Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, 20 Ocak cuma günü İstanbul’da Esenyurt Eğitim Kampüsü Temel Atma Töreni’nde yaptığı açıklamada, “ Fransa'da, İngiltere'de, Almanya'da millet sokakta, aç açık, ne yapacaklarını bilmiyorlar” demişti. Erdoğan'ın söz konusu ifadelerine ilişkin konuşan İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı Turhan Çömez, Erdoğan'ın çok güvendiğini söylediği iki isimden ve bu kişilerin çocuklarından bahsetti.
"Türkiye de işler bu kadar yolundaysa onlar neden İngiltere'ye gitti" diye soran Çömez, bu ülkede bulunan 140 milyon lira değerindeki servetin AKP'lilere ait olduğunu iddia etti.
Çömez, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

"Olayın evveliyatı şu geçtiğimiz günlerde Erdoğan bir açıklama yaptı. Avrupa aç sefil bizim memlekette her şey yolunda dedi. Ben de bir araştırma yaptım. Bunlar kamuoyuna açık bilgiler. Bunu şunun için önemsiyorum. Avrupadaki işlerin berbat olduğunu söyleyen bir erdoğan var ama Londra'nın zengin muhitlerinde bir sürü AKP'li ve AKP'lilerin çocukları ile karşılaşıyorsunuz. Türkiye de işler bu kadar yolundaysa onlar neden İngiltere'ye gitti? Yarın iktidar değişir diye mi gittiler?

Her gün dini siyasete alet ederek insanları etkileyen insanlar neden Kabe manzaralı ev almaz da İngiltere'den ev alır? Niye bu ülkede insanlar aç sefil yaşarken, altı yaşındaki bebekler açlıktan ölürken, çocuklar okullarına gidemezken nasıl olur da bu insanlar sefahat içinde yaşarlar? Bunları bir soru olarak kamuoyuna bırakacağım
Bunca devasa serveti nereden ve nasıl kazandın? Bunların ortaya çıkması için önümüzdeki seçim çok önemli. Erdoğan’ın o ifadeleri üzerine yaptığım araştırmaları anlatacağım. Burada yıllar önce Girne Amerikan Üniversitesi isminde bir şirket kurulmuş. Neden bu ad verilmiş çünkü konunun asıl ilgilileri bu yıllarda Girne Amerikan Üniversitesi'nde öğrenci. Kendi adlarına okul isminde bir şirket kurulmuş. Bunların ortakları var. Bu şirket Serhat Akpınar adına başlamış. 2018'de Halil İbrahim Serim isminde Girne'de yaşayan kişi bu şirkete ortak olmuş. Bu Halil İbrahim Serim Aslında Maksut Serim'in oğludur. Maksut Serim, bir bankada bürokratken örtülü ödeneğin başına tayin olmuş ve bugün de Erdoğan'ın danışmanı olmuş bir isim. Onun oğlunun asıl adresi İngiltere'deki şirketin kayıtlarında da aynı.
Daha sonra şirketin ortakları değişiyor. Halil İbrahim Serim devam ediyor, kardeşi Yasin Ekrem Serim de ortaklardan biri oluyor. Bu arada bu şirkete ilginç bir direktör atanıyor Kerem Şahin. Buradan Mehmet Ali Şahin'e sesleniyorum biliyorsun bağlan söyle cevap ver. Bu adam kim cevap versin?
Daha sonra şirketin adı değişiyor. Şirketin adı Damlar İnvested Limited oluyor. Dışişleri Bakanlığı’nda bir genel müdürlük görevine geliyor Yasin Serim. Artık şirket kabuk değiştiriyor. Damlar neresi peki? İzmir’de harika malikanelerin olduğu bir yer.

Baktığınız zaman şirketin bilançosunu da çıkarttım ben, 5,714,539 pound. Bizim paramızla 140 milyon liraya yakın bir servetten bahsediyoruz. Şimdi soruyorum, ne oldu ki siz İngiltere'de bu kadar büyük bir servete sahip oldunuz?. Bunların hepsi İngiliz resmi kayıtlarındaki belgeler. Sanıyor musunuz ki iktidar değiştiğinde biz bunları sormayacağız. Siz iktidara gelirken 'Tüy bitmemiş yetimin hakkını koruyacağım' diye geldiniz. Bu milletin dini duygularını istismar ederek geldiniz. Ben İngiltere'de banklarda yatarken siz devasa servetler yaptınız. Siz bunları açıklamak zorundasınız. Bu paraları yığanlar samimi insanların oylarını aldılar.

Yasin Ekrem Serim 2020'de ortaklığını Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevi için sonlandırmış. Daha sonra şirketin adı yeniden değişmiş. Neden? Aman izleri bulunmasın diye. Bu paranın kaynağı ne ve bu parayı neden buraya getirdiniz? Siz bu devasa paraları neden yurt dışına kaçırıyorsunuz?

Bu bilgiler belgeler yalansa size açıklama yapsınlar, ben özür dileyeyim. Bu paranın kaynağını açıklamak zorundasınız. Türkiye'de bu kadar sefalet içerisinde yaşayan bir toplum varken, birileri devasa servetler yapmış. Bunları tutmayalım İngiltere'ye götürelim demiş. Ondan sonra bütün bunlar yokmuş gibi milletin karşısına çıkıp utanmadan, istismar siyasetiyle milletin oylarını tahvil etmeye devşirmeye çalışmışlar. Sanıyor musun millet bunların hesabını sormayacak? Seçimde soracak. Bunların hepsinin hesabı sorulacak. "