O SÖYLEDİYSE DOĞRU SÖYLEDİ

Hz. Ebubekir, iki lakabı da güzel: ATİK yani cehennemden azad olan, SIDDÎK yani doğrulayan, tasdik eden, mühür basan… İmanı öyle güçlü ki; tüm saldırılara, çamurlara, iftiralara elinin tersiyle red cevabı veriyor ve O dediyse doğru söyledi diyor. Vahyi ilk tasdik ettiğinde de zaten Sıddıklığı hak etmiş, böylece hicrette yar-i gar/ mağara arkadaşı olma ödülünü kazanmıştı.

       Günümüz dünyasında ortaya çıkan bütün sıkıntıların, hastalıkların, bunalımların tek çaresinin Allah’a iman olduğunu bu çilekeş insanlardan öğreniyoruz. En büyük üzüntüleri, yoklukları, işkenceleri gördükleri halde öylesine sarıldılar ki davaya, çağlarını saadet asrına dönüştürdüler. Bu zorlu ve dikenli yolda yürümek elbette sabır ister, tevekkül ister, teslimiyet ister…

       Doğumu da vefatı da Efendimizden iki yıl sonra. Fil vakasından 52 gün sonra dünyayı şereflendiren kutlu doğum… İki yıl sonra dünya yine hayırlı bir doğuma şahit oluyordu.  632’de hüzne boğulan dünya, iki yıl sonra yeni bir hüzne kucak açıyordu. Dünya, iki aziz dostu peşpeşe Dost’a uğurluyor. Hüzün dünyası... Sevdiklerimiz teker teker kayıp giderken yine iman, yine sabır, yine umut devreye giriyor.

Efendimiz (s.a.v)’in vefatının yaklaştığını hisseden Sıddık(r.a); ağlıyor, sızlıyor, hazan yaprağı gibi titriyor.  En yakını, en sevdiği, en çok desteklediği, en çok beraber olduğunun acısını yüreğinin en derin köşesinde hissediyor. El firak, el firak, ah ayrılık! Bu ıstırap uzun sürmüyor ve iki yıl sonra mağara arkadaşları ahiret kardeşliğine, cihad arkadaşları Cennet komşuluğuna, kader arkadaşları ebedi mutluluk yoldaşlığına erişiyordu.

       İşte gerçek iman bu! Amenna ve saddakna diyebilmek. O’ndan gelen her şeye razı olmak, teslim olmak; O emrettiyse başım gözüm üstüne demek; acaba şöyle mi böyle mi bana göre/bence/bize göre demeden; en büyük virüs olan enaniyet /bencillik putuna fırsat vermeden; Rabbimizin yolunu takip etmek… Maddi virüsler dünyamızı karartır ama manevi virüsler /haramlar/günahlar hem dünyamızı hem ahiretimizi karartır.

Mağaradaki müjdelere ulaşıp ikinin ikincisi olabilmek… Üçüncülerinin olduğunu bilmek… LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA/Üzülme Allah bizimledir hitabına mazhar olmak… Bugün bizim de Sıddık olmamız, dosdoğru olmamız gerektiğini, SADIKLARLA beraber olmamızı hatırlatıyor…