13.06.2021, 09:42 72

Ölüm Gerçeği ve Haziran Ayı

(Unutmayınız ki) Her nefis ölümü tadıcıdır (dünya hayatı geçicidir); sonra Bize döndürüleceksiniz.”(Ankebut:57) diye buyuran Cenabı Allah, ölümün mutlak olduğunu, bundan kaçışın mümkün olmayacağını bildiriyor. Anlaşılıyor ki, ölüm yok oluş değildir. Öyle olsaydı, varlığın bir anlamı olmazdı. Ne varlığın keyfiyetinin bir anlamı ne de dünyaya gelişin ve burada yaşayışın ve gidişin... Bütün bunlar, ölüm gerçeğinden sonra olacak olan gerçek bir hayatın delilidir.

Bu gerçeğe rağmen, sebep ve amaç ne olursa olsun tarih boyunca ölümsüzlük üzerine arayışlar hep olmuştur. Bilimsel olarak da düşünsel olarak da… Öyle ki bu düşünce, masalların da esrarengiz konusu olarak yerini almıştır. “Ab-ı hayat”, ölümsüzlük suyu arayışları bunun sonucudur. Bugüne kadar da bu gerçeklikten kaçışın mümkün olmadığını, bunu gerçekleştirme uğrunda çalışanlar da hakkalyekin görmüşlerdir. Önemli olan bu hakikate hazırlanmak ve olan bitenden ibret alarak bu hayatı yaşamaktır. “Vaiz olarak ölüm yeter” diye buyurmuyor mu Allah’ın Elçisi?

İnsanoğlu, ibret alması gerekirken, bu hakikatten neden korkar? İşte meselenin esası buradadır. Yûnus Emre: “Ölümden ne korkarsın/Korkma ebedî varsın” derken ölümün hak, varlığın ebedi oluş gerçeğine vurgu yapmaktadır. Ne var ki bu gerçeklikte nelerin kendilerini beklediğinden korkanlar, ölümden kaçışı bir kurtuluş olarak görmektedirler.

Yaradılış hikmetini kavrayan insan, ölümlerden ders alır ve gerçek hayata kendini hazırlar. Malcolm X diyor ki, “Eğer ölmeye hazır değilseniz, kelime bilginizden “özgürlük” kelimesini alın.”, ölümün gerçekliğini kabul eden, yeni hayatı da kabulde zorlanmaz. “Ölümü özüne sevdir, nasıl olsa gelecek” diyen Hz. Ebubekir (r.a.)in bu hikmetli sözüne kulak verilmez mi? İnsan, bu hayatın kendisine, bir emanet olarak verildiğini ve bu emaneti, sahibi takdir ettiği zamanda da geri alacağını, buna da emanetçinin hiçbir itirazının olamayacağını bilir, her aklıselim de bunu kabul eder. Şair Fuzûlî de dizelerinde buna değinir:

“Cânı cânân dilemiş vermemek olmaz ey dil
Ne nizâ eyleyelim ol ne senindir ne benim.”

Şair Erdem Beyazıt, ölümden korkulmaması ve hayatta onun özümsenerek yaşanması gerektiğini Peygamberimizin, “Ölmeden önce ölünüz” kutlu sözünün manasını dizelerinde işlemiştir:

Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm;

Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.

Necip Fazıl da ölüm hadisesine bir güzelleme yaparak konuya yaklaşır:

Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...

Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?

Hiç şüphesiz ölümün vaktini ve yerini Cenabı Allah’tan başka kimse bilemez ve ancak o takdir eder. Biz, bu ayda vefat eden önemli bazı şahsiyetlerin isimlerini zikredeceğiz ve ecelin vakti ve saati geldiğinde o kişilerin toplumsal statüsüne bakılmadan bu hayattan nasıl çekip alındıklarını da bilmekteyiz.        

Edebiyatçısından sanatçısına; yazarından şairine; filozofundan sosyologuna; gazetecisinden işadamına; sporcusundan teknik adamına; müzisyeninden senaristine ve sinemacısına; askerinden siyaset adamına ve devlet adamına kadar pek çok tanınmış ünlü zatın Haziran ayında vefat ettiği ve Rabbine dönmüş olduğu bilinmektedir.

Şair yazar ve Senaristlerden;

Cemil Meriç, Cahit Zarifoğlu, Abdurrahim Karakoç, Ayşe Şasa, Peyami Safa, Orhan Kemal, Cahit Külebi, Necmettin Hacıeminoğlu, Halide Nusret Zorlutuna, Ahmet Haşim, Maksim Gorki, Nazım Hikmet, Cengiz Aytmatov, Mina Urgan, Victor Hugo, Yaşar Nuri Öztürk...

Sanatçılardan;

Ayşegül Atik, Enis Fosforoğlu, Kazım Koyuncu, Hüseyin Baradan, Turgut Özatay, Ayhan Işık, Tanju Gürsu, Sümer Tilmaç, Anthony Quinn, Michael Jackson...

            Bilim/ilim, Sosyolog, Filozof, Tarihçilerden;

Fuat Sezgin, Afet İnan, Ali Şeriati, Hilmi Ziya ülken, Max Weber, Karl Marx, Michel Foucault, İbni Sina…  

Spor Dünyasından;

Ümit Kayhan, Muhammed Ali Clay, Coşkun Özarı...

Asker, Siyasetçi ve Devlet Adamlarından;

Muhammed Mursi, Besim Üstünel, Murat Sökmenoğlu, Ronald Reagan, Güven Erkaya, Ayetullah Humeyni, Dündar Taşer, Fuat Köprülü, Süleyman Demirel, Sultan Abdülaziz… Haziran ayında vefat eden ünlülerden bazılarıdır. Ayrıca son peygamberimiz Hz Muhammed (sav)in de bu ayda vefat etmiş olduğunu beirtelim.

Yeri geldikçe ahirete, gerçek diyara giden Allah'ın kullarından söz edeceğiz. Bu gidiş ama Haziran ayında, ama diğer aylarda olmuş olsa da, bundan kaçışın mümkün olmadığı kesindir. O halde biz kullarına düşen Sıratı Müstakim üzere bir hayat sürerek gerçek âleme hazırlıklı gitmektir. Cenabı Allah bizleri rızasına uygun yaşayıp giden kullarından eylesin.

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 06 Mayıs 2024
İmsak 04:00
Güneş 05:32
Öğle 12:40
İkindi 16:27
Akşam 19:39
Yatsı 21:05
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı