Şehit Muhammet Mursi’ye vefa programı… “Adını tarihe şerefle yazdırdı”

Mısır’da iktidarı gasp eden darbeciler tarafından cezaevinde şehit edilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, vefatının 3. sene-i devriyesinde İstanbul’da düzenlenen bir programla anıldı. Mursi Demokrasi Derneği tarafından organize edilen programa Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Uluslararası İslam Peygamberine Destek Komitesi Genel Sekreteri Muhammed es-Sağir, Mısır Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin gibi isimlerin yanı sıra yüzlerce Mısırlı katılım sağladı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program Muhammet Mursi’yi anlatan sinevizyon gösterileri ve konuşmalar ile devam etti. Programa onur konuğu olarak katılması beklenen Tunus eski Cumhurbaşkanı Munsif Marzuki ise sağlık sorunları sebebiyle programa katılamadı.

Mustafa Kaya, “Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca’mızın sözüyle hatırlatmak isterim ki ‘Zulüm ebedi olamaz, kötülük bir gün mutlaka hüsrana uğrayacaktır.’ Mısır gibi medeniyetlerin beşiği olan bir coğrafyada, özellikle son bir asırda meydana gelen talihsiz hadiselerin asıl sebepleri üzerinde durularak, tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması elzemdir. Ülkenin zenginlikleri belli bir kesimin kontrolü altında tutulmaya çalışılırken, ülkesi için mücadele gösteren darbe karşıtları hukuksuz yaptırımlara maruz bırakılmaktadır. Mısır halkının onurlu direnişi yeniden parlak günlerine dönecektir. Tarih her zaman olduğu gibi tiranlarız zorbaların değil haklı davaları uğruna canını ortaya koyanların destanını yazacaktır” ifadelerini kullandı.

Anma programında Muhammed Mursi’nin devlet adamlığından övgüyle bahseden Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, “Rahmetli Mursi, Mısır için yaşayan ve Mısır için çalışan gayretli bir devlet adamıydı. Ülkesi için iyi işler yaptı. Mısır’ı kalkındırdı. Mısır halkının refahını artırdı. Ülkesindeki gıda sorununu çözdü, sosyal adaleti sağladı. Dar gelirli Mısırlıları rahata kavuşturdu. Mısırlı çocukların, gençlerin eğitimini çok önemserdi, eğitim kadrolarına on binlerce yeni öğretmen atadı. Kadınlara yönelik desteklere imza attı. Yolsuzlukla mücadele gerçekleştirdi. Mursi’yi neden devirmek istediler?  Çünkü İslam ülkelerini diktatörlerin yönetmesini istiyorlardı. Bilginin, aklın, fikrin İslam dünyasına hakim olmasını istemiyorlardı. Her şey Vatikan’ın olsun ama hiç bir şey Müslümanlara ait olmasın istiyorlardı. Mursi’nin devrilmesinde Siyonizm’in rolü vardı çünkü Mursi, Filistin mücadelesine açıkça destek vermekteydi. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır” diye konuştu.

Programda katılımcılara hitap eden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, “Tarihin sayfaları, halkını ezen, sömüren ve zulümlerle inşa ettiği gücünü hiç kaybetmeyecekmiş gibi saltanat süren zorbaların, tiranların hikâyeleriyle doludur. Tiranların hikâyeleri, dünyanın her yerinde zulme, haksızlığa, adaletsizliğe karşı insanlık onurunu savunan dava insanlarının öncülüğündeki zaferlerle son bulmuştur. İşte bugün tarihin geçmiş sayfalarından birine adını şerefle yazdırmış olan kahraman mücadele adamı Muhammed Mursi’yi anmak için bir aradayız. Muhammed Mursi’yi görevden uzaklaştıranlar en büyük kötülüğü Mısır halkına karşı yapmıştır. Zira Mısır halkı maruz kaldıkları zorbalıklara, eşitsizliğe, hukuk tanımazlığa, kaba kuvvete karşı seslerini yükseltmek için meydanlara çıkmıştı. Mısır halkının bu haklı taleplerini göz ardı eden darbeciler Mısır’a eski zorba düzeni geri getirdiler. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve onlarca siyasetçi haksız yargılamalara maruz kaldı. Mursi ve arkadaşlarına yönelik verilen zalimce cezalar kayıtlara geçmiştir” diye konuştu.

Mısır’ın ve diğer mazlum İslam yurtlarının kurtuluşu için çözüm önerileri sunan Mustafa Kaya, “Müslümanların mazideki parlak günlerini özlemle yâd eden ve geleceğe yönelik yeni bir çıkış yolu arayan İslam dünyasının mensupları olarak dünyaya yeniden ‘Adil’ vasfını kazandırmak istiyorsak öncelikle kendi coğrafyalarımızdaki düzeni sağlamalıyız diye düşünüyorum. İtiraz ettiğimiz değil ittifak ettiğimiz konuları öne çıkarmalıyız. İşte tam da bu sebeple, Necmettin Erbakan Hoca’mızın D-8’i üzerine kurduğu ilkeleri bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Savaş değil barış, çatışma değil diyalog, çifte standart değil adalet, üstünlük değil eşitlik, sömürü değil adil düzen, baskı ve tahakküm değil insanlar hakları ve demokrasi. İşte bugün bizler bu ilkelerle hareket etmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.