Fransa'nın Afrika'daki kara lekesi: Cezayir Soykırımı! Fransa'nın Afrika'daki kara lekesi: Cezayir Soykırımı!
Cennetmekân Erbakan Hocamızın yarım asır önce kafalarımıza çakmaya başladığı Siyonizm tehlikesi ve sonrasındaki Büyük Ortadoğu Planı, artık normal bir durummuş gibi ulu orta seslendirilir oldu.
Hatta başta bizim topraklarımız olmak üzere birçok İslam coğrafyasında da normal karşılanmaya başlandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu, Amerika yoluna çıkarken öyle sözler etti ki, Millî Gazete’nin manşetinden başka neredeyse bu sözleri gündeme getiren olmadı.
Dedik ya artık hemen herkes her şeyi normal karşılamaya başladı.
Biz ise Erbakan Hocamızın kafamıza çaktığı çivi ile ortalıkta dolaştığımız için Netanyahu’nun sözlerini ya da tehditlerini oldukça fazla önemsiyoruz herhalde.
Peki tekrar hatırlayacak olursak, Netanyahu ne demişti? “Trump ile oturup Ortadoğu’nun haritasını yeniden çizeceğiz” derken kumsalda kumdan kale yapacak rahatlıkta idi…
Rahat olmasının sebepleri belliydi tabii.
Önce Irak’ı ve Saddam’ı, sonra Libya’yı ve Kaddafi’yi ve ardından da Mısır’da Müslüman Kardeşlerimizle birlikte Mursi’yi toprağa düşürünce değneksiz köyde köpeksiz gezer oldular.
Elbette unutmadık, son olarak hem işgalciler adına hem de işgalcilere asker olan hainler adına Suriye ise ustalık eseri oldu!
Yapıp ettikleriyle de övünüyorlar.
“Allah’ım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi de helak etme” diye dua ediyoruz, başka da elimizden bir şey gelmiyor…
Her şeyi bir kenara bırakalım; İsrail’in Şam’ın kapılarına kadar dayanmasına ses etmeyen ya da sadece kınayan yetersizler ile aynı havayı teneffüs ediyor olmanın vebaliyle yaşıyoruz.
Önceki gün Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Suriye Cumhurbaşkanı Şara, ortalık yere bir çağrı yaparak ülkesini işgal eden İsrail’e baskı yapılması için yardım talep etti.
Açıkçası muhatabı kimdi biz anlayamadık.
Peki size soralım: “İsrail’i, işgal ettiği Suriye topraklarından bir tek adım dahi olsa geri ittirecek bir güç var mı?”
Varsa söyleyin, biz de öğrenelim.
Gelelim esas konumuza...
Biraz önce de belirttiğimiz gibi Netanyahu, Amerika yoluna çıkarken tüm İslam coğrafyasını tehdit etmişti.
Yetmedi, Amerika’da Trump ile el ele verip alaycı bir dille sanki Beylikdüzü’nden arsa parselliyormuş edasıyla emellerini sıraladılar.
İlk sözü alan Trump, "ABD, Gazze Şeridi'ni devralacak ve orada bir iş yapacağız. Oraya sahip olacağız ve sahadaki tüm tehlikeli patlamamış bombaların ve diğer silahların sökülmesinden, yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağız" derken alaycı bir tavır da takınmıştı. İşgal hevesini Gazze ile sınırlı tutmayan Trump, sıranın Batı Şeria’ya geleceğini de aynı rahatlıkta dillendiriyordu.
Trump’ı dinleyen Netanyahu ise keyifliydi.
Netanyahu’dan başka Trump’ı dinleyen milyarlarca Müslüman ve onların başındaki idareciler vardı.
Bu dehşet verici sözler karşısında birkaç Arap ülkesinden cılız tepki geldi.
Türkiye’den ise tek konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dı. Fidan da, "Bu teklif kabul edilemez" ifadelerini kullandı. 
Başka da konuşan olduysa biz duymadık…
Ya da bizim duymayacağımız bir tonda tepki gösterildi…