“İran'ın bu saldırıyı yok sayması beklenemezdi"

Ortadoğu’da sular durulmuyor. Siyonist İsrail, İran'ın Şam'daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. İran, saldırıya cevap olarak misillemesini gerçekleştirdi. İran tarafından İsrail'e 200'den fazla insansız hava aracı ve düzinelerce füze fırlatıldı. "Gerçek Vaat Operasyonu" adı verilen operasyona başka ülkeler de destek verdi. İsrail’in bölgeyi ateşe vermek için çalıştığını ifade eden Saadet Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, savaşı yaymak için İran’ın Şam büyükelçiliğine saldırısının kınanması gerektiğinin altını çizerek, “Bu saldırı İsrail’in hukuk tanımazlığının, pervasızlığının yeni bir örneği olmuştur. Siyonizm’in bütün insanlık için bir tehdit olduğu gerçeğini tekrar göstermiştir. Gazze’de sıkışan İsrail, ateşi bölgeye yaymak, Batı’da bile yitirmeye başladığı desteğini tekrar toparlamak adına buradaki İran Büyükelçiliğine saldırı düzenledi. İran’ın da bu saldırıyı yok sayması düşünülemezdi. Hiçbir şey olmamış gibi hareket etmesi beklenemezdi. İran’ın tepki vermesi meşru müdafaa hakkıdır. İran’ın bu tepkisi anlaşılabilir bir durumdur. Uluslararası hukukta da hiç kimse bu noktada İran’ın bu tepkisine karşı bir tez ortaya koyamaz” dedi.

İran’ın kendi hukukunu koruması gerektiğini belirten Kaya, Gazze’nin ise geri plana düşmemesi için çağrıda bulunarak, “İsrail’in kurduğu tuzağa dikkat edilmelidir. 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonunu çatışmanın başlangıcı olarak sunan İsrail, bir süre sonra İran’ı gerekçe göstererek Gazze’yi tamamen unutturma çabası içine girecektir. Bu doğrultuda insanlık vicdanı nezdinde Filistinli kardeşlerimizin Gazze’de uğradığı soykırımın gözlerden uzaklaştırılmaması gerekiyor. Asıl problem Gazze’de devam eden soykırımdır. Asıl odaklanılması gereken nokta budur. Elbette İran hiçbir şey olmamış gibi davranmayacaktır. İsrail de ABD’yi daha da yakınına çekerek siyasi desteği doğrudan askeri destekle devam ettirmeyi hedeflemektedir. Her şeye rağmen İran’ın karşılık verme hakkının kabul edilebilir olduğunu söylemek gerek” ifadelerini kullandı.

Yaşananların ardından Türkiye’nin de adımlar atması gerektiğini ifade eden Kaya, Türkiye’nin herhangi bir üssünü kullanıma açmaması için çağrıda bulunarak, “Türkiye kesinlikle İran’a karşı herhangi bir üssün, ister NATO’ya ait olsun, ister ABD’ye doğrudan bağlı olsun fark etmez,  kullanılmasına asla müsaade etmemelidir. İran’ı tehdit eden Türkiye’de Batılı ülkelere ait üsler İran’a karşı kesinlikle kullandırılmamalıdır. Türkiye hava sahasını bu amaçla kullanmak isteyenlere açmamalıdır. Türkiye bu anlamda Gazze’yi işin merkezinde tutacak diplomatik çabalar içine girmelidir. İsrail’in bölgede yapmak istediği şey çok açıktır. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi ‘yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe verebilirler.’ İşte bu gerçeği de asla unutmadan İran nezdinde de gereken girişimler mutlaka yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’a yapacağı ziyarete dikkat çeken Kaya, bu konunun orada gündeme geleceğini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanı yakında Irak’a gidecek. Bu konu orada da gündeme gelecektir. Suudi Arabistan ve Ürdün ile de iletişim kanalları açık olmalıdır. BM nezdinde aktif bir tutum içine girilmelidir. 7 Ekim sonrası İsrail karşıtı tavır belirleyen ülkelerle dirsek teması sağlanmalıdır. Türkiye İsrail’in nihai hedefi olan ateşin bölgeyi sarmaması için aktif olmalı ve Gazze’de ki soykırımı sürecin merkezine taşımalıdır. Aynı zamanda İsrail’in İran’ın meşru müdafaa hakkına karşı yeni bir saldırgan tutum içine girmesini engelleyecek adımlar atılmalıdır” diye konuştu.