İsmail Saymaz'dan Cahit Özkan iddiası: AKP yönetimi 'affını' istedi

Armağan Çağlayan’ın YouTube'da yayımlanan programına konuk olan AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın, AKP’nin “FETÖ finansörü” olmakla suçladığı Birleşik Arap Emirlikleri ile yeniden geliştirilmeye çalışılan ilişkilere dair yorumları parti içinde krize neden oldu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten Cahit Özkan'a tepki gelirken, gazeteci İsmail Saymaz'dan dikkat çeken iddia geldi.

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Saymaz, AK Parti yönetiminin Özkan'dan istifa etmesini istediğini ancak Özkan'ın direndiğini söyledi.
Saymaz şu ifadeleri kullandı:
“Öğrendiğim kadarıyla AK Parti’de, Grup Başkanvekili Cahit Özkan’dan istifa etmesi istendi. Ancak Özkan, direniyor.”

Program sırasında Armağan Çağlayan tarafından Özkan'a "Yakın zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ile yeniden ilişkiler kuruldu, imzalar atıldı. Ama hükümete yakın çevreler BAE'yi 15 Temmuz'un sponsoru ilan etmişti. Arada ne değişti?" sorusu soruldu.
Özkan şöyle yanıt verdi: 
“15 Temmuz’un mademki finansörü, mademki Türkiye’ye kast eden FETÖ terör örgütü ve Türkiye düşmanlarının finansörü, Birleşik Arap Emirlikleri. Esas sormamız gereken soru şu: Biz buna inanıyoruz, siz inanıyor musunuz? Biz de inanıyoruz. O zaman siz niye Birleşik Arap Emirlikleri ile beraber ilişki kurmamızı istediniz?
Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi bize ‘Niye Birleşik Arap Emirlikleri'ni dışlıyorsunuz?’ dedi. Sanki Birleşik Arap Emirlikleri dünyanın tek uluslararası süjesi ve onlarla ilişki kurmadık diye Türkiye uluslararası toplumda yalnızlaştığı ifadelerini kullandılar. Yahu benim çıkarım neyi gerektiriyorsa…
Benim şöyle bakmam lazım, belki de Birleşik Arap Emirlikleri baktı ki Türkiye'ye diz çöktüremiyor, baktı ki Türkiye'nin istiklalini engelleyemiyor, baktı ki Türkiye'ye dayanmadan, Türkiye ile birlikte yürümeden bölgesel ve küresel anlamda kendi menfaatlerinin aleyhine bazı şeyler ortaya çıkıyor, o zaman Birleşik Arap Emirlikleri -ben böyle okuyorum çünkü- teslim oldu. İşte güvenli enerji arzının Türkiye olmadan olamayacağını uluslararası toplum kabul etti.”