İSAR HİKAYELERİ

Çok can sıkıcı şeylerden mi bahsediyoruz? Bazen olanı ve olması gerekeni yazarken iç karartan, umutsuzluğa düşüren hususlara mı işaret ediyoruz diye düşünmeden edemiyorum. Halbuki ben özellikle gençler üzerinden ümitli bir gelecek algısına sahibim.

Bugün sizlere içimizi ısıtacak ve geleceğe dair umutlarımızı besleyecek iki hikaye paylaşmak istiyorum. Buyurun;

Çantadaki iyilik

İhtiyaç sahibi çocuk ve gençlerimiz için giyim kampanyası düzenlemiş, sahiplerine ulaştırmak için içlerinde 150 TL para bulunan giyim alışveriş kartlarını dağıtmaya başlamıştık.

Bir emekli din gönüllüsü hocamızın torunları olan yetim kardeşlerin bulunduğu evdeki gençlere birer kartı verip hatırlarını da sorup ayrıldık. Ertesi gün Cuma vaazında Din gönüllüsü hocamız, yürütmekte olduğumuz her biri 25 tl olan kırtasiye çantası kampanyasından bahseder. Namaz sonrası 15-16 yaşlarında bir genç, elindeki 25 tl ile gelip şöyle söyler; hocam rica etsem bu para ile bir kardeşimize kırtasiye dolu okul çantası ulaştırabilir misin?

Kendisi İhtiyaç sahibi iken başka muhtaç kardeşlerine yardım yapmak için gayret eden bir genç.

Peki kimdi bu genç?

Bu genç, bir gün önce kendisine 150 tl giyecek yardımı yaptığımız yetim gençlerden birisi.

İlk duyduğumda bu yetim ve ihtiyaç sahibi gencin getirdiği 25 tl nin yardım kampanyalarımızı mayaladığını düşünüp gençlerin gönüllerindeki İyilik mayası için Rabb'ime hamdettim.

KOLİDEKİ 10 TL

Bu da bir başka hikaye;

İhtiyaç sahibi kardeşlerimizin sofrasına aş olmak duygusu ile 150 tl bütçeli büyükçe bir gıda kolisi hazırlayıp ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırmak için yola çıktık. Hedefimiz asgari 1350 gıda kolisi hazırlamaktı. Bu kampanya boyunca çok tatlı rekabetler oldu.

Ben de koli bağışlamak istiyorum ancak kampanya bitmeden yetişebilir miyim? diyenler, hemen 500 koli ben bağışlıyorum, 100 koli benden olsun diye yarışan kardeşler oldu. Çok güzel sonuçlar alındı. Bu kadar aktif sonuçlar karşısında şaşkınlıklar yaşıyorduk. Bunun sonucunda 1350 koli hedefi aşılarak1800 koliye ulaştı. Kampanyamız hala da devam ediyor.

Varlıklı kardeşlerimizin cömertçe yaptıkları yardımlar elbette çok güzel ve muhteşemdi. Ancak bir gün; yapılan bağış ekstrelerini incelerken karşılaştığım bir bağış beni hem duygulandırdı. Hem de çok mutlu etti.

Listede İmam hatip Lisesi mezunu kendisi de ihtiyaçlı tanıdığım genç bir yetim delikanlının ismi vardı. Merhum babası da bir iyilik abidesi olan bu delikanlı ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırılmak üzere bir miktar parayı eft yoluyla bağışlamış. Miktar mı?

10 tl. Evet 10 tl.

Tek seferde bağışlanan yüzlerce kolinin yanında küçük bir rakam gibi gözüken bu miktar beni duygulandırmaya, ve mutlu etmeye çoktan yetmişti. Elbette varken verebilmek de çok zordur. Cömertlik ve paylaşma bilinci insani erdemlerin en yücelerindendir. Amenna...

Peki ya yokken paylaşmak?.

İşte onun tarifi çok farklı. Düşünsenize bu delikanlı hem yetim, hem ihtiyaçlı. Hatta bayramda kendisine giyecek bir şeyler alsın diye 150 tl’lik giyim alışveriş kartı verdiğimiz bir genç . Yok olan harçlığından ayırıp infak ediyor...

Kendisi muhtaçken verebilmenin adına İSAR der İslam.

İyilik en güzel bulaşıcıdır. İyiliği salgına dönüştürmek kurtuluş ilacımızdır. İsarı tanım olarak bilmese dahi fiilen uygulayan gençleri çoğaltmak umuduyla Ramazan ayını fırsat bilmek lazım. İyiliğin mayası bu ayda atılır.

Bu iyilik çalışmaları ile ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin sıkıntılarını bir nebze olsun hafifletebilmek elbette bizi mutlu ediyor.

Bununla birlikte en az bunun kadar iyiliğin yayılmasına ve vermek, yardım etmek için geniş imkanlara sahip olmak zorunda olunmadığı bilincinin yerleşmesine, katkı sağlamaktan dolayı da huzurluyum.

Hep diyoruz ya “Dünyayı iyilik güzelleştirecek.” İyiliği yayalım.

Umudu iyilikle büyütenlerden olabilelim diye dua ile vesselam..!

Osman HAZIR

12.04.2021

Mersin