17.03.2021, 11:12 119

Affetmek nefret yükünden kurtulmaktır 

Merhametin, şefkatin, rikkatin, letafetin, muhabbetin, mürüvvetin ve meveddetin ruhumuzu çepeçevre sardığı zamanlarda içimize bir ışık doğar: Affetmek. 

Affetmek bir ahlaktır. Allah’ın kelamı bize bunu söyleterek başlar söze. Rahman Rahim Allah adıyla. Zira varlık bize her daim merhametli olmaya kodlanmıştır. Güne göz kapaklarımızı açarak başlarız. Bunu yapabilmek dahi bir merhamet tecellisidir.  

Hiç kapatamadığınızı veya kapattıktan sonra açamadığınızı düşünün? Gözümün kapaklarını dahi tamamen kapatamadığım bir dünyada gözümle gördüklerime özümü ve idrakimi niye kapatayım? diyebilmeli insan. 

Göz kapakları çok şey anlatır onu tefekkür edene! Sürekli kapanıp açılan göz kapakları. Sanki bize lisan-ı haliyle bazı şeyleri gör, bazı şeyleri görme! diyor. Güzellikleri gör çirkinlikleri görme! dercesine. İyilikleri takdir et kötülüklere sabret diyor sanki! Madem ki hata yapmak mukteza-i  beşeriyettir öyleyse yaşadığımız hayatta insanoğluyla ünsiyetin bozulmaması için bazı hatalara, hamlıklara, nadanlıklara ve suçlara göz yummak gerekiyor. 

Bir ayna’nın karşısına geçip sormalı kendisine. Ben hatasız mıyım? Madem ki ben hatalarla doluyum öyleyse affedilmeyi murad ediyorsam affetmeyi de arzu edebilmeliyim. Aslında benim muhatabımı affetmem kendimi affetmem demek. Zira o affedemediğim hata’nın başka versiyonları benim hayatımda dahi mevcut. Kur’an peygamberlerin hatalarını deşifre ediyor. Etmeyebilirdi ama bunun bir hikmeti var. Hatasız insan yok hatırlatması.  

Allah resulü’nu öldürmeye yeltenen Gavresi hatırlayalım. Ne yaptı bizim rol modelimiz? Gavresi idam ettirebilirdi ama affeyledi. Geldiği yere gönderdi. Mekke’nin fethinde provakatörler dışında herkes affedildi. Oysa ki onlar bir zamanlar ehli tevhide zulmediyorlardı. Lakin yaşamayı öğrenmek için affetmeyi bilmek lazım. Hem affetmekte değişik bir iksir var. 

Yıllar önce kardeşine zulmettiği için hapiste olan iki kardeşin belgesel videosunu izlemiştim. Mahkumu tanıyordum. Çok değişmişti. Lakin videoya kaydedilen o tabloda mahkum şöyle diyordu: “ Hapishanedeyim, burda çok değişik suçlardan insanlar var. Onların yüzüne bakıyorum ama senin yüzüne bakamıyorum. Beni affedebilecek misin? “diyordu kardeşine.  

Çok dokunaklı sözlerdi bunlar. Sarıldılar ve dakikalarca ağlaştılar. O belgeseli izleyeli on seneyi geçti ama sanki dün gibi zihnimde taptaze. Sanki ağabeyi Habili öldüren Adem’in oğlu Kabil’in nedameti vardı o mahkumda. Manevi bir ışık tecelli etmişti  insan yüreğine dokunan o odada. O mahkumla iletişimim daha başka oldu o günden sonra. 

Affetmek aslında insanın kendisini affetmesidir. Kendisine iyilik etmesidir. Zira intikam gönül yüküdür. İnsan affedince rahatlar ve hafifler. Zihin dünyası sükun bulur. 

Ders sırasında mahkumlara sordum: Kimleri affedemiyorsunuz hayatınızda? Hepsi birilerini söyledi. Haklı gibi görünen gerekçeleri de vardı. Hatta çıktıktan sonra iki mahkum intikam almayı da düşündiklerini söylediler. Çıkmanıza ne kadar var dedim birinin sekiz yılı diğerin on iki yılı daha vardı. Onlara dedim ki bu içinizdeki nefret ve adavet en az siz burdan çıkana kadar devam edecek. Sizi her gün acıtacak. Oysa ki tıpkı peygamberlerin yaptığı gibi yapın affedin ve Rabbe havale edin. İçinizdeki yükü hafifletin. 

Eski Türk filmlerinde gerçek hayat hikayelerinden yazılan senaryoları bilirsiniz. Öz babasını öldüren kan davalisinin yıllar sonra kızına aşık olup iç dünyasında sevgiyi tadınca kan davasını unutup kayınpederinin canını kurataran o hikayeleri. 

Evet bir kalpte sevgi hakiki olsa o vakit adavet mecazi olur. Uhuvveti inşa etmenin tek yolu affetmeyi öğrenmektir. 

 

Selam ve dua ile 

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:15
Güneş 05:43
Öğle 12:42
İkindi 16:26
Akşam 19:30
Yatsı 20:52
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı