Kurdaş iki fotoğrafı yorumladı! Çarpıcı Ecevit ve Erdoğan kıyaslaması

Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Bilali Yıldırım'ın TV5'teki 'Buyurun Başlıyoruz' programında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

GÜNDEM 15.06.2021, 12:00
1
Kurdaş iki fotoğrafı yorumladı! Çarpıcı Ecevit ve Erdoğan kıyaslaması
Millî Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, Türkiye gündeminde yaşanan sıcak gelişmeleri Bilali Yıldırım'ın TV5'teki 'Buyurun Başlıyoruz' programında değerlendirdi.
Türk-Amerikan ilişkileri kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Biden görüşmesine değinen Kurdaş, Erdoğan ve Biden'ın medyada gündem olan fotoğraf karesi hakkında dikkat çeken değerlendirmeler yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın bir araya geldiği fotoğraf karesini yorumlayan Kurdaş, şu şekilde konuştu:
"İki tane fotoğraf konuldu. İki fotoğrafın kullanım tarzını da kınıyorum. Birisi Ecevit'in başbakanlığı dönemindeyken Clinton'la yapmış olduğu Beyaz Saray zirvesindeki görüşme ki bunun üzerinden AK Parti çok ekmek yedi. Biri de Erdoğan-Biden görüşmesine dair şu şekilde bir fotoğraf var. Ecevit'in fotoğrafı üzerinden AK Partili trollerin yaptığı saldırıların bir benzerini bugün Erdoğan-Biden görüşmesinin foroğrafı üzerine yapılıyor. Sayın Erdoğan'ın Biden'ın fotoğrafı anlık bir durum. Bu fotoğraf işin gerçeği ve kendisi değil. Bu bakımdan fotoğraflar tehlikelidir. Fotoğraflara bakarak kimse dünyayı okumaya çalışmasın. Fotoğraflarla size bir başka şey okutturulur... Ecevit'in fotoğrafları üzerinden yanlış algı yapılırken kimse Ecevit'in Amerika'nın Irak'ı işgal etme planını engellediğini bilerek konuşmadı. Ecevit Clinton karşısındaki fotoğrafı ile Erdoğan'ın bacak bacak üstüne olan fotoğrafları yıllarca kıyas edildi. Bacak bacak üstüne atan Erdoğan 1 Mart tezkeresine imza atarken çaresiz gösterilen Ecevit ise Irak'ın işgaline müsaade etmedi. Ne Ecevit ile ilgili AK Partililerin yaptıkları kabul edilir ne de Erdoğan'ın Biden görüşmesindeki fotoğrafı için yapılanlar kabul edilir. Bu bakımdan her iki fotoğraf üzerinden yapılan yorumları kınıyorum."
NATO ve İslam işbirliği Teşkilatı'nın maksadı dışında bir çalışma faaliyeti sürdürdüğünü ifade eden Kurdaş, şu değerlendirmeyi yaptı: 
"Dünyada iki yapı kuruluş amacının dışında bir amaçla hareket etmeye devam ediyor. Birincisi İslam İşbirliği Teşkilati ikincisi ise NATO'dur. İslam İşbirliği Teşkilatı, Kudüs'ü kurtarmak için kuruluşmuş bir teşkilattır. Ancak bugün Kudüs'ün işgalini meşrulaştırma varlığıyla devam ediyor. NATO ise komünizme yani Varşova Paktı'na karşı kurulmuş ve bugün ise saldırı gücü olarak varlığını devam ediyor. Komünizm ve Varşova Paktı ortadan kalmasına rağmen varlığını saldırı ve emparyalist mantık için sürdürüyor. Bu bakımdan İslam İşbirliği Teşkilatı D-8'in önündeki en büyük engel olarak ortada duruyor."
D-8 projesinin 24'üncü kuruluş yıl dönümünde Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca'nın Müslüman aleminin birliği için verdiği çabayı anlatan Kurdaş, şu ifadelere yer verdi:
"Erbakan Hoca'nın 1969'dan itibaren başladığı siyasetinde hep bu tür fotoğraflar var. Hiç Amerikan başkanlarıyla görüşeyim veya başkalarıyla görüşeyim niyetinde olmadı. Bu zaten Erbakan Hoca'yı hoca yapan ve diğer anlayışlardan ayıran en önemli özelliklerinden birisi de bu. Bu Erbakan Hoca diğer ülkeleri hiçe sayıyor anlamına gelmez. Her şeyden önce bir araya gelmesi gereken bir Müslüman coğrafyası var. Önce Müslümanları bir araya getirdikten sonra Batı ile bir araya gelebilirsiniz. Bakın AK Parti iktidar oldu ve maalesef 1 Mart tezkeresiyle sürece başlandı. Model ortaklıkla sürece başlandı. Erbakan Hoca'nın başlattıklarından vazgeçerek sürece başlandı. O yüzden çok sevildi, çok alkışlandı. Manşetlerde New York'ta çok yer tuttu. AK Parti çok övgüler aldı. Ama maalesef bu iltifatların sonucu ülkemizin işgaline kadar geldi. O yüzden D-8, NATO kapsamında söylüyorum ve bu işler birbiriyle bağlantılıdır. Bu bakımdan ateş yakar, akrep sokar ve siz bunu değiştiremezsiniz. O bakımdan Amerika'nın fıtratı da bellidir. Amerika Birleşik Devletleri kullanır, size dostluk yapmaz. Akrebin sokacağı gibi Amerika'nın size vereceği zararı bileceksiniz. Ateşin yakacağı gibi Amerika'nın size vereceği acıyı bileceksiniz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Saadet Partisi' ve camiasına yönelik iftira ve yalanları üzerinden Sedat Peker karşısındaki durumuna değinen Kurdaş, konuya dair şu şekilde konuştu:
"Dediğim kamuoyu maalesef yalandan besleniyor. Tek tük yaklaşımlarla 'Siz önce HDP'yle...' gibi şeyleri söyleyebiliyor. Saadet Partisi'nin bu ittifak meselesinde kendisini ifade etmesinden ziyade yalanların kalın çizgilerle devlet nezdinde söylenmesinin bir sonucudur. Bu bir politik iftiradır. Ve maalesef insan böylesine bir durumda kendisini ifade etmekte, zaman ve mekan bulmakta zorlanıyor. İnsanların da işine şu geliyor: Güç kimdeyse onun diliyle konuşma. Saadet Partisi de kendisine yönelik iftiralara ciddi argüman geliştirmeli ve 'Geçim İttifakı' bu bağlamda iyi bir argüman oldu. Yani Saadet Partisi'nin 50 yıllık muktesabatı temiz bir muktesabat. Bu anlamda Saadet Partisi ve Milli Görüş markadır. Bu gibi iftiralar karşısında bu markaya dört elle sarılarak yalanlardan kurtulabiliriz. O yüzden 'Geçim İttifakı' ile ilgili söylem geliştirilmesi çok yerinde oldu. Ve ayrıca bu gibi konulara ve iftiralara herkes gülüyor. Bu iftiraları atan bir bakan da olsa onun söyledikleri bir iftiraydı. Bugünde kendisi tırnak içinde söylüyorum, inandığım için söylemiyorum, bir iftiraya maruz kalıyor. Kendileri bile bu gibi söylentilere cevap veremiyorsa ki medyanın bütün mecraları onların olmasına rağmen cevap veremiyorlar. Saadet Partisi sözcüleri TRT'ye çıkıpta kendilerini savunamıyordu. Anadolu Ajansı'nda Saadet Partisi'ne karşı ambargolar vardı. Devletin ajansı ve medya düzeni ambargo koyuyordu. Sedat Peker eğer bugün iftira atıyosa TRT de sizin medya düzeni de sizin devletin ajansı da sizin cevap verin ama verilemiyor. O yüzden Saadet Partisi bir mecra bulamadı, bu iftira ve yalanlar zihinlerde kalıcı hale geldi."
Sedat Peker'in YouTube üzerinden yayınladığı videolara değinen Kurdaş, değerlendirmelerinin son bölümünde şu ifadeleri kullandı:
"Sedat Peker bundan sonra ne açıklar bilimem. Fakat Sedat Peker'in bugüne yaptığı açıklamalar bu hükümeti götürmeye yeter, bu ülkeyi yönetenleri götürmeye yeter, bu çürümüşlüğe artık bir son verilmesi gerektiği düşüncesinin yeşermesine yeter. 1996-97 yıllarında bir Susurluk kazasında sanki cumhuriyet tarihinin en büyük kriziymiş gibi gösteriliyordu. Bir mercedese bir kamyon çarpmıştı. O mercedesin içinde siyasetçi, medyacı, mafya vardı. Bugüne göre söylüyorum küçümseyerek söylemiyorum ama sadece küçük iddialar vardı. Bugün ise itiraflar var, bugün videolar var, cevap verilemeyen sorular var ve bugün olay örgüsünde zamanlama bakımından uyuşan konular var, bugün marinalar var, bugün Suriye meselesi var, silah gönderimesi var. Savcılar ve adalet mekanizması hâlâ neyi bekliyor anlamıyor. Ve Sedat Peker hukuken görevini yaptı. Mafya lideri olarak demiyorum. Hukukun işletilmesi bakımında söylüyorum. Çünkü itiraflar var. 10 bin dolar konusunda sayın bakan kendisi çıkıp bizzat itirafta bulunuyor. Yani Sedat Pekeri teyit eden bakan var. Ve Mustafa Şentop'un soru önergesi de var."

Yorumlar (0)
sanalbasin.com üyesidir
18
açık
Namaz Vakti 26 Nisan 2024
İmsak 04:15
Güneş 05:43
Öğle 12:42
İkindi 16:26
Akşam 19:30
Yatsı 20:52
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Whatsap İhbar Hattı