Nasıl ki yaşadığımız dünya coğrafyasıyla, iklimiyle renkleriyle ve canlı çeşitliliğiyle tek dize ve tek tip değil; zaman dilimleri de aynı şekilde farklılık arz eder.

Allah bazı mekanları bazı mekanlara üstün kılmış; Mekke ve Medine gibi, bazı şahısları üstün kılmış; peygamberleri diğer insanlara üstün kıldığı gibi, aynen bunun gibi bazı zamanları da diğer zamanlara üstün kılmış; gün içinde seher vakti, haftanın günlerinde Cuma, gecelerde kadir gecesi ve aylar içerisinde Ramazan ayı...

Gerek zemin ve gerek zaman bakımından bu çeşitlilik ve farklılık Rabbimizin hususi bir nimetidir. Nimetler kendisine şükürle ziyade olur.

İşte Ramazan ayı nimetine şükür her Müminin boynunun borcudur. Bu ayın faziletini ve farziyetini idrak etmekle bu nimete şükür süreci başlar. 

Öncelikle Kur'anın kendisinde indirildiği ay olması ve Kadir gecesini içerisinde barındırması ilk zikredilmeye değer özelliğidir.

Kendisinde bin aydan daha hayırlı bir gece bulunan Ramazan ayı kendisini ihya motivasyonunu zirveye taşımaktadır. Özellikle de Kadir gecesinin arandığı son on gece.

Ramazan  ayı, insanlığı şirkin karanlığından  imanın aydınlığına, Cehaletin zulumatından ilmin nuruna, kula kulluk zindanından Allah'a kulluk neşesine çıkaracak olan, alem cehiliyyetin karanlığında debelenirken ilk emri Yaratan Rabbinin adıyla oku olan  Kur'an nurunun Hıra Nur'da Rasulüllahın kalbine indiği gibi Mümin gönüllere ineceği Bereket ayıdır.

Ramazanın faziletini ifade eden  bir kaç Hadisi Şerifi arz ederek yönelişimizi ve bu ayın hakkını verme meylimizi zirveye çıkarmaya gayret edelim:

 " Ramazan ayı geldiği zaman, Rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapatılır ve Şeytanlar zincire vurulur. "

İşte şeytanlar zincirlere vurulmuş iken insan şeytanlarına ve nefsin şehevi duygularına dur diyerek sonuna kadar açılan Cennet kapılarına doğru manevi yürüyüşü gerçekleştirelim.

"Kim, inanarak ve Sevabını Allah'tan umarak Ramazan ayını ihya ederse geçmiş günahları affedilir. "

Bu ve benzeri Hadisi Şeriflere baktığımız zaman, Kur'an ayı Ramazanı Şerif’te, Cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı, Cehennem kapılarının sonuna kadar kapatıldığı ve şeytanların zincirlere vurulduğu ayrıca inanarak, sevabını Allah'tan umarak tutulan oruçların geçmiş günahların affına vesile olacağı ifade edilmektedir.

Gündüz orucu, gece teravihi ile başı rahmet, ortası günahlardan mağfiret ve sonu Cehennemden azat olan bu mübarek ay, kulların manevi bir sığınağıdır.

Sadece avamın orucu diye tabir edilen gündüz yeme ve içmeyi terketmek suretiyle tutulan oruçla sınırlı kalmamalı kalbin ihyası ve gönlün inşası bütün azaları harama kapatarak bina edilmelidir.

İftar sofrasında iftarı beklerken, iftar ettirdiği kardeşlerinin mutluluğu ayrı bir huzurun ve sevabın kaynağı olur.

Fakiri, fukarayı ve muhtacı görüp gözetmek  başta Gazze olmak üzere mazlum ve mustazaf İslam coğrafyasını unutmadan Ramazanın bereketinden istifade etmeye çalışmak gerekir.

Peygamberimiz, Ramazanı ihya ederken ibadetlerinde ve zikrinde daha da yoğunlaşması, cömertlikte akan sular gibi coşması mutlaka örnek alınmalıdır.

Peygamber Efendimizin ilk gazvesi Bedir ve Mekke'nin Fethi Ramazan ayında vuku bulmuştur. Bu sebeple Ramazan, hem maddi, hem de manevi fetihlerin ayıdır. Gönülleri fethetme ayıdır.

Bu yönüyle Ramazan; aklı, naklin emrine verip aklı selimi, fıtratın nadide güzelliğini koruyarak zevki selimi, başta küfür ve nifak olmak üzere kalbi manevi hastalıklardan koruyarak kalbi selimi elde etme ayıdır.

Ramazan ayı Müslümanlarda bir uyanış ve diriliş ayı olmalıdır. Toplum olarak Ramazan ayının bereketinden yeterince istifade edemiyoruz.

Yine de Ramazanı Şeriften hakkıyla istifade edilmemekle birlikte bir manevi atmosfer oluşuyor. İnsanlar daha önce yaptığı bazı yanlışları terketme ve yapmadığı iyiliklerden bazısını yapma tercihinde bulunuyorlar. Fakat Müslümanların şuurlu bir şekilde inançta, ibadette, muamelatta ve ümmet bilincinin tahakkukunda bir dirilişin olduğunu söyleyemeyiz maalesef.

 İnsanlar, Ramazanın bireysel, ailevi, toplumsal ve manevi olarak ne mana ifade ettiğini idrak ederlerse o zaman Ramazanın bereketinden daha iyi istifade edebilirler. Bu şekliyle Ramazanın maddi ve manevi bereketinden toplum olarak  hakkıyla istifade ettiğimiz söylenemez.

Topluma yön veren kanaat önderlerinin ve alimlerin özelde Ramazan ayı ve genelde her zaman toplumu doğru yönlendirmesi gerekiyor. Bu doğru yönlendirme yapılmadığı için insanlar farzı bırakıp nafilelere sarılıyor,haramı rahat bir şekilde işleyip mübahın çoğundan sözüm ona takva adına kaçıyor.

Öncelikler şerri değil de şeri olursa Allah’ın rızasını elde edebiliriz.

Ramazan ayının dirilişe sebep olması için toplum olarak bu mübarek ayı ciddi manada muhasebe ayı ilan etmemiz gerekir. Her fert "BU GİDİŞ NEREYE" diye kendine sorması lazım. Akademik kariyere kurban edip maneviyatı tamamen tahrip olan çocuklarımız ve yanlış alışkanlıkların pençesine attığımız gençliğimizin kurtuluşu için planlama yapmalı, dağılmayla yüz yüze gelen aile yapımızı toparlama derdine düşmeliyiz.

Çocuklarda erken ergenlik sorununa dikkat! Çocuklarda erken ergenlik sorununa dikkat!

Tefekkürden ve nefis muhasebesinden arınmış bir şekilde dirilişin gerçekleşmesi mümkün değildir.

Ayrıca hayat tarzımızı sorgulamamız ve değişmez tutku gibi sarıldığımız bazı nefsani arzularımızdan kurtulmamız gerekir.

Rahmet yağmurları sağanak sağanak  yağarken kalp kabını dolması için açanlar ancak bu rahmet sağanağından istifade ederler. İman nuruna gönül penceresini açanlar ancak bu iman nurundan istifade ederler. Kalp kabını ters çeviren bu rahmetten nasıl istifade etsin? Gönül evinin penceresine nefsani kara kara perde çekenler nuru ilahiden nasıl istifade etsinler?

 Şeytanlar zincirlere vurulduğu halde hala namazsız, oruçsuz bir Ramazan geçirilip, bir takım günahlar ısrarla işleniyorsa, nefislerin en üst düzeyde şeytanı sevindirecek bir yapıyla karakterize olduğu ortaya çıkmaktadır.

Hakkıyla ihya edilen Ramazan ayı, taklidi imandan tahkiki imana geçişi sağlar ve yılın tamamına rengini verir.

Ramazan ayı bitince ibadet hassasiyetimiz,  aile hayatımız, ticari hayatımız, insanlarla ilişkilerimiz müsbet manada Kuran ve Sünnetin istediği boyutta ilerliyorsa işte o zaman Ramazanın bereketinden istifade ettiğimiz söylenebilir.

Ramazanı şerif kalbi selim, aklı selim ve zevki selim elde etmek için kıymetini bilene ne büyük bir fırsattır.