20.08.2021, 18:05 101

“TEKNO EMPERYALİZM”

Milletler hangi etnik yapıdan okurlarsa olsunlar, hangi dini inanca sahip olurlarsa olsunlar nesiller arası, kuşaktan kuşağa kültür aktarımında, kültür geçişlerinde illa ki sıkıntı yaşamışlardır. Bu sıkıntının zaman zaman nesiller arası çatışmaya da sebep olduğunu biliyoruz. Sahip olduğu kültürel değerlerin kendisinden sonraki kuşaklara aktarımını tarihi ve insanı bir borç olarak gören toplumlar, kendisinden önceki kuşakla yaşadığı kültürel çatışmaların tecrübesi ile kendisinden sonraki kuşakla yapacağı kültür alışverişine son derece hazırlıklı olmalıdır. Milletler örf, adet, gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı olduğu sürece ayakta kalır ve varlıklarını devam ettirirler. Kültürel varlıklarını koruyamayanların dünyanın cok hızlı gelişiminde ve değişiminde ayakta kalması çok zorlaşmıştır. Teknolojinin propaganda aracına dönüşmesi ile birlikte müşahede etmekteyiz ki, kültürler arası etkileşim ve geçişler son derece kolay olagelmiştir. Kendi kültürünü içselleştirememiş toplumlar tekno-emperyalizm ile birlikte hem iç çatışmalara düşmüş hem de kendisine bir anlamda dayatılan daha da acısı para ile satın almak zorunda bırakıldığı dış kültürlerin emperyal ürünlerinin esiri olmaya başlamıştır. Kültürel hegoman hayat tarzlarının peşinde olan dünyanın sözde baskın devletleri, tekno savaş ile yapmaya çalıştıkları kültürel emperyalizmi başarmak için yorulmuyorlar bile. Askerle, tankla, tüfekle, uçakla, bomba ile yaptıklarını şimdi çiplerle ve virüslerle çok kolay yapıyorlar. Tüm yapılan emperyal savaşların muhatapları için durum elbette hiç de kolay değil. Elbette milletler kültürel emperyalizme karşı, topyekün birlik beraberlik içinde mücadele etmelidirler.Elbette daha fazla uyanık ve güçlü olunmalıdır. Bu noktada gelecek nesillere kültürel aktarımda en önemli görev anne babaya ve onların hazırlayacakları aile ortamında bulacakları huzura düşmektedir. Bağlı bulunduğu toplumun kendine biçtiği annelik babalık rolünü yerine getirebilmek için sahip olduğu kültürü özümsemekten öte yaşamak ve iyi birer rol model olmak lazım geldiğini bilmelidirler. Ana ocağı da dediğimiz aile yapımızın sağlamlığı, kültürel yozlaşmaya karşı göstereceği direnç, çok önemlidir. İşte ailenin göstereceği bu direnç ve çocuklarına sağlayacağı huzurlu bir aile yuvası, birçoklarının içine düştüğü “ne oldum delisi” hastalığının tedavisidir. Tekno emperyalizmle savaşta en büyük kozumuz, hoşgörülü bir aile ortamı sağlamaya çalışan ve işin bilincine varıp daha fazla fedakarlık yapması gerektiğine inanan eli öpülesi anne babalardır. Bu asrın en büyük hastalıklarından olan fazla tüketme kültürünün ailede ve toplumda açtığı, açabileceği travmaların farkına varanlar ve kültürünü yok edeceğini bildiği, topluma enjekte edilen zehirlerin farkında olan kahraman anne babalardır. Kültürel değerlerini koruma adına, insan olarak önceliklerinin kıymetini bilerek yaşamaya çalışan, ailenin güçlü bir yapısı olduğunda toplumunda sağlıklı bir hayat süreceğini bilen ve yeni kuşaklara aktarılması gereken değerlerin koruyucusu, hamisi ve aktarıcısı rolünü yerine getirmenin en önemli görevlerinden olduğunu bilir, ona göre hareket eder. Her ne olursa olsun, imtihanı ne kadar ağır olursa olsun, eski kafa, yobaz, cimri gibi haketmediği ithamlara da göğüs gererek ailesini asli ihtiyaçlarını gidermek için maddi manevi çaba gösterecek ve en önemlisi de, samimi olarak sevdiğini hissettirecektir. Bu konuda yavruları için aslana karşı koyarak canını hiçe sayan tavukları unutmayalım. Samimi olalım, mış gibi yapmayalım. Zamanın hastalıklarını da, insanın basına gelebilecek felaketleri de onlara anlatalım. Anlatalım ki yavrularımızı sinsi tehlikelere karşı koruyabilelim.

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 05:01
Güneş 06:22
Öğle 12:48
İkindi 16:20
Akşam 19:05
Yatsı 20:21
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı