28.04.2021, 16:19 125

Kaygıdan kurtulmak 

İnsan mutluluğunun önündeki en büyük engel kaygıdır. Samuel Smiles’in ifadesi ile o, yarının faresinin bugünün peynirini yemesidir. Öyle olunca insanlar yaşadıkları anın ne kadar büyük bir ni’met olduğunun farkına varmazlar. Oysa ki Kur’an iman edenleri tarif ederken“vela havfun aleyhim ve lahum yahzenun” yani “.. onlar geleceğe yönelik kaygı geçmişe dair üzüntü içinde olmazlar” der. 

 Demek ki hakiki imanın meyvesi insanın geleceğe yönelik kaygı ve geçmişe yönelik hayıflanma ve mahzuniyet içinde olmaması. Kanımca bunlar hali hazırdaki mutluluğun da önündeki engellerdir. Bunların belli dozlarda insan zihninde bulunması anlaşılabilir lakin insan hayatını kaygılar, korkular, hüzünler ve acılar yönetmeye başlayınca kişi hayatın içinde özne olabilme keyfiyetini kaybeder.  

Öyleyse Allah ve ahiret inancının verdiği güçle ve ışıkla insan, kaygılarını ve korkularını yönetebilmelidir. Bir insan düşünün, geçmişimde şayet şu mesleği seçseydim şimdi şunlar, bunlar daha iyi olurdu diye hayıflanır veya bir başkası bunu evliliğiyle ilgili düşünür ya da bir başkası başka şey için. Bunlar geçmişe ait hüzünlerdir ve insanin huzurunu bozar. Bir de insanın huzurunu bozan geleceğe yönelik kaygıları vardır. Elden ayaktan düşersem bana kim bakar? Okulumu bitiremezsem ben ne yaparım? Ya işimi kaybedersem?  

Oysa ki vahyin dilinde bunların hepsi “vesvese” olarak isimlendirilir. Bu vesveseler içimizdeki fıtri halin değil dışardaki bir gücün tesiriyle oluyor. Onun için belki de buna “şeytani vesvese” diyoruz. Zira şeytan içerde değil dışarda yani senden olmayandır. İşte insanı alıkoyan da bu bizden olmayan düşüncelerdir. Mesela bir öğrenci illa ki “Tıp fakültesini” kazanmak ister. Adeta orayı kazanmak veya kazanamak hayat-memat meseledir. Zira o şimdiye kadar o bölümü bitirmeye şartlandırılmıştır.Lakin bunlar dışardan gelen fıtri değil ama suni algılardır. 

 Oysa ki hayat o bölümü bitirmek değil mutlu olmaktır. O bölümü bitirdiği halde hayatta mutlu olamayan ama Sümer dilini okuyup hem daha mutlu hem de başarılı olabilen insanlar vardır. Önemli olan insanların kendilerine hitap eden işlerle iştigal etmeleridir. 

Bir genç kız düşünün kendisine varlıklı bir bey ile evlenmesi şartlandırılmış. O kızcağızda sevdiği adama değil varlıklı olarak kendisiyle tanıştırılan bey ile evlenmiş. Lakin asla mutlu olamamış. Bu kızcağızın seçiminde kendisi değil kafasında oluşturulmuş kendisinden olmayan duygular hakim olmuş.  

Peki çözüm nedir? İnsan kendisi gibi nasıl olabilir? Aslında Kur’an insani kendisine çağırır. Kendin ol! demektedir.  Sana dayatılan fıtri olmayan herşeyi temizle hayatından. Bir insan şayet Allah’ın kuluysa ve ahiret hayatına inanıyorsa amir olmanın veya memur olmanın, sermayedar olmanın veya işçi olmanın, doktor olmanın veya  katip olmanın, varsıl olmanın veya yoksul olmanın, lider olmanın veya nefer olmanın, yukarda olmanın veya aşağıda olmanın  ya da evli olmanın veya evsiz olmanın ne önemi var?  Mühim olan insanın Allaha kul olmasıdır. 

İnsani özelliklere haiz bir hayat yaşamasıdır. Yaptığı işin ve bulunduğu ortamın Allah’ın rızasına vesile olduğunu düşünmesidir.  

Bir mahkum tevbe edip kendisini bulduysa zindanın ardında dahi mutlu olur da kendisini bulmayanlar saraylarda dahi olsa huzursuzluğun mahkumu olurlar. Kaygı insanın kendisine yabancılaşmasından kaynaklanır. Mühim olan mutlu olmam, varoluşal anlamımı bulduysam, kim olduğumun, nerde olduğumun ne ile iştigal ettiğimin önemi yok diyenler kaygı isimli zincirden kendilerini kurtarabilirler. 

Yorumlar (2)
Salahaddin lekesizer 3 yıl önce
Ruhu aşk ve muhabet Mühürüyle damgalı kalbi kutsi dava ile sevdalı sinesi heycan coşku tufanı ve şükür notaları ile örülmüş güzel insan Allah sevsin sevindirsin sevdiklerinin içine dahil etsin inşAllah
Selahaddin 3 yıl önce
Tesekkurler
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 25 Nisan 2024
İmsak 04:16
Güneş 05:44
Öğle 12:42
İkindi 16:26
Akşam 19:29
Yatsı 20:51
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı