Son Dakika

MHP Genel Başkanı Bahçeli'den erken seçim tepkisi: İki yolu var...

Son dakika... Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık MHP grup toplantısında muhalefet partilerinin erken seçim istemeleri yönündeki tartışmalara sert sözlerle cevap verdi.

GÜNDEM 15.06.2021, 11:50
17
MHP Genel Başkanı Bahçeli'den erken seçim tepkisi: İki yolu var...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık MHP Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin konular hakkında konuştu. Bahçeli konuşmasında erken seçim tartışmalarına ilişkin, “Erken seçim kararı almanın hukuken iki yolu vardır. Ya Erdoğan'ın iradesi ya da TBMM'de yeterli sayısal çoğunluğu sağlayıp karar almaktır. TBMM'de yeterli sayısal çoğunluğu olmayan partilerin erken seçim kararı çıkarması mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanının da defalarca kez erken seçim olmayacak dediği belgelidir. O halde nasıl olacaktır bu seçim? Biz seçim olmayacak dedikçe ısrar etmenin anlamı nedir, Kılıçdaroğlu kime mesaj veriyor? Bu mesajın gerçek anlamı nasıl yorumlanmalıdır?” dedi.
NATO Zirvesi'ni değerlendiren Devlet Bahçeli, “ABD menşeli silahlar teröristlerin elinde kurşun atarken NATO müttefikliği hiç düşünülmüş müdür? Uzaktan bakınca saf mı görünüyoruz? 15 Temmuz'da başkentimiz hainler tarafından bombalanırken bu NATO neredeydi?” diye sordu.Türkiye ile ABD ilişkilerini değerlendiren MHP Genel Başkanı Bahçeli, “Türkiye ile ABD arasında soğuk rüzgarların estiğini bilmeyen neredeyse kalmamıştır. İki ülke arasındaki buzların çözülmesi samimi dileğimizdir.” ifadelerini kullandı. Devlet Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:
“Türkiye'nin coğrafi, stratejik ve jeopolitik konumunu dikkate alan şahsiyetli, istikrarlı ve etkili dış politika hem gayemiz hem de gayretimizdir. Meselelere başkent Ankara'dan bakan, dünyayı Türkçe okuyan, ne doğudan ne batından vazgeçen, hiçbir medeniyet ve milleti hor görmeyen bir vizyon genişliği MHP'nin dış politikasının ana çatısıdır. Devlet siyasetimizin önceliği, uluslararası ilişkilerde mevcut sınır ve yapının korunmasına yönelik tedbirler olmuş, Kurtuluş Savaşımızla yarım kalmış küresel projelerin hala canlı olduğuna dair kaygıları beraberinde getirmiştir. Başkalarının ağzına bakmıyoruz, ağzımızdan ne çıkacağına baktırıyoruz. Uluslararası ilişkilerde ne kalıcı düşmanlıklar vardır, ne sürekli dostluklar vardır. Partimiz dış politika esasını bölgemizde ve dünyada barışı sürekli kılmak ve uluslararası işbirliğini genişletmek olarak amaçlamış, ancak bunun teslimiyetçilik olmayacağını önemle vurgulamıştır. Türkiye'nin başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olmayacak güçlü bir ülke, diplomasi geleceği köklü ve derindir. Türkiye'yi küresel projelerin, bölgesel taşeronluğunu yapacak kadar aciz görenler zillete düşmüş bir avuç kimliksizdir. Brüksel'de yapılan NATO Zirvesi referans alınmıştır. Haklı olarak bütün dünyanın gözü Brüksel'deki NATO Karargahına çevrilmiştir. Bizim üzerinde durduğumuz asıl gündem konusu ise Türkiye'nin müttefikleriyle olan ilişkilerinin durumudur. Türkiye ile ABD arasında soğuk rüzgarların estiğini bilmeyen neredeyse kalmamıştır. İki ülke arasındaki buzların çözülmesi samimi dileğimizdir. Biden'ın Türkiye'yi nasıl ve hangi seviyede bir müttefik gördüğü belirsizliğini korumaktadır. ABD Dışişleri Bakanı peşin hükümlere teslim olmuştur. ABD Senatosu'nda konuşan bakan ya cahil, ya da küstahtır. Bizim endişelerimizin mahiyetini, şüphelerimizin içeriğini öğrense bu bakanın dışarı çıkacak mecalinin olmadığını cümle alem görür.
Arkamızdan dolanıyorlar müttefikler edebiyatı yapıyorlar. Teröristlerle iş tutuyorlar stratejik ortaklıktan bahsediyorlar. 15 Temmuz darbecilerini koruyorlar, FETÖ'yü barındırıyorlar demokrasi ve hukuk alanlarında bize parmak sallıyorlar.
PKK/YPG terör örgütü Tel Rifat bölgesinden Afrin'deki hastaneye saldırdı. Aklı sıra dünya demokrasilerini bir araya getirmeyi amaçlayan Biden, bu füzelerin PKK'nın eline nasıl geçtiği konusunda durum tespiti yapmış mıdır? ABD menşeli silahlar teröristlerin elinde kurşun atarken, NATO müttefikliği hesaba katılmış mıdır?
NATO bugüne kadar Türkiye'nin hangi güvenlik ihtiyacına cevap vermiştir? İttifakın en büyük ikinci ordusu Türk ordusudur. Türkiye NATO misyonlarına uymuştur. Afganistan bunlardan birisidir. NATO'nun güncel tehditlerine uyum konusunda tereddüt yaşamayan ülkemizle hangi vahim sonuçlar sonrası ilişkiye girilmiştir. 15 Temmuz'da hainler başkentimizi bombalarken bu NATO ne yapıyordu, neyin içindeydi? Güney sınırlarımızda terör devleti kurulması hedeflenirken, müttefiklerimizin ateş açtığını söylemeyelim mi?
 
İrademiz NATO Karargahına devredilmiş değildir. Kimden silah alacağımız NATO'nun tayin edeceği bir konu da olamayacaktır. ABD'nin Türkiye'yi silahsız bırakma niyeti meyvesini 15 Temmuz'da vermedi mi? Dost bildiklerimiz neredeydi, hangi senaryoları yazıyorlardı? Ekonomik tetikçilerini üzerimize salanların nesine güveneceğiz? Rusya'dan silah almayın diyorlar da ihtiyaç duyduğumuz silahları siz verdiniz mi? F-35'leri gasp ederken neyin peşindeydiniz?
Türkiye'ye karşı uygulanan baskı ve yaptırım politikalarını devamı iki ülke arasındaki ilişkileri zedeleyecektir. Aynı ABD başka ülkelerle müzakere kanallarını açık tutarak ülkemize çifte standart uygulamıştır.
Aslında maruz kaldığımız gelişmelerin tadı tuzu kaçmıştır. Cumhurbaşkanımız NATO Zirvesi'ne katılmıştır. Günlerdir beklenen Sayın Cumhurbaşkanı ile Biden arasındaki görüşme 45 dakika gerçekleşmiş, iki ülke heyetleri bir masada buluşmuştur.
Türkiye'nin haklı beklentileri, hassasiyetleri ABD Başkanlarına tüm berraklığıyla aktarılmıştır. Terör örgütleri konusunda ikircilikli tavır müttefik ülkelerde egemenlik kurmuştur. Bu çarpıklıkla NATO'nun yeni güvenlik konseptinin nasıl bağdaşacağı önümüzde durmaktadır. Türkiye'nin terörle mücadelede tek başına bırakılması hem trajik bir yanlış hem ittifakın ilke ve esaslarıyla terstir. NATO Zirvesi'nin sonuçları ve yeni ilişkilerde Türkiye kararlılığından taviz vermeyecektir. Biz devletimizin yanındayız.
Çaresiz değiliz. Çare milletin dirayetidir. Yurtsuz değiliz, sahipsiz değiliz sahibimiz Allah'tır. Ayrık otlarını temizleye temizleye Türkiye'yi istikbale heyecanla taşıyacağız. İnandığımız sürece zafer bizimdir.
Türkiyemizin siyasi mazisi cumhuriyet üzerinde isyan ve ayaklanma girişimlerinin, çok partili dönemde ise dayatma, telkin ve zorlamaların tarihidir. Demokrasi dışı arayışların kaynağını, ülkenin kötüye gittiğine dair kaygılar oluşturulmuş, bir döngü ile ekonomik kriz, toplumsal bunalım ve yönetim istikrarsızlığı talihsiz bir çark olarak ülkemizin üzerinde dönüp durmuştur.
Demokrasimiz üzerinde dolan kara bulutları ortaya çıkarmak, çözümü siyaset içinde görmesi gerekenlerin demokrasi borcu olmalıdır. Zillet ittifakı bu borca sadık değildir. Kısır siyasi çekişmelerden beslendikleri tarihi bir vakadır. Çatışma ortamını körükleyenlerin ortaya çıkmaya başladığı bugünlerde çeteleşmeden ve toplumsal huzursuzluktan aldığı destekle ivme kazandığı gerçektir. Önüne çıkacak engellerim temizlenmesi, milli iradeyi sekteye uğratacak emarelerin temizlenmesi ve engel olunması herkesin görevidir.
Adalet, günlük hesaplarımızdan bağımsız binlerce yıllık mücadelenin sonucunda ulaşılan değerler sistemidir. Yaşadığımız coğrafyada var olmamızın temeli adalete güven duygusudur. Cumhuriyet ve demokrasi birbirlerini tamamlayan değerler manzumesidir. Türkiye Cumhuriyet ve demokrasiyi birlikte yaşatmaya mecburdur. MHP, yıllarıdır bunu savunmuş, bunun arkasında durmuştur.”

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 27 Nisan 2024
İmsak 04:13
Güneş 05:42
Öğle 12:41
İkindi 16:26
Akşam 19:31
Yatsı 20:54
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı