Buruk bir tebessüm ömür dediğimiz.
Mevsimlerin deveranı gibi,
Yaz güze, gün geceye, haz eleme doğru akıp gitmekte.
Hayat dahi ölüme tabi.
Her vuslat bir hasrete gebe.
Her başarı bir hüsrana belki.
Hüznümüz kırık, sevinçlerimiz parça parça.
Bir yanda cıvıl cıvıl çocuk sesleri; okula gidenler, mezun olanlar, dünya evine girip yuva kuranlar.
Bir diğer tarafta bebek cesetleri, kadın cinayetleri, hayvanlara dahi tecavüz etmeye yeltenenlerin iğrenç ve irite edici sapkınlıkları.
Bir yanda soykırıma uğrayan mazlum bir halk için sesini ve sözünü yükselten ehli vicdan, diğer yanda güya senden gibi görünen ehli nifak.
İlaç sandıklarının zehir çıkması, kardeş bildiklerinin kalleşlik irtikap etmesi.
Umut bezirgânlığı, kör fırka taassubu ve insafsızlık.
İçimiz tepe taklak, gönüller sitemkâr, yürekler yaralı, umutlar tehdit altında.
Sadece ormanlarımız değil, zihinlerimiz de kundaklanıyor.
Tasavvur manipülasyonu, umut bezirgânlığı.
İkbale yönelik heyecanlarımız meflûç olmuş sanki.
Hep benzer senaryoları seyretmek zorunda kalmaktan duyulan bitkinlik.
Müebbet mahkûmun bedbinlik hali çağdaş insanımızda gözlenen.
Peki hangi cürmü irtikap etmenin bedeli bu insanlığa yaşatılan?
Ve bir ayet: "Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman..." (Tekvir, 81/8-9)
Mekke çöllerinde cinsel kimliklerinden dolayı diri diri gömülen çocuklara mukabil, Gazze beldesinde millî ve dinî kimliklerinden dolayı açlığa mahkûm edilen veya bombalanarak öldürülen çocuklar.
Bir zamanlar ekranlarda "bebek katili" diye bir ifade vardı. Neden bu ifade Gazze'deki katliamın baş müsebbibi için kullanılmaz?
The Washington Post gazetesine göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'deki saldırılarında 18.500 Filistinli çocuğun öldürüldüğü kaydedilmiştir.
Peki ya sivil sayısı? Michael Spagat ve Halil Şikaki tarafından yürütülen bağımsız bir saha araştırmasına göre, 7 Ekim 2023 ile 5 Ocak 2025 arasında doğrudan savaş nedeniyle ölen Filistinlilerin sayısı yaklaşık 75.200'dür.
Bu rakam, Gazze Sağlık Bakanlığı'nın aynı dönem için bildirdiği 45.805 sayısından yaklaşık %60 daha yüksektir.
Bu durum, 2,3 milyonluk Gazze nüfusunda her 25 kişiden birinin hayatını kaybettiği anlamına gelmektedir.
Düşünün ki, bir beldede her dört kişiden biri öldürülüyor. Buna mukabil tüm dünyada ehli vicdan insanlar, her dinden ve her renkten tüm yürekleriyle bu soykırımı lanetliyor. Hatta Tel Aviv’den ehli insaf Musevi kökenli siviller ve öğrenciler dahi bu melun soykırımı kınıyor.
Sa'sa bin Naciye geldi aklıma. Hani Allah Resulü döneminde, henüz Müslüman olmadığı hâlde, kızını gömecek ailelere maddi destek vermek suretiyle 360 kadar kız çocuğunu kurtaran o ehli insaf zat.
Ne ki, sözde Müslüman ülkelerin eli kolu bağlı. Değil askerî müdahale, ekonomik ilişkilerini dahi kesemiyorlar. Bu, bir nevi zillet ittifakı değil midir?
Bununla beraber, ne zaman Filistinli kardeşlerimizden konu açılsa aklıma Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz gelir
Biz Filistin'i dillendirirken, "Biz kardeşiniz değil miyiz?" dediklerini duyar gibiyim. En azından dünya, henüz fiilen bir şey yapamasa da, sözlü olarak Gazze'de yaşananları kınamaktadır.
Lakin memleketimizde maalesef Doğu Türkistan için konuşabilmek, sesini yükseltebilmek dahi mümkün olamayabiliyor. Bu bir zillet değil de nedir?
İncinirsen belki geçer. Lakin insana veya ideolojiye olan inacın biterse, bunun şifası yok!
Ne diyordu İsa: "Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de Mamon'a (paraya) kulluk edemezsiniz." (Matta: 6: 24)
Hakikatin dili bir.
İslam, Allah'a teslim olmaktır çünkü. Müslüman ise sadece Hakk’a teslim olandır.
Madde'nin çekim alanına giren, mana'nın çekim alanından çıkmıştır.
Üç şey uzun süre saklanamaz: güneş, ay ve hakikat" demiş bir bilge.
Ben buna bir de, adaleti ekliyorum ve bekliyorum.
Gönüllerimize ve idraklerimize vicdan, insaf ve adalet diliyorum.
Selam ve dua ile