Türkiye’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda İslâm ülkesinin hükümetleri, Mescid-i Aksa’yı kana bulayan Siyonist İsrail terörünü durdurabilmek için hamaset dışında hiçbir şey yapmıyor. Kamuoyunun gazını almak için hamasi söylemlerini artıran Müslüman liderlerin, terörist İsrail’e karşı ne askeri, ne siyasi ne de ekonomik olarak hiçbir yaptırımda bulunmaması samimiyetsizlik olarak yorumlanıyor. İsrail’le normalleşme sırasına giren İslâm ülkelerinde İsrail büyükelçilikleri ve konsoloslukları da hâlâ açık bulunuyor. Kudüs’te manevi değerlerimize yapılan aşağılık saldırılara rağmen İsrailli diplomatları sınır dışı eden hiçbir İslâm ülkesi olmadı.

İsrail, 2020 yılında Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Fas, Kosova gibi Müslüman ülkelerle yaptığı anlaşmalarla önemli diplomatik kazanımlar elde etti. Arap ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda İslâm ülkesi liderini normalleşme tuzağına çeken İsrail, normalleştiği ülke sayısını daha da artırmak için yoğun bir diplomasi yürütüyor. İslâm ülkeleri liderlerinin İsrail’i ‘stratejik ortak, model müttefik’ olarak tanımlayan resmi söylemleri Müslümanların vicdanlarını yaralıyor. Bu aşamada Türkiye’nin de İsrail’le normalleşmek için gönüllü bir tablo çizmesi tepki çekiyor. İsrail’e karşı görünürde farklı, perde arkasında farklı politikalar izleyen AKP hükümetinden hamaset dışında, Filistin’deki zulmü bitirmeye yönelik etkili ve kalıcı tedbirler bekleyen Müslümanların beklentileri hep havada kalıyor.

1948 senesinde Filistin topraklarını işgal ederek gayrimeşru bir terör devleti kuran Siyonist İsrail, hali hazırda onlarca İslâm ülkesinde diplomatik faaliyetlerini sürdürüyor. Afrika, Asya ve Avrupa’daki çok sayıda İslâm ülkesinde, büyükelçi, konsolos ya da maslahatgüzar düzeyinde fitne faaliyetleri yürüten İsrail’e hak ettiği karşılığı verebilen İslâm ülkelerinin sayısı çok az durumda. İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesmeyen üzerine bir de Siyonistlerle normalleşme planları yapan Müslüman liderlerin ciddiyetsiz politikaları tepki çekerken Ramazan-ı Şerif’te Mescid-i Aksa’mızı kana bulayan İsrail’e karşı diplomatlarını sınır dışı edebilen bir İslâm ülkesi de henüz çıkmadı.

Endonezya, Malezya, Pakistan, Tunus ve Cezayir gibi İslâm ülkeleri Siyonist İsrail’e karşı sert duruşlarından taviz vermiyor. Bu ülkelerin hükümetleri gerek icraat olarak gerekse söylem olarak İsrail’e karşı tutarlı bir duruş sergiliyor. Bu ülkelerde İsrail’in diplomatik temsilcilikleri yok, hükümetlerin İsrail’le anlaşma yapmaması sebebiyle olanlar da çok etkisiz konumda bulunuyor. İsrail buralarda, zulüm ortağı ABD’nin büyükelçiliklerinin gölgesinde faaliyetlerde bulunuyor. Halkları ve hükümetleri ile birlikte Siyonizm’e karşı sağlam bir duruş sergileyen söz konusu İslâm ülkelerinin, Siyonist İsrail’le normalleşme peşinde koşan teslimiyetçi hükümetlere örnek olması temenni ediliyor.