Günümüzde muteber fıkıh âlimleri ve fetva heyetleri, mazereti olanların sandalye vb. üzerinde namaz kılmalarının ve bu oturakların safların arkasına koyulmasının caiz olduğuna fetva vermişlerdir.
Ancak bu geçmiş yıllarda bir ara yapılmak istenen camilere, kiliselerde olduğu gibi sıralar koyulması ve bütün cemaatin bu sıralara oturarak namaz kılmaları anlaşılmaması gerekmektedir.
Bugün âlimlerin fetva verdikleri sandalye vb. üzerinde namaz kılmanın geçmişte TBMM'ye sunulan saçma teklifle bir alakası ve benzerliği yoktur.
Namazda nasıl oturulacağına gelince; Hanefî Mezhebine göre, oturabiliyorsa teşehhüdde oturduğu gibi oturur. Bu şekilde oturamıyorsa dilediği gibi oturur. Malikî Mezhebine göre, secdeler ve teşehhüd halleri dışında bağdaş kurarak oturması menduptur. Hanbelî Mezhebine göre, rükû ve secde hâli dışında bağdaş kurarak oturması sünnettir. Dilediği gibi oturması da caizdir. Şafiî Mezhebine göre ise, oturarak namaz kılan kimsenin secde ve teşehhüt hâli dışında ayaklarını altına sererek oturması sünnettir. Bu şartlarla oturmaya gücü yetmeyen kimse ise, dört mezhebe göre de dilediği gibi oturur.
Oturarak namaz kılan kimse rükû ve secde yapabiliyorsa yapar; yapamıyorsa ima ile yapar. Bu durumda secde için yaptığı ima, rükû için yaptığı imaya göre biraz daha eğimli olur ki bu vaciptir. Ayakta durabildiği halde oturmaya ve rükû ve secde yapmaya gücü yetmeyen kimse ise, rükû ve secde için, ayakta iken ima eder. Bu durumda yine secde için, rükû için eğildiğinden biraz fazlaca eğilir.