22.04.2021, 16:50 225

Vakıf Ruhuna Vakıf Olmak!

“Bir milleti yaşatmak için o milletin tarihini yaşatmayı gerektirmektedir.”

Bir ferdi olmaktan kıvanç duyduğumuz, gururlandığımız Türk Ulusu’nun kültür ve uygarlığının, dünyaya bahşettiği eşsiz eserler sayesinde insanlık, uzun bir dönem kardeşlik ikliminde huzur içinde yaşama fırsatı bulmuştur.

Denilebilir ki, huzur iklimini oluşturan eserlerin en başında hiç şüphesiz “Vakıf eserleri” gelmektedir. Huzur kaynağı bu eserlerin yanında, onları inşa eden ruh da, düşünce de onlar kadar hatta onlardan çok daha fazla önemlidir…

Türk Kültürünün inceliklerini anlamadan onun kurmuş olduğu hayır kurumu olan vakfı anlamak olası değildir. Çünkü insanın hiçbir menfaat beklemeden ve bir daha geri dönmemek üzere malını ebedi olarak toplumun emrine, hizmetine sunuşunu bugünkü materyalist kafa ve bakış açısı bunu anlayamaz!

İnsan böyle bir deliliği(!) nasıl yapar?

İşte tam bu noktada vakıf anlayışının, “Vakıf medeniyeti”nin tarihi süreç içerisinde ola gelen yardımlaşma duygusundan ayrılıp kendine özgü bir yapı oluşturduğu görülür. O da ebedi hayatın gerçekliğine olan inançtır. Yapılanların, Yaratıcı’nın yanında mutlaka değer bulacağına olan imandır.

Bütün bunlardan sonra diyoruz ki;

Vakfı anlamak, varlığı anlamak demektir.

Vakfı anlamak, insanı anlamak, insanlığı anlamak demektir.

       Vakfı anlamak, halkı, toplumu, yaşayışı, emeği, sevgiyi, saygıyı, olup biteni anlamak demektir.

Vakfı anlamak, yaratılmışların en yücesi insanın ürünü olan güzel sanatları anlamak demektir. Vakfı anlamak, varlığın yüce anlamını, var olmanın tadına vararak bir işe yaramayı, bir bütüne ait olmayı, “Ben de varım” demeyi kavramak demektir.

Vakfı anlamak, egoları aşarak bir başkasını, diğerini, ötekini görebilmek hatta onun için yaşamayı öğrenmek demektir.

Vakfı anlamak, “ben”le değil, “biz”le olmayı öğrenmek demektir. Hatta “biz” olabilmektir. Çünkü: Vakıf anlayışının merkezinde insan vardır. İnsana saygı vardır. İnsanı ayağa kaldırma ve onurunu yüceltme vardır. Zayıfın, düşmüşün elinden tutma vardır; arenadaki aman dileyen zavallının ölüm fermanını ilan eden ve aşağıyı gösteren o zalim parmağın aksine... Zayıfa, güçsüze yaşama hakkı tanımayan ve onu seleksiyona-elemeye yani yok olmaya mahkûm eden zalim düşüncenin aksine!

Acımasızlık üzerine kurulu bir uygarlığın zıddına, alabildiğine merhamet, şefkat, sevgi ve alabildiğine insanlık!.. Hep vermek, hep vermek, hep vermek! Vakıf, bir anlamda başkası için vazgeçmektir. Vakıf budur; ruhuyla, düşüncesiyle güzelliğin ve zarafetin adıdır. “Vakıf Medeniyeti” işte böyle bir  dünyadır!..  (N. Duran, Kent ve kültür, “vakfı anlamak”, Ankara: Son Çağ yay. 2013, s.307-309)

“Vakfı anlamak”, üzerinde bizim bu hatırlatmaları yapmamızın elbette çok önemli bir sebebi ve gerekçesi vardır. Bilindiği üzere Mehmet Şah Bin Mustafa Dede Efendi Vakfı’na ait Mehmet Sah İşhanı üzerinde Valilik, Büyükşehir ve Antakya Belediyelerinin ortaklaşa gerçekleştirmek istediği ifade edilen yeşil alan/ Şehir Meydanı projesi gündeme oturmuş vaziyette. Keşke bu yere gelinceye kadar şehrimizle ilgili hizmet bekleyen nice mekânlar üzerinde bu girişim niyeti olsa… Keşke gerçekten mesele Şehrimize güzel bir yeşil alan/şehir meydanı kazandırmak niyeti söz konusu olsa… Öyle olsaydı, İlimizin hizmet bekleyen nice yerlerine ve mekânlarına neden el atılmadığının açıklaması yapılırdı. Mesela şehrin göbeğinde olan eski garaj yeri tam bir virane! Yetkililer, ilimize gelen ziyaretçileri irite edecek boyutta olan görüntüsü, yetkilileri ilgilendirmiyor mu, onları rahatsız etmiyor mu? Ve yine o dönem 2014 yılında Antakya Belediyesince Aproje’ye yaptırılan Antakya Koruma İmar Planı’nda nerenin şehir meydanı olacağı, nerenin yeşil alan olacağı belirtilmiş olmasına rağmen bu plan çerçevesinde hizmetlerin yapılmamasının nedeni ne olabilir? (Koruma Amaçlı İmar Planı, ilgili bilgi ve belgeler)  

 Kamuoyuna yansıyan bilgilere bakıldığında konu bütün açıklığıyla anlaşılmaktadır: Vakıflar Bölge Müdürlüğünce yaptırılan Riskli yapı testi sonucu vakfa ait Mehmet Şah İşhanı riskli olması nedeniyle yıkım kararı verilmiş, yapının idare imkânlarıyla yapılması kararı doğrultusunda mevcut iki blok arasında yer alan yol olarak ihdas edilmiş taşınmaz, Vakıflarca Antakya Belediyesinden satın alınmıştır. 

2016 yılı Aralık ayında kira sözleşmesi yenilenmeyen kira sözleşmeleri sona erdirilerek tahliye işlemlerine başlanmış, bazı kiracıların tahliyeyi uzatmaları nedeniyle süreç 2017 sonuna kadar ilerlemiştir. Bu arada Vakıflar, 3 parselden oluşan taşınmazları tevhit ederek tek parsel üzerine proje hazırlatarak 2018 yılında Ekim ayında Adana Bölge Koruma Kurulu’na onaylatmıştır.

Onaylanan proje için mevcut riskli yapının yıkım aşamasında Hatay Büyükşehir Belediyesi İşhanı’nın bulunduğu 1587 nolu ilgili parseli imar yasalarına ve Koruma amaçlı imar planına aykırı olarak mezkûr parselin imar planında meydan olarak düzenlemesi kararını almıştır. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün itirazını dikkate almayan Belediye plan değişikliğini Hatay Koruma Kurulu’na onay için göndermiş, ancak Hatay Bölge Kültür Varlıkları Koruma Kurulu parselin imar değişikliğini uygun görmemiştir. Bunun üzerine Belediye, Bölge Koruma Kurulu’nun bu kararına karşı Anıtlar Yüksek Kurulu’na itirazını bildirmiştir. Ancak Hatay Büyükşehir’in Anıtlar Yüksek Kuruluna olan itirazının kabul görmemesi üzerine imar değişikliği sureci akamete uğramıştır. Böylece Vakıf aleyhine alınan karar yürürlüğe girmemiştir. İşhanı yeniden yapılmak üzere yıkıma 2020 sonunda Vakıflar Bölge Müdürlüğünce başlanmış ve riskli yapı yıkılmıştır.

Bu süreç içinde Hatay Büyükşehir Belediyesi İşhanı için Zirem yeri olarak geçen Antakya’daki taşınmazı takas için teklif etmiş, ancak teklif, Vakıflar Bölge müdürlüğünce taşınmaz İşhanı’nın değerinde bulunmadığı için de ret edilmiştir. (Bu bilgiler, dönemin Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Yıldıran’ın zamanında, basına yansıyan açıklamalarından alınmıştır.)

Gelinen noktada, mevcut projenin yeniden yapım aşamasında Hatay Büyükşehir Belediyesi, Antakya Belediyesi ve şimdiki Vakıflar yönetimi tarafından kabul görerek prensipte 34 milyon TL değerle satış için anlaşmaya varıldığı Vali Rahmi Doğan tarafından kamuoyuna duyurulduğu bilinmektedir.

Ancak gelinen bu noktada bütün yetkililerin kamuoyuna bir açıklama borcu vardır: Antakya Belediyesi, Vakfın iki parseli arasındaki taşınmazını önce sattığı, ardından buranın meydan olarak düzenlemesi için karar aldığı, bu karara karşı Vakıfların itirazını da bütün yargı kurumlarının haklı, Belediyenin bu tasarrufunu da yanlış bulduğu görülmektedir.

Antakya Koruma İmar Planında gösterilen yerler (ki Habib Neccar Camii’nden Asi Nehrine kadar olan kısımda) şehir meydanlarının yapılması, tanzim edilmesi ve hizmete açılması gerekirken, öteden beri bulunduğu bölgeye işlevsel olarak canlılık kazandıran Mehmet Şah Vakıf İşhanı’nın yerine hangi gerekçeyle göz konuyor ve yok denecek bir fiyatla satın alınmaya çalışılıyor? Vakıf malı üzerindeki bu keyfi tasarruf, Vakıfların ruhunu muazzep kılacağının bilinmesi ve ilgililerin Vakıflar üzerindeki bu tasarruflarını behemehâl gözden geçirmeleri hem şehrimiz açısından hem de Vakıf ruhu açısından elzem ve aciliyet kesbeden bir konudur. İlgililere saygıyla arz olunur.

VAKFIN MEALİ

       …..

Tarihte kültürde bellidir yeri.

İnanmazsan dön bak Âdem’den beri..

Kulun hizmetinden kalmamış geri..

Vakıf, dosta arzuhalde ahenktir.

Bunca zenginlikler, bunca değerler,

Sahipsiz kalırsa boyun eğerler!

Bu eserler korunursa “VARIM” der.

Vakıf, sende ahenk, bende ahenktir.

Tarihte, kültürde sırra erelim.

Vakıf mallarına kıymet verelim.

Bir olalım, sevilelim, sevelim..

Vakıf, çift kapılı handa ahenktir.

                                            (Ali Dal)

Koruma amaçlı imar planındaki mevcut Kent Meydanı

Yorumlar (1)
Memduh yıldız 3 yıl önce
Vakfın ruhunu anlamayan zavallılar bu vebalin altında ezilirziniz. Söylemesi bizden.
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 19 Mart 2024
İmsak 05:17
Güneş 06:37
Öğle 12:51
İkindi 16:16
Akşam 18:56
Yatsı 20:11
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı