Eskiden binbir emekle hazırlanmış eserler kaset halinde sunulurdu piyasaya.
“Falan sanatçı bilmem kaçıncı kasetini çıkardı.” Haberi duyulur duyulmaz kasetçi dükkânlarına akın ederdi sevenleri. Çok satan kaset sanatçının artı hanesine yazılırdı.
Bir kasete ortalama 8,10 eser sığdırılırdı.
1989 yılında “Yusuf Yüzlüler” kaseti ile tanıdık Hasan Sağındık’ı.
O günün şartlarında alışık olmadığımız bir tarz ve değişik bir söylemle çıktı karşımıza. Müziği de yorumu da kendine hastı. Adını da kendi koydu sonra: Asya Sentez
Neydi Asya Sentez?
Benzeri olmamak mı, başkası olmamak mı, neydi?
Özgün değildi, arabesk hiç değildi ki, arabeskin rakipsiz olduğu zamanlardı.
Cevabını sahibinden dinleyelim:
“Asya’nın ve kültürümün oluşturduğu duygularla, dünyanın bugüne kadar oluşturduğu müzik kültürünü birleştirmenin adıdır asyasentez.”
Martı sesleri eşliğinde döndüre döndüre az mı dinledik.
“Beni bu şehirden al götür anne…”
“Bu türküyü senle söylemek vardı…”
Şehirlerin zindan olduğunu, karanfillerin ağladığını ondan öğrendik.
Sonra Bosna’da Çeçenya’da gözü yaşlı analara Turnalarla selam saldık.
Ne adamlar tanıdık sonra, ne Süleymanlar gördük.
“Bitsin Seninle!” derken biliyorduk bitmediğini, bitmeyeceğini bu soylu sevdanın.
Ve aradan uzun yıllar geçti. Kasetler tedavülden kaldırıldı. Albümler bile demode oldu.
Şimdi tek eser, özel bir klip ve şaheser; Aklıma Düşenler.
“Her nerede tarih sesi duyarsam
Özlediğim zaman düşer aklıma”
Rahmetli Abdurrahim Karakoç’un eskimeyen dizelerine yine soylu nefes oldu Sağındık.
20 yıl sonra Diriliş Ertuğrul dizisinin platosunda 300 kişilik bir ekiple, Hakan Şahin’in yönetmenliğinde çekilen etkili bir müzik, harika bir yorumla sevenlerinin beğenisine sunulan bir eser.
Her dinleyişte şanlı mazimizin soylu ihtişamını yeniden hissettiğimiz harika bir çalışma.
Özlemiştik ağabey, kulaklarımızın da yüreklerimizin de pası silindi sayende.
Diline, yüreğine sağlık.
Youtube.com/c/HasanSa%C4%9…