Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Van 7. Olağan İl Kongresi’nde konuştu. Orman yangınlarının ardından yangın söndürme uçakları üzerinden devam eden tartışmalara değinen Karamollaoğlu, “Yangına müdahale edecek uçağımız yok. Aslında imkânlarımız var. Ama ne yazık ki, bu uçaklarımız başka yerlerde heba edilmiş. Keyif için uçan uçaklarımız var” dedi.
Karamollaoğlu, “Maalesef yangına müdahalede çok geç kalındı. Türkiye gibi bir ülkede iktidar hem imkânsızlıktan yakındı hem de kendisinin hatalarını göreceğine muhalefetin tenkitlerine cevap verme derdine girdi. Yangına müdahale edecek uçağımız yok. Aslında imkânlarımız var. Ama ne yazık ki, bu uçaklarımız başka yerlerde heba edilmiş. Keyif için uçan uçaklarımız var. Başımız sıkıştığı zaman derdimize derman olacak imkânımız yok!” ifadelerini kullandı.
nKaramollaoğlu, “Bizim 20 tane politika kurulumuz var. Ekonomi, tarım, sanayi, hizmet, sağlık, adalet konusunda bu alanların nasıl düzeleceği konusunda çalışmalarımız var. Biz bu çalışmaları iktidara geldiğimizde tatbikata koyacağız. Hepimiz biliyoruz ki, öncelikle güvene, adalete ihtiyaç var. Kısacası Türkiye’nin umuda ihtiyacı var; yani Saadet’e ihtiyacı var demektir” değerlendirmesinde bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yurt ziyaretlerine tüm hızıyla devam ediyor. Partisinin Van 7. Olağan İl Kongresi’nde konuşan Karamollaoğlu, burada gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Konya’da bir ailenin katledilmesini sert bir şekilde kınayan Karamollaoğlu, bu olayın bir vahşet olduğuna vurgu yaptı. Karamollaoğlu, “Biz bu olayın neden meydana geldiğini anlamak zorundayız. Ülkemizde kardeşliği pekiştirmeliyiz” dedi. Karamollaoğlu, orman yangınlarının kendisini derinden üzdüğünü belirterek, “Maalesef yangına müdahalede çok geç kalındı. Türkiye gibi bir ülkede iktidar hem imkânsızlıktan yakındı hem de kendisinin hatalarını göreceğine muhalefetin tenkitlerine cevap verme derdine girdi. 20 yıldır iktidarda bulunan bir partinin ülkenin içine sürüklendiği problemlere karşı bugüne kadar tedbir almamış olması kendisine vebal olarak yeter de artar bile! Yangına müdahale edecek uçağımız yok. Aslında imkânlarımız var. Ama ne yazık ki, bu uçaklarımız başka yerlerde heba edilmiş. Keyif için uçan uçaklarımız var. Başımız sıkıştığı zaman derdimize derman olacak imkânımız yok!” ifadelerini kullandı.
Siyasi parti liderlerine üslup uyarısında bulunan Karamollaoğlu, şöyle devam etti: “Birbirimizle konuşurken, nezaketi elden bırakmamız lazım. Bu ülkede yaşayan herkese insanca muamele etmeliyiz. Herkese hürmet göstermeliyiz. Farklı partilere mensup olabiliriz. Biz sadece ülke problemlerinin değil, içinde bulunduğumuz bölgenin ve insanlık âleminin bütün problemlerini çözecek bilgiye sahip olduğumuz kanaatindeyiz. Biz bunu söylerken, adamın alnının ortasına yumruğu vurarak başlamıyoruz. Bir defa üslubumuz önemli. Biz herkese kardeş gibi muamele etmeliyiz. Biz herkese kardeşçe yaklaşmalıyız.”
Karamollaoğlu, tarım ve hayvancılığın ülkenin bir numaralı meselesi olduğuna dikkat çekerek, “Van hayvancılıkta bir numaralı ilimizdi. Hem küçükbaş hem de büyükbaşta. Çiftçi besici elindeki hayvanı artık nasıl değerlendireceğini bilmiyor. Yem fiyatları, girdi fiyatları aldı başını gidiyor. Süt fiyatları aynı noktada durmuyor. Devletin sisteme müdahale edip, iyi bir sistem kurması gerekiyor. İlk yapacağımız iş; üretime dönük yatırımları yapmamızdır. Biz milli gelirin adil dağıtılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Saadet Partisi’nin ülke problemlerinin çözümüne ilişkin sürekli politika ürettiğini belirten Karamollaoğlu, “Biz Saadet Partisi olarak Türkiye için bir çıkış yolu arıyoruz. Sürekli politika geliştiriyoruz. Bizim 20 tane politika kurulumuz var. Ekonomi, tarım, sanayi, hizmet, sağlık, adalet konusunda bu alanların nasıl düzeleceğini konusunda çalışmalarımız var. Biz bu çalışmaları iktidara geldiğimizde tatbikata koyacağız. Hepimiz biliyoruz ki, öncelikle güvene, adalete ihtiyacı var. Kısacası Türkiye’nin umuda ihtiyacı var; yani Saadet’e ihtiyacı var demektir” değerlendirmesinde bulundu.
Muhammed Vefa/Ankara