Bosna Hersek Kurucu Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç vefatının 19. sene-i devriyesinde rahmetle ve dualarla anıldı. İyi bir Müslüman, kararlı bir mücahit olarak tanınan, bilge kişiliği ve fikirleriyle İslam dünyasına yeni ufuklar açan Aliya İzzetbegoviç’in vefatı münasebetiyle Türkiye Bosna Sancak Derneği’nde bir anma programı icra edildi. Merhum Aliya’nın yakın çalışma ekibinden olan Bosna Hersek eski Eğitim, Bilim ve Kültür Bakanı Prof. Dr. Fahruddin Rizvanbegoviç, Aliya’nın bilge ve inançlı kişiliğini, mütevazı yaşam tarzını, siyasi ve toplumsal meselelere bakış açısını ayrıntılarıyla anlattı. Türkiye Bosna Sancak Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu’nun moderatörlüğünü, Başkan Vekili Hilmi Erdem’in çevirmenliğini yaptığı programa Aliya İzzetbegoviç’i seven çok sayıda kişi katılım sağladı. Program ayrıca Boşnak Dünyası TV’den de canlı olarak yayınlandı.
Sözlerine, “Bu akşam size Aliya’nın insanlığını ve arkadaşlık yönünü anlatmak istiyorum” cümleleriyle başlayan Rıdvanbegoviç, “Aliya çok sabırlıydı. Karşısındakini Aliya’dan daha uzun dinleyen bir insan daha görebilmek çok zordur. Aliya ben hata yaptım diyebilen çok nadir liderlerden biriydi. İnanç, kararlılık ve cesaret onun liderliğinin en önemli kriterlerindendi. Aliya, bu yönleriyle hem Doğu’da hem Batı’da takdir gören bir liderdi. Bulunduğu konum gereği Aliya’nın verdiği kararlar hep çok zor oldu. Her kararını derin araştırmalar yaparak ve çok düşünerek alırdı. Kafasına takılan soruların cevabını dostlarıyla görüşerek bulmaya çalışır ve gerekli gördüğünde ideolojik olarak uyuşmadığı insanlarla bile istişare ederdi” diye konuştu.
Aliya İzzetbegoviç’in İslami çalışmaları sebebiyle 21 yaşında hapse girdiğini hatırlatan Prof. Dr. Fahruddin Rıdvanbegoviç, “Aliya hapse ilk girdiğinde çok gençti. Kendisine 14 sene hapis verildiğinde mahkeme savunmasında şunları demişti: ‘Yugoslavya’yı sevdim ama kanunlarınızı sevmedim. Bütün aşkımı özgürlüğe bağışladım. Müslüman doğdum, hâlâ Müslüman’ım ve hep Müslüman olarak kalacağım. Kendimi İslam’ın bir neferi olarak yetiştirdim ve ömrümün sonuna kadar öyle kalacağım. İslam benim için her doğrunun, her güzel şeyin diğer adıdır.’ Mahkemede hazır bulunan hakimlere ve emniyet güçlerine rağmen hiç korkmadan bunları söylemişti. Aliya, cesaret ve kararlılık örneğiydi” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Fahruddin Rıdvanbegoviç, Aliya’nın mütevazı yaşamına dikkat çeken bir anısını da paylaştı. Rıdvanbegoviç, “Kendisi bir devlet başkanı olmasına rağmen rahmetlinin sadece iki tane takım elbisesi vardı. Bu iki elbisenin hikayesi de şudur. Savaş sürerken Boşnak bir işadamı arkadaşımız tarafından Aliya’ya 10 tane takım elbise gönderilmişti. Bu elbiseler havalimanı ile Saraybosna’yı birbirine bağlayan tünelden geçirilerek Aliya’ya getirildi. Aliya takım elbiseleri görünce rahatsız oldu. ‘Benim cephedeki askerlerimin ayaklarında ayakkabıları yokken benim 10 tane elbisemin olması normal midir’ diyerek duruma tepki gösterdi. İhtiyacı olan 2 elbiseyi alırken geri kalan 8 elbiseyi iade etti” ifadelerini kullandı.