki Türklere yönelik şiddet politikası gerekse de Selanik’teki Türk makamlarına yapılan saldırılar Türkiye’de bir refleks uyandırmıştır. Söz konusu refleks doğrultusunda Türkiye’de bulunan Rumlar zor günler geçirmiştir. Bunun üzerine Yunanistan da Batı Trakya Türklerine yönelik akıl almaz zulümlere başlamıştır.
Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine yönelik uyguladığı zulüm politikasının ilk büyük halkasını 1955 yılında çıkarılan “Vatandaşlık Kanunu” teşkil eder. Bu kanun ile birlikte Yunanistan’da ikamet edip de Yunan asıllı olmayanların ülke dışı seyahatte bulunmaları halinde vatandaşlıktan çıkarılacakları duyurulur. Yine bu kanunu takip eden süreçte Türk azınlığı aleyhinde birtakım adımlar atılır. Bu doğrultuda Türklerin mülkiyet hakkı kısıtlanır, Türklere topraklarını sadece Yunanlara satabilme şartı getirilir. Batı Trakya’daki Türk azınlığa sosyal hayatlarını kısıtlayıcı nitelikte zorlukların yaşatıldığı bu süreçte ehliyet alma hakkının engellenmesi, kimi arazilerin kamulaştırılması veya askeri alana dönüştürülmesi gibi uygulamalarda bulunulur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan öncülüğünde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından Batı Trakya Türklerine yönelik zulüm daha da artar. Devlet destekli sivil görünümlü yapılar tarafından Batı Trakya Türklerine akıl almaz saldırılarda bulunulur, Türklere ait mal ve mülkler tahrip edilir. Peşi sıra gelen yıllarda Türklere yeni baskılarda bulunulur. 1980 yılında çıkarılan 1091 sayılı kanun ile Türk azınlığa ait vakıfların ekonomik ve idari yetkileri kısıtlanır.
Yine 1980 yılında çıkan bir kanun ile Yunanistan, Batı Trakya Türklerine yönelik zulüm dolu bir adım atar. Bu doğrultuda Batı Trakya azınlığına ait vakıfların ve servetlerinin idare ve işletmesine dair yetki Batı Trakya Müftülüğü’nün elinden alınır. Söz konusu yetki Yunanistan devleti tarafından atanan valilere verilirken bu karar 1989’a dek uygulamaya geçemez. 1989 sonrası uygulanan bu kararda 1996 yılında yapılan değişiklikle valilerin yetkileri bölge genel sekreterliği makamına devredilir.
1980 sonrası dönemde Batı Trakya Türklerine yönelik baskı artış gösterir. Bu süreçte Yunanistan’ın Batı Trakya’da uyguladığı zulümden eğitim müessesesi de nasibini alır. 1984 yılında alınan karar ile ortaokul ve lise mezuniyet sınavlarının Yunanca yapılmasına hükmedilir. 1995 senesindeki düzenleme ile de okullardaki Türkçe ders sayısı azaltılır.
Yunanistan’ın siyasal alanda Batı Trakya Türklerine gerçekleştirdiği baskı ve çifte standardın somut bir halde yaşandığı bir olay vardır. Buna göre 1990’da yapılan seçimlerde Batı Trakya Türk azınlığından Dr. Sadık Ahmet Gümülcine’den, Ahmet Faikoğlu da İskeçe’den bağımsız milletvekili seçilir. Söz konusu seçim zaferini hazmedemeyen Yunanistan makamları, gerçekleştirilen seçimlerin ardından kanunlarda değişikliğe gider ve bağımsız adayların seçilme barajını yükseltir. Bu gelişmenin ardından 1993’te yapılan seçimlerde ne Ahmet ne de Faikoğlu milletvekili seçilir.
Yunanistan'ın Batı Trakya Türklerine uyguladığı zulümlerin arasında müftülük meselesi de yer alıyor. Batı Trakya Türkleri, her ne kadar Lozan Anlaşması ile birlikte dini alandaki faaliyetlerini Yunanistan hükümetinden bağımsız olarak gerçekleştirme hakkına sahip olsa da uzun yıllardır Yunanistan bu hakka engel oluyor. 1985 yılından bu yana Lozan'ın bahse konu maddelerini görmezden gelen Yunanistan, Batı Trakya'da görev yapacak müftüleri kendisi atıyor. Batı Trakya halkı söz konusu uygulamaya şiddetle karşı çıkarken bölgede ikisi Batı Trakya halkı tarafından seçilmiş ve ikisi Yunanistan hükümeti tarafından atanmış olmak üzere dört müftü bulunuyor. Batı Trakya halkı tarafından seçilen müftülere akıl almaz zulümlerde bulunan Yunanistan güçleri, söz konusu isimleri görev gasbında bulunmakla suçluyor ve haklarında çeşitli yaptırımlar uyguluyor.
Batı Trakya'daki Müslüman Türk nüfusun silinmesi için çalışmalarda bulunan Yunanistan, bu plan çerçevesinde bölgeye binlerce kişi getirdi. Özellikle eski Sovyet bölgesinden çok sayıda Yunan asıllı kişi Batı Trakya'ya getirilirken söz konusu kişiler için bir kısım araziler verildi ve Rodop'ta Romania, İskeçe'de ise Eketenpol adlı göçmen yerleşim birimleri kuruldu. 1920'li yıllarda bölgedeki toprağın yüzde 84'üne sahip olan Batı Trakyalı Türklerin günümüzde sahip olduğu toprak oranının yüzde 25 düştüğü belirtiliyor.
Sözün özü emperyalist güçlere maşalık yapmaya ve olmayacak hayaller kurmaya doymayan Yunanistan’ın “Müslüman Türk düşmanlığı” çerçevesinde gerçekleştirdiği zulümlere maruz kalanlar arasında Batı Trakya Türkleri de bulunuyor. Bölgedeki Müslüman Türkler, Yunanistan güçleri tarafından çeşitli baskılara uğrarken Yunanistan’ın temel amacının bölgeyi “Yunanlaştırmak” olduğu görülüyor. Bu doğrultuda Batı Trakya halkına hayatı çekilmez hale getirmek isteyen Yunanistan, dini, ilmi, maddi ve kültürel birçok alanda akıl almaz uygulamalar gerçekleştiriyor. Gerek Batı Trakya’daki Türk azınlığın insanca bir yaşama kavuşması gerekse de Yunanistan’ın küstah hayallerine engel olunması adına söz konusu zulümlerin durdurulması büyük önem arz ediyor.
Türkiye ile Yunanistan’daki Türk ve Rum azınlıkların hakları Lozan Anlaşması’nın 37-45. maddeleri ile güvence altına alınmış olsa da Yunanistan, siyasi konjonktüre göre Batı Trakya Türkleri üzerindeki baskı politikasını şiddetlendirmektedir. Türkiye ile ilişkilerin seyrine göre Batı Trakya Türklerine zulümlerde bulunan Yunanistan, 1950’lere kadar bölge halkı üzerinde şiddetli bir baskı yapmamıştır. Fakat bu tarihten sonra gerek Kıbrıs’taki Türklere yönelik şiddet politikası gerekse de Selanik’teki Türk makamlarına yapılan saldırılar Türkiye’de bir refleks uyandırmıştır. Söz konusu refleks doğrultusunda Türkiye’de bulunan Rumlar zor günler geçirmiştir. Bunun üzerine Yunanistan da Batı Trakya Türklerine yönelik akıl almaz zulümlere başlamıştır.
Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine yönelik uyguladığı zulüm politikasının ilk büyük halkasını 1955 yılında çıkarılan “Vatandaşlık Kanunu” teşkil eder. Bu kanun ile birlikte Yunanistan’da ikamet edip de Yunan asıllı olmayanların ülke dışı seyahatte bulunmaları halinde vatandaşlıktan çıkarılacakları duyurulur. Yine bu kanunu takip eden süreçte Türk azınlığı aleyhinde birtakım adımlar atılır. Bu doğrultuda Türklerin mülkiyet hakkı kısıtlanır, Türklere topraklarını sadece Yunanlara satabilme şartı getirilir. Batı Trakya’daki Türk azınlığa sosyal hayatlarını kısıtlayıcı nitelikte zorlukların yaşatıldığı bu süreçte ehliyet alma hakkının engellenmesi, kimi arazilerin kamulaştırılması veya askeri alana dönüştürülmesi gibi uygulamalarda bulunulur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan öncülüğünde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından Batı Trakya Türklerine yönelik zulüm daha da artar. Devlet destekli sivil görünümlü yapılar tarafından Batı Trakya Türklerine akıl almaz saldırılarda bulunulur, Türklere ait mal ve mülkler tahrip edilir. Peşi sıra gelen yıllarda Türklere yeni baskılarda bulunulur. 1980 yılında çıkarılan 1091 sayılı kanun ile Türk azınlığa ait vakıfların ekonomik ve idari yetkileri kısıtlanır.
Yine 1980 yılında çıkan bir kanun ile Yunanistan, Batı Trakya Türklerine yönelik zulüm dolu bir adım atar. Bu doğrultuda Batı Trakya azınlığına ait vakıfların ve servetlerinin idare ve işletmesine dair yetki Batı Trakya Müftülüğü’nün elinden alınır. Söz konusu yetki Yunanistan devleti tarafından atanan valilere verilirken bu karar 1989’a dek uygulamaya geçemez. 1989 sonrası uygulanan bu kararda 1996 yılında yapılan değişiklikle valilerin yetkileri bölge genel sekreterliği makamına devredilir.
1980 sonrası dönemde Batı Trakya Türklerine yönelik baskı artış gösterir. Bu süreçte Yunanistan’ın Batı Trakya’da uyguladığı zulümden eğitim müessesesi de nasibini alır. 1984 yılında alınan karar ile ortaokul ve lise mezuniyet sınavlarının Yunanca yapılmasına hükmedilir. 1995 senesindeki düzenleme ile de okullardaki Türkçe ders sayısı azaltılır.
Yunanistan’ın siyasal alanda Batı Trakya Türklerine gerçekleştirdiği baskı ve çifte standardın somut bir halde yaşandığı bir olay vardır. Buna göre 1990’da yapılan seçimlerde Batı Trakya Türk azınlığından Dr. Sadık Ahmet Gümülcine’den, Ahmet Faikoğlu da İskeçe’den bağımsız milletvekili seçilir. Söz konusu seçim zaferini hazmedemeyen Yunanistan makamları, gerçekleştirilen seçimlerin ardından kanunlarda değişikliğe gider ve bağımsız adayların seçilme barajını yükseltir. Bu gelişmenin ardından 1993’te yapılan seçimlerde ne Ahmet ne de Faikoğlu milletvekili seçilir.
Yunanistan'ın Batı Trakya Türklerine uyguladığı zulümlerin arasında müftülük meselesi de yer alıyor. Batı Trakya Türkleri, her ne kadar Lozan Anlaşması ile birlikte dini alandaki faaliyetlerini Yunanistan hükümetinden bağımsız olarak gerçekleştirme hakkına sahip olsa da uzun yıllardır Yunanistan bu hakka engel oluyor. 1985 yılından bu yana Lozan'ın bahse konu maddelerini görmezden gelen Yunanistan, Batı Trakya'da görev yapacak müftüleri kendisi atıyor. Batı Trakya halkı söz konusu uygulamaya şiddetle karşı çıkarken bölgede ikisi Batı Trakya halkı tarafından seçilmiş ve ikisi Yunanistan hükümeti tarafından atanmış olmak üzere dört müftü bulunuyor. Batı Trakya halkı tarafından seçilen müftülere akıl almaz zulümlerde bulunan Yunanistan güçleri, söz konusu isimleri görev gasbında bulunmakla suçluyor ve haklarında çeşitli yaptırımlar uyguluyor.
Batı Trakya'daki Müslüman Türk nüfusun silinmesi için çalışmalarda bulunan Yunanistan, bu plan çerçevesinde bölgeye binlerce kişi getirdi. Özellikle eski Sovyet bölgesinden çok sayıda Yunan asıllı kişi Batı Trakya'ya getirilirken söz konusu kişiler için bir kısım araziler verildi ve Rodop'ta Romania, İskeçe'de ise Eketenpol adlı göçmen yerleşim birimleri kuruldu. 1920'li yıllarda bölgedeki toprağın yüzde 84'üne sahip olan Batı Trakyalı Türklerin günümüzde sahip olduğu toprak oranının yüzde 25 düştüğü belirtiliyor.
Sözün özü emperyalist güçlere maşalık yapmaya ve olmayacak hayaller kurmaya doymayan Yunanistan’ın “Müslüman Türk düşmanlığı” çerçevesinde gerçekleştirdiği zulümlere maruz kalanlar arasında Batı Trakya Türkleri de bulunuyor. Bölgedeki Müslüman Türkler, Yunanistan güçleri tarafından çeşitli baskılara uğrarken Yunanistan’ın temel amacının bölgeyi “Yunanlaştırmak” olduğu görülüyor. Bu doğrultuda Batı Trakya halkına hayatı çekilmez hale getirmek isteyen Yunanistan, dini, ilmi, maddi ve kültürel birçok alanda akıl almaz uygulamalar gerçekleştiriyor. Gerek Batı Trakya’daki Türk azınlığın insanca bir yaşama kavuşması gerekse de Yunanistan’ın küstah hayallerine engel olunması adına söz konusu zulümlerin durdurulması büyük önem arz ediyor.
Namaz Vakti
23 Mart 2023
İmsak | 05:12 | ||
Güneş | 06:32 | ||
Öğle | 12:50 | ||
İkindi | 16:18 | ||
Akşam | 18:59 | ||
Yatsı | 20:14 |
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|
Takımlar | O | P |
---|