Son Dakika

Ömrü boyunca Hak dava için büyük mücadele verdi

Bir ömür boyunca hak dava için büyük mücadele veren ülkemizin önemli değerlerinden ve devlet adamlarından Asiltürk, bugün kabri başında ziyaret edilecek.

GÜNDEM 01.10.2022, 13:30
1
Ömrü boyunca Hak dava için büyük mücadele verdi
Milli Gazete yazarı Şakir Tarım vefatının 1.yıldönümünde Oğuzhan Asiltürk'ü anlatan bir yazı kaleme aldı.
İşte Şakir Tarım'ın yazısı:
Bir ömür boyunca hak dava için büyük mücadele veren ülkemizin önemli değerlerinden ve devlet adamlarından Asiltürk, bugün kabri başında ziyaret edilecek. Ardından Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde Asiltürk için Mevlid-i Şerif okutulacak.
KKTC’de ise Sevgi ve Kardeşlik Derneği (SEVKAD), “Davaya Adanmış Bir Ömür Oğuzhan Asiltürk Mevlid Programı” tertipleyerek, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın önemli mimarlarından ve dönemin İçişleri Bakanı Asiltürk’ü dualarla Kıbrıs’ta anacak. Söz konusu programlara, yurt içinden ve yurt dışından birçok siyasetçi, büyükelçi, İslam ülkeleri temsilcileri, akademisyen ve âlimin katılması bekleniyor.
İLİM, siyaset, dava ve devlet insanı, Muhterem Oğuzhan Asiltürk ağabeyimizin vefatının 1. yıldönümündeyiz. 1935 Malatya Hekimhan doğumlu. Üniversite öğrenimini, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) İnşaat Mühendisliği bölümünde tamamladı. İTÜ’de okurken, o dönemde “öğretim görevlisi” olarak çalışan Erbakan Hoca ile tanıştı. Manevî konularda fikir alışverişi yaptılar. Güçlü bir dostluk oluşturdular.
Okulunu bitirince Kars Arpaçay’da müteahhitliğe başladı. Ankara’da, ölünceye kadar oturduğu bir ev satın aldı. Erbakan Hoca, Kars gezisinde Oğuzhan Bey’i ziyaret etti. Oğuzhan Bey, “Bir yardımımız olacak mı?” diye sordu. Erbakan Hoca, siyasete başlarken onu Ankara’ya çağırdı. Ama, o çağırış!.. Erbakan Hoca’nın vefatına kadar hep beraber oldular. Hak dava uğruna birlikte çalıştılar.
MSP’nin “genel sekreterlik” görevini üstlendi. 5 dönem Malatya milletvekili seçildi. MSP döneminin İçişleri ile Sanayi ve Teknoloji bakanlıklarını üstlendi. Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde içişleri bakanı idi. ABD’nin Türkiye’ye “silâh ambargosu” uygulaması sonrası, Amerika’nın Türkiye’deki bütün askeri üslerini kapattı. Millî konularda tavizsizdi.
Erbakan Hoca’nın en büyük destekçisi oldu. Davalar, liderleri ile temsil edilirdi. Lidere sahip çıkmak, davaya sahip çıkmaktı. Lidere sıkıntı çıkarmak isteyenlerin karşısına kale gibi dikildi. Teşkilât disiplini içinde ölçülere sıkı sıkıya uymaya davet etti. Bir konudaki görüşünü sonuna kadar savunur; istişare sonucu, lider karar verdikten sonra, o karara tereddütsüz uyardı.
Erbakan Hoca siyasete girdikten sonra etrafında 15 kadar yakın dava ve çalışma arkadaşı oluştu. Dış mihraklar ve yerli işbirlikçileri, bu aziz milletin özünden çıkmış Millî Görüş hareketini bir kaşık suda boğmak, liderini tasfiye etmek istediler. Yakın çalışma arkadaşlarıyla birbirlerine öylesine kenetlendiler ki, Millî Görüş kalesinin sarsılmasına izin vermediler.
Millî Görüşçülerin yürüttüğü amansız mücadeleyi gördükçe, Ömer Seyfettin’in, konusunu Peçevî İbrahim Efendi Tarihi’nden alan “Başını Vermeyen Şehit” öyküsünün kahramanlarını düşünürdüm. Öykünün, Zigetvar ve Drijgal kalelerinin fethine katılan Kuru Kadı, Deli Mehmet, Deli Hüsrev isimli serdengeçtilerinin, savaşlarda kelle koltukta, düşmanı biçercesine cihat edişleri gözümün önüne gelirdi. Savaş sonrası padişah onlara rütbe, kılıç vb. hediyeler vermek istediğinde almazlar, “Fânî bedene kefen gerektir” derlerdi.
Oğuzhan ağabey de Millî Görüş davasının fedaisi olarak çalıştı. Lideri hiç bırakmadı. Ayrı baş çekmek isteyenleri uyardı. Israr edenlerle fütursuzca mücadele verdi. Emaneti korudu. Muhterem Asiltürk, aynı zamanda “davetçi”ydi. Son 20 yıl içinde ondan en çok şu ayeti dinledim: “Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et.” (Nahl, 125)
Oğuzhan Bey, 7 kez kalp ameliyatı geçirdi. Son senelerde, kabına sığmayan o heyecan insanı, büyük oranda eski hareketliliğini ve konuşma seriliğini kaybetti. Fakat hak davadaki çalışmalarını sonuna kadar sürdürdü.
Oğlu, Doç. Dr. Murat Asiltürk, bir toplantıda, babasının “Hayatını, cihada, İslâm’ı hâkim kılma davasına adadığını” anlattı: “Çalışmalara çağrıldığında hiç tereddüt etmez, koşarak giderdi. Döndüğünde pestili çıkmış olur, iki gün evde yatardı. Yanlış gördüğünü açıklar, Erbakan Hoca bir karar aldığında, onu kendi kararı gibi uygulardı. İstişarede görüşünü söyler, verilen karara uymakta tereddüt göstermezdi.” (9.10.2021)
Oğuzhan Bey, davanın ölçülerinin korunmasına titizlik gösterdi. Millî Görüşçülerin özelliklerini şöyle anlatır: “Allah’ın ipine (Kur’an’a) hep birlikte sımsıkı tutunun. Birbirinizden ayrılmayın ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün…” ayetine iman edenler, tefrika yapmadan, ayrı baş çekmeden, hep birlikte çalışanlardır. Gördükleri hata ve yanlışları ilgililere iletir, düzeltilmesini isterler. Zehir kovası taşımak manasında etrafta dedikodu yapmazlar.” (Anadolu Gençlik dergisi, Erbakan Özel Sayısı, Şubat 2015, s. 152)
Erbakan’ın vefatından sonra, Millî Görüş’ün kazanımlarını çıkarlarına alet etmek isteyenler çıktı. Onları şöyle uyardı: “Erbakan’ı sevmek, onun yaptığını yapmakla, onun yürüdüğü yolda yürümekle olur. Onun davasına sadakatle bağlı kalmakla olur. Erbakan Hocamızdan öğrendiğimiz gerçekler, müminin aklına geleni, hoşuna gideni değil, kitap ve sünnette bildirileni yapmak zorunda olduğunu söyler, bütün büyüklerin boyun bükerek, nefislerini alçaltarak, tevazuyla o yüksek manevî makamlara ulaşmış olduklarını ifade ederdi.” (Adı geçen sayı, s. 154)
Allah’ın Erbakan Hocama, Oğuzhan ağabeye, vefat eden tüm Millî Görüşçülere büyük dereceler lütfetmesi niyazıyla!

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 27 Nisan 2024
İmsak 04:13
Güneş 05:42
Öğle 12:41
İkindi 16:26
Akşam 19:31
Yatsı 20:54
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı