Kudüs’e dokun berekete ortak ol

Bunun yerine Kudüs şehrinde evlere, Müslümanlara ait hastanelerde refakatçilere ve Kudüslü yetimlere iftar dağıtımı yapıldı. “Kudüslü çocuklara bayramlık” kıyafet ve “bayram harçlığı’’ dağıtımı yapıldı. Mirasımız Derneği olarak 2021 Ramazan ayında da yine “Kudüs’e dokun, berekete ortak ol’’ teması ile çalışma programımızı hazırladık.
Filistin mahzun, Kudüs mahzun… Siyonist İsrail, Filistin’de zulüm ve işkencelerine devam ediyor. Yüzyılın planı diye takdim edilen paçavraya imza atan ABD’nin Siyonist maşası eski başkan Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmişti. Şu anda Filistin’de, Kudüs’te mağdur ve mazlum Müslümanların durumunu anlatır mısınız?
Geçtiğimiz yıl tüm dünya için zor geçen bir yıl oldu. Kudüs’te İsrail bu zor şartları, virüslü günleri kendi Kudüs’ü Yahudileştirme planlarına alet etmek için her fırsatı kolladı. Mescid-i Aksa’nın etrafındaki Müslüman esnafa dükkânlarının kepenklerini kapattırdı. Mahalleleri birbirinden ayırdı. Ticari hayatı tamamen durdurdu. Kudüs’ü paramparça ederek mahallelerin birbiri ile olan irtibatını kopardı. İşsizlik daha çok arttı. Geçtiğimiz yıl esnaf olanlar bu yıl işçi durumuna, muhtaç duruma düştüler. Kudüs’ün % 25’i bugün işsiz. Yani 75 bin kişi bugün işsiz. Gıdaya ihtiyacı olan ailelerin sayısı çok ciddi artış gösterdi. Kudüslü Müslümanları yıllardır içinde oturdukları evlerinden çıkarıp, bu evler ruhsatsız diyerek evleri yıkmak işgalci İsrail’in yaptığı kanunsuz işler. 12 yaşındaki çocuğu 4 ay boyunca ev hapsine çarptırıp ev hapsi bitmeden 2 gün önce 2 ay fiili hapis cezasına çarptırılanlardır Kudüslüler. Bütün bu zalim uygulamaları yapan ise işgalci İsrail’dir. Bütün bu sıkıntılara, işsizliğe, ambargoya, psikolojik baskıya rağmen 300 bin Kudüslü evlerini terk etmiyor ve Mescid-i Aksa’nın etrafında nöbet tutmaya devam ediyorlar. Çünkü bunlar sadece Kudüs’te yaşayan Müslümanlar değil, kalbinde Kudüs yaşayan Müslümanlardır. Allah’ın izniyle iki milyar Müslüman’ın da kalbinde Kudüs yaşadığında hepsi tek vücut Kudüslü olacak ve işgalci İsrail oradan def olup gidecektir. Herkesin üzerine düşen bir görev vardır. Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız Kudüs’ün özgürlüğü için her türlü çalışmaları yaptı. Kudüs bilincinin oluşması için mitingler düzenledi ve her toplantısını Kudüs ile bitirdi. İslam ülkeleri arasındaki birliği oluşturmak için çok önemli adımlar attı, D-8’i kurdu, üzerine düşen görevi hakkıyla yapmaya çalıştı.

Ramazan ayı sosyoekonomik olarak müminleri nasıl inşa etmektedir? Bu ayda Peygamberimiz (sav)’i nasıl örnek almalıyız? Sadaka ve zekâtlarımızı nasıl vermeliyiz?
Ramazan; bereket ayı, Kur’an-ı Kerim ayı, oruç ayı, şeytanların bağlandığı bir ay ve Allah’a bağlandığımız bir ay. Kudüs ve Mescid-i Aksa’da sadece koronavirüsün değil, işgal virüsünün de olduğu bilinciyle elimizden geleni yapmamız gerekmektedir. Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Her gün dünyaya iki melek iner, birisi infak edenlere bereketli olsun diye dua eder. Diğeri de infakta bulunmayan, cimrilik yapanlara tuttukları (biriktirdikleri) telef olsun diye beddua eder.” diye bildirmişlerdi. Bu olay sadece Ramazan için değil, her gün olan bir olaydır. Dolayısıyla bizim az da olsa her gün infakta bulunmamız lazım. Ramazan ayında ise bunu bir fırsat bilerek bağış, zekât ve fitrelerimizi katlayarak vermemiz lazım. Unutmayalım ki, sadaka belayı def eder. Üzerimizdeki musibetleri Allah’ın izniyle sadaka kaldıracaktır. Hz. Ömer (r.a) Peygamber Efendimiz’e gelerek cihat için malının yarısını, Hz. Ebubekir (r.a) da malının tamamını vermiştir. Biz de unutmayalım ki, bugün Kudüs’te bulunan 300.000 Müslüman Mescid-i Aksa’yı korumak için cihat ediyor, orada bizim adımıza nöbet tutuyorlar.

İslam ülkelerinin içinde bulunduğu şartlar tek bir ses olmamızın önüne geçiyor. Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın özgürlüğü için mücadele etmek görevi olan İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) ve buna bağlı olan 57 ülke ne yazık ki yıllardır söylemden eyleme geçememişler, bazı konularda kendi aralarında bile ihtilafa düşmüş durumdalar. 1997 yılında cennetmekân Erbakan Hocamız tarafından kurulan D-8 temelinde İslam birliğini sağlamayı amaçlıyordu. Gelip geçen hükümetler bu ideali devam ettirmedi. Bizim İslam birliğini sağlamak, Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı özgürlüğüne kavuşturmak, dünyaya huzur ve saadet getirmek için Ömer, Selahaddin olmamız gerekiyor. Bu nasıl olacak?
Maalesef 1969 yılında Mescid-i Aksa’nın yakılmasına bir tepki olarak kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Mescid-i Aksa için hiçbir şey yapmadığını görüyoruz. Elbette bizler birer Hazreti Ömer, birer Selahaddin Eyyubi olmamız lazım ki Mescid-i Aksa kurtulsun. Ama Selahaddin Eyyubi Mescid-i Aksa’yı fethetmeden önce sabah namazlarını camide kılar, cemaati kontrol ederdi. Cemaatte bir eksiklik varsa bu nesil nasıl Aksa’yı kurtaracak diye sorarak o nesli düzeltmeye çalışırdı. Sabah namazına uyanamayan bir nesil Mescid-i Aksa’yı kurtaramaz. Yalan konuşmayı şiar edinen bir nesil Mescid-i Aksa’ya adım atamaz. Akrabasına saygı göstermeyen, sıla-i rahim yapmayan bir nesil Mescid-i Aksa’ya ulaşamaz. Önce kendimizi düzelteceğiz, ondan sonra Mescid-i Aksa için adım atacağız. Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı kalbimizde yaşatacağız, Kudüslü olacağız ve Mescid-i Aksa’nın özgürlük günlerini göreceğiz inşallah. O günler çok yakın. Çok yakında Mescid-i Aksa’nın özgürlüğünü göreceğiz. Belki bugün Müslümanların paramparça olması bizi üzer, karamsarlığa sevk edebilir. Ama biz kesinlikle umutsuzluğa kapılmadan Mescid-i Aksa’nın özgürlüğünün çok yakın olduğuna inanıp ona göre çalışacağız. 1258 yılında Bağdat Moğol işgaline uğradığında o dönemin âlimleri ‘’Ümitsizliğe kapılmayın, inşallah zafer çok yakındır” dediklerinde halk dalga geçerdi. Ey hocalar bizim durumumuz çok perişan, Bağdat gitmiş, Müslümanlar paramparça olmuşlar, siz “zafer yakındır” diyorsunuz, bu nasıl olacak?” diye sorarlardı. Allah’ın hikmeti ve Allah’ın takdiri sadece iki yıl sonra 1260 yılında Ayn Calut Savaşı’nda Müslümanlar Moğollara galip gelerek zafere ulaştılar. Dolayısıyla zafer Allah’ın elindedir. Belki 2 ay sonra, belki 20 sene sonra olur. Fakat biz zafere giden yolda elimizden gelen bütün çalışmayı yapmamız lazım. Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim göklere açılan kapımızdır. Rasulullah (sav)’e dünyada bütün kapıların kapandığı, amcasının vefat ettiği, en büyük destekçisi Hz. Hatice validemiz (r.a) vefat ettiğinde, dünyadaki en büyük destekçilerini kaybettiğinde Allah (c.c) ona göklerin kapısını açtı ve onu arş-ı a’lâya yükseltti. Bu göklerin kapısının açılması hadisesi Mekke’de olmadı, Mescid-i Aksa’dan oldu. Dolayısıyla Ömer’ler, Selahaddin’ler olmanın yolunun Mescid-i Aksa’dan geçtiğini bilmemiz lazım. Dünya kapıları yüzümüze kapandığında biz de Mescid-i Aksa’ya sığınır, onun için çalışır isek Allah’ın izniyle bizim için de bütün kapılar açılır. Kudüs Haftası’nı fırsat bilerek Mirac’ı, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı gündemde tutmaya gayret gösterdik. Bundan sonra da Kudüs ve Mescid-i Aksa için bedel ödeme vaktinin geldiğine inanıyoruz. Elhamdülillah Ramazan ayı bunun için bir fırsat olur Allah’ın izniyle.

Mirasımız Derneği, ilk kıblemiz, Resulullah’ın (sav) miraç noktası Mescid-i Aksa ve Kudüs ile ilgili geçtiğimiz Ramazan ayında nelere imza attı? Pandemi dolayısıyla çok daha mağdur olan Kudüs’teki Müslüman kardeşlerimiz için bu yıl neler yapacak?
Orada yapılan her çalışmayı cihat şuuruyla yaptığımızda Rabbim inşallah bereketini verecektir. Bugün Hz. Ömer (r.a) ve Selahaddin Eyyubi olmanın yolu, onların izinde olmaktan geçmektedir. Mirasımız Derneği, geçtiğimiz Ramazan ayında yapmış olduğu çalışmaları “Kudüs’e dokun, berekete ortak ol” teması ile işledi. Önce Ramazan öncesi Kudüslü Müslümanların neye ihtiyaçları var ve biz bunlardan neleri yapabiliriz diye bir ön çalışma yapıldı. Neticesinde 2020 Ramazan ayında gerek ülkemizden gelen yardımlar gerekse kısmi de olsa yurt dışından gelen yardımlarla Kudüs ve civarında şu çalışmalar yapıldı. “Kudüs’te Ailem Var” projesi; yıl boyu devam eden bu proje Ramazan ayında da devam etti. İhtiyaç sahibi Kudüslü ailelere 1.000’er lira nakit yardım yapıldı. “Kudüs’te Kardeşim Var” projesi; yıl boyu devam eden Kudüslü yetimlere Ramazan ayında da yardım yapıldı. Yıl boyu yapılan “kumanya dağıtımı” çalışmaları Ramazan ayında katlanarak devam etti. Kudüslü ihtiyaç sahibi ailelere gerek dağıtım merkezlerinde gerekse bizzat evlerine gidilerek kumanya yardımı yapıldı. Pandemi dolayısıyla Mescid-i Aksa içerisinde “iftar organizasyonları” yapılamadı. Bunun yerine Kudüs şehrinde evlere, Müslümanlara ait hastanelerde refakatçilere ve Kudüslü yetimlere iftar dağıtımı yapıldı. “Kudüslü çocuklara bayramlık” kıyafet ve “bayram harçlığı” dağıtımı yapıldı. Mirasımız Derneği olarak 2021 Ramazan ayında da yine “Kudüs’e dokun, berekete ortak ol” teması ile çalışma programımızı hazırladık.